‘Süper İyi Günler’ oyunu

İlklere İmza Atıyor Tiyatrokare, Mark Haddon’un çok satan romanı “Süper İyi Günler”i, Türk Tiyatrosu için yepyeni bir sahneleme anlayışıyla, Hataylı tiyatroseverler için sergileyecek. Süper İyi Günler, Londra ve Broadway’den sonra Türkiye’de! Hem de ilk kez denenen bir teknolojiyle… 10 Aralık saat 19.30’da, İskenderun Simya Koleji Yusuf Baysal Salonu’nda Hataylı tiyatroseverler ile bir araya gelecek olan […]

İlklere İmza Atıyor

Tiyatrokare, Mark Haddon’un çok satan romanı “Süper İyi Günler”i, Türk Tiyatrosu için yepyeni bir sahneleme anlayışıyla, Hataylı tiyatroseverler için sergileyecek.

Süper İyi Günler, Londra ve Broadway’den sonra Türkiye’de! Hem de ilk kez denenen bir teknolojiyle… 10 Aralık saat 19.30’da, İskenderun Simya Koleji Yusuf Baysal Salonu’nda Hataylı tiyatroseverler ile bir araya gelecek olan Tiyatrokare, Mark Haddon’un 15 farklı dilde, 32 ayrı ülkede yayınlanan kült romanı “Süper İyi Günler” oyununu, Nedim Saban yönetmenliğinde ‘perde’ diyecek.
Emir Özden, Ayça Erturan, Korel Cezayirli, Didem İnselel başrollerini paylaştığı oyun, sahnelendiği günden bu yana dikkatleri üzerinde topluyor. Oyunun müzikleri, gençliğin çok sevdiği “Son Feci Bisiklet” grubuna ait. Türk Tiyatro tarihinde bir ilke imza atarak gerçekleştirilen oyun, teknolojik unsurlar ile kuşatılan sahnede, ChristopherBoone’un iç dünyasını vurgulu efektleriyle seyircisine aktarıyor. Tufan Dağtekin’in gerçekleştirdiği görsel tasarımı izleyenler, yaşadıkları seyir keyfini “yepyeni bir deneyim” olarak tanımlıyorlar ve oyunda, dünyaya yepyeni bir çerçeveden baktıkları bir deneyim yaşadıklarını belirtiyor.
KONU-
Oyun, otizmli bir bireyin iç dünyasını benzersiz bir zenginlikte yansıtıyor. Süper İyi Günler, 16 yaşındaki, asperger sendromu taşıyan Christopher Boone’un hikayesi üzerine kurulu. Sosyal, iletişimsel ve algısal becerilerin gelişiminde farklılık olarak tanımlanan bu sendrom; Albert Einstein, Bill Gates, Lionel Messi, Charles Darwin, Tim Burton, Wolfgang Amadeus Mozart gibi ünlülerde görülmüş. Süper İyi Günler’in, metaforları anlayamayan ve yalan söyleme-yen kahramanı Christopher Boone da, kısa süre içinde gençliğin çok sevdiği bir roman kahramanına dönüşmüş. -Mutlu Yanık-

Exit mobile version