Kuseyri: ‘Sorunlar sahaya inerek çözülür’
Çinçin: ‘İnsani krize duyarsız kalamazdık’
“Suriye Mülteci Krizinin Etkilerini Hafifletmek İçin Türkiye’deki Ulusal Kurumların Desteklenmesi” Projesi kapsamında Danimarka Mülteci Konseyi’nin düzenlediği etkinlikte konuşan ATB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kuseyri, sorunların çözümünün sahaya inilerek kolaylaştırılabileceğini, Suriyeli mültecilerin entegrasyonunda yaşanan kültürel ve sosyal sorunların da el ele verilerek giderilebileceğini söylerken, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin de, Türkiye’nin-Hatay’ın hemen yanı başında yaşanan insani krize duyarsız kalınamayacağının altını çizerek, “Sınırımızın 100 metre ilerisinde insanlar ölürken, siz sınırı kapatıp duyarsız kalamazdınız” açıklaması yaptı.
-PROJE ORTAKLIĞI-
Dün Savon Otel’deki toplantıda konuşan ATSO Başkanı Hikmet Çinçin, Suriye’nin yetişmiş, donanımlı ve vasıflı elemanlarının Türkiye-Hatay iş sahasına kazandırılabileceğini, kendilerinin bu alanda nitelikli 100’ün üzerinde personel bulduklarını kaydetti.
Çinçin, Suriyeli misafirlerin vasıflı olanlarının işe yerleştirilmesi ile diğerlerinin de sosyal-kültürel eğitimle sorunlarının giderilmesinde her kurumun üzerine düşeni yapması gerektiğini bildirdi, Suriyelilerin işe yerleştirilmesi ve sorunların azaltılması noktasında Danimarka Mülteci Konseyi (DRC) ile proje ortaklığı yapmaya devam edeceklerini söyledi.
-HATAY İLK SIRADA-
Dün Savon Otel’deki toplantıda konuşan Antakya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Mehmet Ali Kuseyri de Türkiye’nin, savaş, ayaklanma, soykırım ve benzeri gibi nedenlerle göçe zorlanmış insanlara geçmişten bu yana kapılarını açan ve en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olduğunu, en fazla göç alan ilin de Hatay olduğunu hatırlattı ve şöyle devam etti:
“Bu göçlerden en büyüğünü, Mart 2011’de başlayan ve halen devam eden Suriye’deki iç savaştan kaçarak gelen farklı din, dil ırk ve mezhepten oluşan Suriyeli sığınmacılar oluşturmaktadır. Hatay ilimiz, Suriye krizinden en fazla etkilenen ve Türkiye genelinde en fazla mülteciye ev sahipliği yapan iller arasında gelmektedir. Türkiye’de sayıları 3 milyonu aşan Suriyelilerin yaklaşık 700 bini, 1 Milyon 555 Bin nüfuslu Hatay’da yaşamaktadır. Dolayısıyla, Suriye krizinden, vatanlarından göç etmek zorunda bırakılmış Suriyeli mülteciler kadar, onları misafir eden Türk halkı da etkilenmiştir ve bu etkiler hala devam etmektedir.
Ülkelerinden kaçarak gelen Suriyelilerin Hatay ili sınırı içerisine yerleşmeleri, sosyal, ekonomik, ticari hayata katılmaları, Hatay’da yaşayan yerli halk, esnaf, işadamı, memur, işçi, öğrenci, eğitimci, hane halkı vs. için birtakım sosyal, ekonomik, ticari sonuçlar doğurmuştur. Bu nüfus artışı, şehrimizin ekonomik sosyal dokusunun yanı sıra çalışma hayatını da etkilemektedir.
Hatay’da yaşayan halk da dolaylı olarak etkilenmektedir. Suriyeli sığınmacıların Hatay ili içerisinde ikamet etmeleri sonucunda oluşan iktisadi, ticari ve sosyal yaşamına etkilerini araştırmak, yerli halkın bu boyutlar üzerindeki düşünce ve algılarını saptamak oldukça önemlidir.”
-YANLIŞ ALGI-
Konuşmasında, Hatay olarak ciddi sayıda Suriye vatandaşını misafir etmekte olduğumuzun altını çizen ATB Başkanı Kuseyri, şöyle devam etti:
“Bu insanların bir kısmı yardımlarla geçimini sürdürmekte, bir kısmı işyeri açarak, bir kısmı da bulduğu işlerde çalışarak hayatını sürdürmeye çalışmaktadır. Suriyeli mülteciler konusunda ilimizde algının düzeltilmesi, Suriyeli mültecilerin mesleki eğitime tabi tutulmaları, yerel halk ile dayanışma ve diyalog kurmasına aracılık etmek amacıyla birçok projeler gerçekleştirmekteyiz. Bizler, bu kişilere mesleki eğitim vermek, aktif üretken bireyler haline getirmek zorundayız.
Türkçe bilmedikleri için birçok zorlukla karşılaşan Suriyeli mültecilere mesleki eğitim vermek ve onların istihdam edilmesini sağlamak için projeler geliştirmeliyiz. Suriyelilerin geldikleri ülkede çalışma ortamına ayak uydurması, onların, bulundukları ülkenin kültürüne uyum sağlaması ve iş hayatına kazandırılması için çeşitli faaliyetler yürütmeliyiz. Bazı Suriyeli mültecilerin, diplomalarını bile alamadan ya da eğitimlerini tamamlayamadan ülkelerini terk etmek zorunda kaldıklarını ve Türkiye’ye hiçbir iş tecrübesi olmadan geldiklerine şahit oluyoruz.
Savaş ve benzeri olumsuz toplumsal olaylar sonucu zorunlu olarak farklı ülkelerden göç etmek zorunda olan sığınmacıların, komşu ülkelerde yerleştikleri yerler üzerindeki etkisini bir saha çalışmasıyla ölçmeyi, oluşan ve oluşabilecek sorunları saptamayı hedefleyerek, bir an evvel Suriyeli Mültecilerin tüketimden üretime geçiş yapmalarını sağlamalıyız.”
Danimarka Mülteci Konseyi’nin Birleşmiş Milletler Örgütü’nün desteği ile Hatay ilinde bulunan işverenlerle, ilimizde ikamet izni bulunan ve çalışma iznine başvurabilmek için gerekli kriterlere sahip çeşitli meslek gruplarından Suriyeli misafirleri bir araya getirmeyi amaçladığını hatırlatan ATB Başkanı Kuseyri, bu sayede, hem Suriyeli misafirlere hem de ev sahibi olan bizlere olumlu etki bırakarak, onların sosyo-ekonomik dezavantajlarını azaltmak, kendilerini geliştirerek uyum içerisinde çalışma hayatına girmelerine yardımcı olmanın asıl hedef olması gerektiğini sözlerine ekledi.
-Cemil Yıldız-