Hatay’da, 28 Ekim’de Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın ev sahipliğinde düzenlenen Deprem Çalıştayı’na TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve yönetim kurulu üyeleri, KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, TMMOB İskenderun İKK sekreteri Murat Durukan ve birçok meslek grubundan depremzede vatandaşlar katıldı.
Çalıştayın açılışında depremde yaşamını yitirenler için 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi. Saygı duruşunun ardından kürsüye konuşmasını yapmak için ilk çıkan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil oldu. Genel Başkan, “Yok sayılmamıza rağmen burada olmak bana güç katıyor. Bu şekilde sizleri selamlıyor ve yitirilen tüm canları saygı ile anıyorum” dedi. AKP iktidarının rant ve özelleştirmesinin sonucunda depremden sonra felaketler yaşamaya devam ettik.
“Kamusal hizmetleri deprem öncesinde tasfiye edip imar affı ile oy ve seçim politikası izlediler. Bunun sonucunda depremde çok daha fazla can kaybı yaşandı. Deprem sonrasında iktidar bölgede Alevilerin ve farklı inançların yaşadığı yerlere bilerek gelmedi ulaşmadı. Bugün hâlâ rant ve talan politikası izlemeye devam ediyorlar. Demografik yapılara müdahale etmeyi devam ettiriyorlar. Biz STK’lar olarak sorunları gündemde tutarak iktidarın üretmediği çözümleri üretmek için çaba harcamaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.
Daha sonra kürsüye davet edilen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise depremde hiçbir değerin kalmadığını tüm STK’lar olarak mücadeleye devam edeceklerini belirtti. Konuşmasına şu şekilde devam eden Fincancı, “Türkiye’nin tüm kurumlarının çökertildiği bir dönem olduğunu bu depremle öğrendik” dedi. Ama biz STK’ları çökertemiyorlar. İktidar bilinçli şekilde enkazın döküleceği yerleri seçiyor, bu rağmen biz STK’lar olarak hayatı var eden mekanizmaları oluşturmalıyız. Bu sebeple bölgedeki STK’lara çalışmaları için teşekkür ediyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.
İKK Sekreteri Murat Durukan ise Hatay halkından biri olarak bu çalıştayda yer aldığını mücadelenin Antakya ve İskenderun ilçelerinde gerçekleştiğini ve deprem yaralarının sarılmaya beraberlik ve birliktelikle devam edeceğini belirtti. Ayrıca bu tip etkinliklerle halkın kendini unutulmuş hissinin ortadan kalkacağını ifade etti.
Çalıştayda konuşma yapan TMMOB üyesi Profesör Doktor Tolga Çan, “Risk değerlendirmesi için olası tehlikeleri bilmek gerekiyor. Yaşadığımız depremler, ekstrem doğa olaylarıydı. Riskleri azaltmak için veri tabanlarına ihtiyaç var. Olası hasar görebilecek yerleri yasalara göre tasarlamak ve uygulamak gerekiyor. Bu sebeple tüm kamu ve kuruluşlar bu konuda birlikte çalışarak rant ve ekonomik çıkarlar gözetilmeden olası riskler en aza indirilebilir” dedi.
Maya-Der’den Özgür Yılmaz, mülteci sorununa değinerek deprem bölgelerinde çoğunlukla mülteci sorununun görmezden gelindiğini ifade etti. Deprem bölgesinde 1 milyondan fazla mülteci olduğunu ve her sorunun kaynağının mülteciler olarak göründüğünü fakat onların da diğer depremzedeler gibi sorunlar yaşadığını söyledi. Mülteci karşıtlığının yok edilmesi gerektiğini, farkındalık ve dayanışmanın oluşması gerektiğini belirtti.
Çalıştaya katılanlar arasında KHK ile işine son verilen Boğaziçi Üniversitesi profesörlerinden Fuat Ercan ise depremden sonra yaşanan sürecin kamusal devlet eskiliğinden kaynaklandığını ve devlet destekli sermayeler ile bu felaketlere yol açıldığını ifade etti. Kamusal hizmetlerin ticaretleşmesi ile sermaye sahiplerinin güçlendiğini, depremin yaşamasından sonra oluşan sürecin bu kamusal sorunların çözümlendiğini belirtti. “Türkiye kamusunu kaybetmiş bir devlettir, acilen bu kamuyu tekrar kazanmalı ve depremin açtığı yaraları bir an önce sarmalıdır” dedi. – Yusuf Cemil Karaçay-