Türk tipi başkanlık sisteminin bünyemize uymadığı, tek adam yönetim ve anlayışına karşı olunduğu her geçen gün daha belirgin bir şekilde kendini gösteriyor.
Esasen kamuoyu yoklamaları da bu görüşü doğrular niteliktedir.
Bünyemize en uygun olanını birçok kez yazdığımız ve hatırlatma gereğini duyduğumuz üzere yaklaşık bir asırdır uygulanan parlamenter sistem olduğu geniş bir kabul görmektedir.
Türk tipi başkanlık sitemini cumhur ittifakı ile onu destekleyenlerin bir kısmının savunduğu, buna karşılık güçlendirilmiş parlamenter sistemin ise ezici bir çoğunluk tarafından istendiği kamuoyu yoklamalarından anlaşılmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde 6 muhalefet partisinin bir araya gelerek güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönülmesi için yaptığı toplantıların olumlu geçtiği ve kısa süre sonrada genel başkanlar düzeyinde bir toplantının ve açıklamanın yapılacağı doğrultusunda görüş birliği var.
Elbette ki güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş kolay olmayacaktır. Böyle bir geçişin olabilmesi için mecliste yeterli sandalye sayısına sahip olmak gerekecektir.
Ama ne olursa olsun, bu yolda kamuoyunda bir görüş çoğunluğu belirmiş ve bu çoğunluk giderek artmaya başlamıştır.
Eninde sonunda güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüleceği görülüp anlaşılmaktadır. Durum bu doğrultuda olduğuna göre, önümüzdeki süreç içersinde yapılacak olan genel seçimde, sadece Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri için oy kullanılmayacak, aynı zamanda Türk tipi başkanlık sistemi ile güçlendirilmiş parlamenter sistemden hangisinin seçmen tarafından benimsendiği yolunda da bir tür halk oylaması yapılacaktır.
Bunu herkesin görmesi, bilmesi ve adımlarını ona göre atması gerekiyor.
Muhalefet partileri bu doğrultuda büyük bir çaba içerisine girmişler ve atak üstüne atak yapmaya başlamışlardır.
Aynı şekilde başkanlık sistemini savunan iktidar kanadı da bu sistemin devam ettirilmesi yolunda görüş bildirmekte, çaba sarf etmekte, adım atmaktadır.
Önümüzdeki günlerde siyaset sahnesinin daha da ısınacağı ve Türk tipi başkanlık sistemi ile güçlendirilmiş parlamenter sistemi destekleyenlerin görüşlerini daha net bir şekilde ortaya koyacakları hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Son pişmanlık elbette ki fayda vermeyecektir.
Kimsenin suskun kalma ve banane deme hak ve yetkisinin bulunmadığını görmesi, bilmesi ve ona göre hareket etmesi gerekir.
Suskun kalmakla bir yere varılamayacağı gelişmelerden anlaşılmaktadır.
Daha önceki referandum oylaması sırasında yapılan yanlışların bu kez de yinelenmemesi için, herkes doğruları görüp buna göre konuşmalı, görüşünü bildirmelidir.
Susmakla bir yere varılamayacağının hatırdan uzak tutulmaması gerekir.
Daha önceki zaman dilimi içinde, yetmez ama evetçilerin Türk demokrasisine verdiği zarar hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Kötünün iyisi demek suretiyle bir sistem desteklenmeye kalkılırsa, ilerde bunun telafisi imkânsız olacak siyasi zararlar doğuracağı bilinmelidir.
Bu nedenle herkesin Türk tipi başkanlık sistemi ile güçlendirilmiş parlamenter sisteme ilişkin görüşlerini, bu sistemlerin artılarını ve eksilerini net bir şekilde ortaya koymak suretiyle, ülkenin siyasi bakımdan geleceğini belirleme yolunda kendine düşeni yapması gerekliliğini bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz…