TÖB SEN Genel Başkanı Deniz Ezer, “Öğretmenlik Meslek Kanunu”nu kabul etmediklerini söyledi
Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖB SEN) Genel Başkanı Deniz Ezer, “Öğretmenlik Meslek Kanununu” kabul etmediklerini söyledi, kanunun sorunları çözmekten uzak olduğunu bildirdi, iş güvenceleri, ekonomik ve özlük hakları için mücadele etmeye devam edeceklerini dile getirdi.
2022’ye girerken bir müjde gibi ilan edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifinin TBMM’ye sunulduğunu, kanun teklifinin 12 maddeden oluştuğunu, kanun teklifini incelediklerinde, öğretmenlik mesleğinin sorunlarını çözmekten uzak olduğu ve amaç olarak öğretmenlik statüsünü güçlendirme amacını gütmediğinin net olarak karşılarına çıktığını söyleyen Ezer, özellikle bazı maddelerine baktıklarında söz konusu teklifin meslek kanunu olmasının kabul edilemeyeceğini bildirdi.
Her öğretmen alanının uzmanıdır …
Ezer, bu kanuna ve nasıl olması gerektiğine ilişkin düşüncelerini şöyle aktardı: “Öğretmenlik mesleğinin tanımı yapılan 3. maddede öğretmenlik mesleği özel bir ihtisas mesleği olarak tanımlanıyor. Fakat aynı maddenin devamında öğretmenlik; ‘öğretmen’, ‘uzman öğretmen’ ve ‘başöğretmen’ şeklinde 3 kariyer basamağına ayrılmaktadır. İhtisas mesleği kariyer basamağına ayrılamaz. Her öğretmen alanının uzmanıdır.
‘Aday öğretmenliğin’ düzenlendiği 5.madde oldukça sıkıntılı bir madde. Aday öğretmenlik sınavı kaldırılırken daha öznel bir uygulama getiriliyor. Aday kaldırma sınavı yerine ‘Aday Değerlendirme Komisyonu’ getiriliyor. Bu komisyonun aday konusundaki kriterleri belli değil, aday tamamen sübjektif koşullarda değerlendirilecek. Mülakat komisyonlarında yaşananlar hatırlandığında bu komisyonun neden olacağı olumsuz sonuçları tahmin etmek zor değil. Hepimiz biliyoruz ki objektif kriterlerle yapılmayan her değerlendirme olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu maddenin kendi başına yeni sorunlar üreteceği açıktır. Aday öğretmenlikle ilgili 5. maddenin devamında Ohal döneminden kalma arşiv taramasının ve güven soruşturmasının belirleyici olacağı belirtilmiştir. Anayasada gecen ‘Suçun şahsiliği’ ilkesine aykırı olan maddede öğretmen adayının ailesinden birinin bir suça karışmış olması onun öğretmen olmasına engel olacak veya geçmişte bir yargılamada ismi geçen ve beraat eden öğretmen adayı öğretmen olamayacak.
3600 ek gösterge seçim yatırımı olacak …
Yine 5. maddede aday öğretmenlerin ‘aylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası’ almaları durumunda görevlerine son verilecek. Bu durumun da aday öğretmenler amirlerinin kölesi konumuna gelecek olup, sorgulayan değil biat ve itaat eden öğretmen olmaya zorlanacaklardır. Ayrıca aday öğretmenlerin sendikal faaliyetlere katılmaları da engellenecektir. Aday öğretmenler tamamen güvencesiz çalışacakları gibi, bu cezaları almamak için baskıya ve mobinge boyun eğeceklerdir.
Öğretmenliğin kariyer basamaklarına ayrılması öğretmenlik mesleğine aykırıdır. Öğretmenlik dayanışma ve iş bölümü şeklinde yürütülür. Öğretmenleri yarıştıracak ve rekabet etmelerine neden olacak bu düzenlemeye doğrudan karşı çıkmak gerekir. İktidar birbirine rakip olan öğretmen kimliği yaratmak istemektedir.
3600 ek göstergenin yürürlük tarihi15 Ocak 2023 olarak belirlenmiştir. Buradan da teklifin tamamının bir seçim yatırımı olduğu anlaşılmaktadır.
Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmadı …
Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmamıştır. Sözleşmeli öğretmelerin kadrolu öğretmenlerle eşit haklara sahip olacağı ifade edilmişti; ancak teklifte sadece sözleşmeli öğretmenlere sağlık ve can güvenliği nedeniyle mazeret tayini hakkı var. Aynı işi yapan öğretmenler arasında eşitsizlik devam ediyor.
Öğretmenin iş güvencesini ve özlük haklarını güçlendirecek ve koruma altına alacak bir madde bulunmamaktadır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla öğretmenin korunması hedefleniyorsa okul içerisinde öğretmene şiddete kalkışanlara artırımlı cezalar verilerek, öğretmene yönelik şiddetle mücadele edilmelidir.”
Mehmet ÖZGÜN