“Bir şiir okumuştum; bu kent için yazılan, dar sokaklarını anlatan, yana yana iki kişinin geçemediği söylenen… O dar sokakları görmek için gelmiştik ama… Duvarların sprey boyalı halleri üzdü bizi. Eski evlerin bu kadar kirletilmesi üzdü. Keşke grafitti olsaydı yapılanlar, o da değil! Okuma yazma bilmeyen bir çocuğun karalamalarından bile kötüydü, yapılanlar. Çektiğimiz her fotoğraf karesinde, küçük ya da büyük, vardı! Kime sorsak, ‘alıştık’ dedi. En kötüsü de bu değil miydi? Alışmak değil miydi?”
Milyonlarca lirayı bulan proje maliyetleri ile Antakya’nın taş ve ahşap evlerinden oluşan kalabalığını ayakta tutmaya çalışan kurumsal aktörlerin bu konuda neden bir çözüm üretemediği merak konusu. Bir Antakya ziyaretçisi tarafından paylaşılan serzenişleri ve benzerlerini neden şu ana kadar cevaplamadığı da!
-TARİHE DOKUNUŞ-
Antakya’da bu olurken; Restorasyon çalışmaları, eski evlerin boyama işlemleri ve daha birçok alanda geliştirilen projelerle hayat bulan dün hikâyesinin evleri, Ankara Altındağ Belediyesi’nin sanat projesine göz kırpıyor. Bu konuda Altındağ Belediyesi ile ortak bir çalışma yürüten, Kültür ve Turizm Bakanlığı Cam Sanatçısı Menekşe Bilgiç; tezhip, minyatür, mozaik ve cam sanatı kullanarak, mitoloji, Kur’an-Kerim ve tasavvuf mesajları içeren altı eserini, başkentin tarihi mekanlarından, Hamamarkası’nda bulunan Fener Sokak’taki evlerin duvarlarına işliyor, Kale Mahallesi’nin evlerin duvarlarını sanatıyla buluşturuyor.
-SOKAKTA SANAT-
Yapılan çalışma için konuşan Bilgiç, “Buradaki hedefim, sanatı, halka sokakta sunmak. Sergi salonuna gitmeden, sokaktan geçerken bile insanlar sanatın içinde olsun ve hikayelerini okuyabilsin istedim” derken, benzer bir hikayenin kahramanı olmak isteyen eski kentin doğu yakası için de “neden olmasın” sorgusu yaratıyor, sprey terörü için bugüne kadar hiçbir şey yapmayan kent idarecileri için de özlenen bir yol haritasının koordinatlarını paylaşıyor. Tamer Yazar