Gelişmeler, Suriye’de sona yaklaşılmakta olduğunu göstermektedir.
Yıllardan beri devam eden Suriye’deki iç çatışma, süper güçlerin önemli ölçüde anlaşmaya varmaları sonucu onların istekleri ve beklentileri doğrultusunda çözümlenecek gibi görülüyor.
Bu arada, Esad’sız bir çözümün essamisi dahi geçmemektedir. Yani Suriye’deki Esad yönetiminin iş başında kalma koşulu ile bazı hesaplar yapılmakta , bazı anlaşmalar yürürlüğe konulmaktadır.
Bu gelişmelerde, en çok ülkemizi ilgilendirmektedir. Zira güney sınırlarımızda çok önemli hareketlilik olmakta ve yeni yeni oluşumların ortaya çıkması gündeme düşmektedir.
Yanlış Suriye politikası sonucu güney sınırlarımızda hiç hesapta kitapta yok iken, PYD-YPG terör örgütünün denetiminde olan bir oluşum istesekte istemesekte yaşama geçmek üzeredir.
Sınır boyunca beton duvarlar çekilmesi, bunların üzerlerinin aşılması zor tel engellerle kaplanması bir şeyi değiştirmeyecektir. Bir gerçek vardır, o da, güney sınırlarımızın eskisi gibi güvenli ve huzurlu olamayacağı hususudur.
Bu nedenle de çok dikkatli olmak, izlenecek dış politikada olabilecekleri önceden hesaplamak suretiyle, vakit geçirmeden gereken önemleri almak, olası tehlikelerin önüne set çekmek gerektiğini hatırdan uzak tutmamak zorundayız.
Daha önce Astana görüşmeleri sonucu ülkemizin de içinde bulunduğu katılımcıların aldığı karar ve daha sonrada ABD ile Rusya’nın vardığı mutabakat doğrultusunda, terör örgütleri sistemli bir şekilde İdlip’e yönlendirilmişlerdir.
Suriye’de terör örgütlerinin elinde bulunan yerleşim birimleri, başta rejim güçleri olmak üzere, ABD destekli PYD-YPG ağırlıklı diğer güçler tarafından geri alındıkça, o yörelerde bulunan teröristler, varılan anlaşma doğrultusunda kontrollü bir biçimde idlip’e gönderilmektedir.
Böyle oluncada İdlip, terör örgütlerinin cirit attığı bir yer haline dönüşmüştür.
İdlip’in sınırlarımıza çok yakın bir yerleşim alanı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, ileriki günlerde ülkemiz aleyhine oluşabilecek tehlikeleri şimdiden hesaplamak gerekir.
İdlip dolaylarında biriken terör örgütleri kısa bir süre sonra, rejim güçleri ile ABD destekli PYD –YPG terör örgütünün de içinde bulunduğu diğer güçler tarafından İdlip’ten de çıkartılmak istenecektir.
Zira İdlip’e yönlendirilen terör örgütlerinin de temizlenerek İdlip’in kurtarılması harekatı başlatıldığında, bu teröristlerin gidecekleri tek yer bizim sınırlarımızın içi olacaktır.
Eğer zamanında gerekli önlemleri almaz, gerekli duyarlılığı göstermez isek, İdlip’ten kaçacak olan teröristler, çeşitli yollarla ülkemize girecek ve böylece ülkemiz için yeni bir tehlikenin ortaya çıkması söz konusu olacaktır.
Zaten bir süredir terör örgütleri ile mücadele eden güvenlik güçlerimizin bu kez de idlipten gelen teröristlere karşı açılacak yeni bir cephede mücadele vermesi zorunluluğu hasıl olacaktır.
Bu nedenle tehlikenin boyutu ve önemi şimdiden görülmek ve anlaşılmak suretiyle, ülkemize böylesi bir terörist girişinin önlenmesi için gereken her türlü tedbir peşinen alınmalı ve İdlip’teki teröristlerin ülkemize girmesine izin verilmemelidir.
Bunun için de sağduyu ile hareket edip, milli çıkarları göz önünde bulundurarak, aklıselimin gösterdiği yolda, hem diplomatik, hemde askeri yönden her türlü çabayı sarf etmek suretiyle, ülkemizin yeni bir bataklığa sürüklenmesinin önüne geçmek zorunludur.
Umuyoruz ki tehlikenin farkına varılır ve gerekenler yapılır…
YORUMLAR