Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Günay Güner
Günay Güner

Sosyal demokrasi mi?

Toplumsal savaşımın Batı dünyasında gelişimi evrim olsun devrim olsun uzun süren aşamalara yayılır. İnanılması kolay olmasa da Türk Devrimi, Batının yüzyıllarını on beş yıla sığdırmıştır. Bu Atatürk Cumhuriyetinin ilk on  beş yılıdır. Sonrası devrim karşıtlığıdır. Günümüz Türkiyesinde bu somut gerçek niteliğindedir.

Türk Devriminin partisi CHP, Türkiye ve dünya düzleminde (İkinci Dünya Savaşını sol düşünce yitirmiş, ölüm kamplarını sol kurmuş gibi) sağın, liberalizmin, serbest piyasacılığın güç kazanmasıyla, Partide düzgün bir tartışma bile yaşanmadan kurmaylar neredeyse bir gecede kapitalizm, devalüasyon, iki gün önce savaştığımız Batı yanlısı olmuş, son aşamadaysa sosyal demokratlık süslü adını benimsemiş, orada karar kılmışlardır. Merak eden bu kurmayların kimlerden oluştuğunu kolaylıkla bulur. Bu kişilerin çoğu ABD’de, Avrupa’da ağzı açık hayrana dönüşmüş taşeron, siyaset cambazı tiplerdir. O gün bugündür, bu sosyal demokrat sözü ne Ecevit’in ne Güleklerin, ne Baykalların ne Üstündağların… dilinden düştü. (Adlar sıralanırken zamandizin gözetilmemiştir). Böylece geldik bugüne. Din soslu, kisve serbestili, etnik hoşgörülü ve etnik sayaçlı sosyaldemokrasi, aslanlı olmasa da Şero kedili bugüne geldi.

Oysa bir düşünelim, düşünmek yorar ya neyse. Türkiye Cumhuriyeti halkı Cumhuriyete yoksulluk, eğitimsizlik, sağlıksızlık, sanayisizlik, üretimsizlik içinde girdi. Söylediğimiz gibi ilk o beş yılda üst baş edinir, karnına az çok yemek girer, tarlasını ekip biçer duruma, kapitalizmin piyasa rekabet düzeniyle değil, Türk Devrimimin planlı, devletçi, aydınlanmacı düzeninin uygulanmasıyla geldi. Toprak ağalarıysa toprak devriminini engellediler. Osmanlı’nın devrettiği kölelik düzeni bugünü buldu.

Sosyaldemokrasi başlarken sosyalist, izleyen dönemlerdeyse devrimci değil evrimci, giderek sosyal yardımlarla, desteklerle, iyileştirmelerle iş gören, günü kurtaran, kapitalizmin, emperyalizmin saldırılarını benimsemiş, ses etmeyen bir uslu, işe yarar aparattır. Birleşik Krallık’ta İşçi Partisi, Almanya’da SPD, İsveç’te SAP, Fransa’da SP… Bu partilerin sabıkalarını bilmeyen var mı?

Kaynaklar şöyle diyor:

“Sosyal demokrasi, kapitalist piyasa ekonomisinin kabul edildiği ancak toplumsal eşitlik, adalet ve refahın sosyal politikalarla sağlandığı, insan haklarına, demokrasiye ve sosyal devlete dayalı bir siyasal ideolojidir.”

İki, üç çelişik etki bir arada nasıl olacaksa…

Batıcı, Batı her neyse sosyalleri kendilerine bir de yine süslü ad daha bulmuşlar: sosyalist enternasyonal! Breh breh… Aldatma nasıl ama. CHP de zaman zaman hevesle bu kepazeliğe evsahibi çıkıyor. (Bu kepaze sözcüğünü öğretmenim Prof. Sadun Aren güzel kullanırdı; ışıklar içinde uyusun). Bu saydığımız sivil toplumcu Soros siyasetinden Türk halkına da insanlığa da hayır gelmez. Gönencimiz, aydınlığımız denenmiş, sınanmış, ışıklı sonuçları yaşanmış Atatürk Devrimindedir.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER