TÜRKİYE’NİN YENİ KOMŞULARI
Suriye’de iç savaşın başladığı 2011’den bugüne 11 yıl geride kaldı. 11 yılda, Türkiye’yi doğrudan etkileyecek stratejik ve jeopolitik değişimler oldu.
Türkiye’nin komşuları değişti. 2011’de Türkiye’nin 911 kilometrede komşusu Suriye Arap Cumhuriyeti’ydi. Şimdi ise, ABD, Rusya ve sınırda bazı yerlerde PYD/PKK terör örgütüyle komşu durumunda. Türkiye’de, yaklaşık dört milyon “Geçici Koruma Statüsünde” Suriyeli yaşıyor. Diğer sığınmacılarla, dünyanın en fazla göçmenine ev sahipliği yapan ülke konumuna geldi.
TÜRKİYE’NİN SURİYE’DE SİYASİ HEDEFLERİ
-Türkiye-Suriye sınırındaki terör örgütünü etkisiz duruma getirmek,
-Terör koridorunu engellemek,
-Sığınmacıların ülkelerine dönüşlerini sağlamak,
-Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak.
Türkiye, 30-40 kilometre derinlikte ve Fırat nehrinden-Irak sınırına kadar yaklaşık 440 kilometre genişlikte bir “Güvenli Bölge” oluşturmak amacıyla, 9 Ekim 2019’da Fırat’ın doğusunda “Barış Pınarı” operasyonunu başlattı. Ancak 17 Ekim 2019’da, Türkiye-ABD arasında yapılan anlaşma sonucu operasyon tamamlanmadan durduruldu. ABD ve Rusya, PKK/PYD terör örgütünün sınırdan 30 kilometre geriye çekileceğini taahhüt etti. Ancak, taahhütleri gerçekleşmedi. Yaklaşık 440 kilometre genişlik yerine, 120 kilometre genişlikte, yani hedeflenen bölgenin yaklaşık yüzde 30’una karşılık gelen bir alan terör örgütünden temizlenerek kontrol altına alındı.
Her askerî harekât, siyaset makamının ortaya koyduğu “politik amaçlara” dayandırılır. Askerler de belirlenen “politik amaçları” gerçekleştirebilecek askeri hedefleri seçerler. “Barış Pınarı” operasyonu, politik ve askeri hedefleri tam olarak gerçekleştiremeden sonuçlandırılmış oldu.
Fırat batısında, PKK/PYD terör örgütü kontrolündeki Menbiç, ABD’nin Rusya’yla anlaşması sonucu Rusya’ya devredildi. ABD’nin NATO üyesi Türkiye yerine, Menbiç’i Rusya’ya devretmesi, üzerinde önemle durulması gereken bir konu.
FIRAT’IN BATISI VE DOĞUSU
Fırat batısında Tel Rıfat ve Menbiç’te terör örgütü var. Fırat doğusunda, “Barış Pınarı” operasyonunun yarım kalması nedeniyle, terör örgütünden temizlenmeyen bölgeler PKK/PYD terör örgütünün işgali altında. Fırat batısında Tel Rıfat ve Menbiç önemli, Ancak, Fırat’ın doğusunda Suriye coğrafyasının yüzde 25’ini ABD’nin terör örgütüne işgal ettirdiği alan asıl stratejik hedeftir.
Türkiye, Fırat’ın doğusuna Rakka’ya kadar olan derinlikte bir operasyonla PKK/PYD terör örgütünü etkisiz duruma getirmediği sürece, BEKA sorunu ve tehdit devam edecektir. Bu operasyon, ABD’ye rağmen yapılacaktır ve yapılmalıdır. ABD, Türkiye’nin PKK/PYD’ye yapacağı bir operasyona hep karşı. ABD’nin amacı, PYD/PKK’yı Türkiye’ye karşı korumak. ABD’nin bu amacında değişiklik var mı? Hayır yok…
TÜRKİYE NE YAPMALI?
Türkiye ulusal çıkarları doğrultusunda, siyasi hedeflerini karşılayabilecek adımlar atmak zorunda. Geç kalmış olsa da, maliyeti ve riskleri hesaplamış bir Türkiye, PKK/PYD’yi etkisiz duruma getirmek ve ABD’nin Suriye’deki varlığını tartışmaya açacak olası bir operasyon için düğmeye basmalıdır. Bu durumda Rusya’yı, İran’ı ve Suriye yönetimini yanına almalı ya da en azından karşısında durmalarını engellemelidir. Nasıl mı? 20 Ekim 1998 tarihinde imzalanan ve 2010’da güncellenen “Adana Mutabakatı”nı aktif duruma getirerek. Böylece, PKK/PYD terör örgütüne karşı ortak mücadele için, “Adana Mutabakatı” kapsamında Suriye yönetimiyle görüşerek. Ayrıca, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sürecinde, diplomasinin ve askeri gücün kullanılması aşamalarında aranan cevaplar var.
20 Mart 2005’te, PKK terör örgütü tarafından ABD’nin teşvikiyle hazırlanan Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Sözleşmesi yayımlandı. Bu sözleşmeye göre, ¨Türkiye, İran, Suriye ve Irak’ta tüm Kürtler bir araya gelerek Birleşik bir devleti kuracakları¨ yer alır. Türkiye, bu sözleşmeyi, Suriye, Irak ve İran’da ortaya çıkan jeopolitik tablonun yanına koyarak tekrar incelemeli.
22 Şubat 2015’te tahliye edilen Türk toprağı olan Süleyman Şah Türbesi, henüz yerine taşınabilmiş değil. Düzenlenecek operasyonla yerine konuşlandırılmalıdır.
Yıl 1980, 12 Eylül sonrası… Yunanistan, 1974’te NATO’nun askeri kanadından ayrılmıştı. NATO Komutanı ABD’li General Rogers, Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüşü için Türkiye’nin vetosunu kaldırmasını ister. Karşılığında, Yunanistan’ın Türkiye’nin AB’yle ilişkilerini önlemeyeceğini taahhüt eder. Türkiye’yi yönetenler, Rogers’a inanır ve vetoyu kaldırırlar. Fakat Yunanistan, Rogers’ın söylediğinin tersini yapar ve Türkiye’nin AB üyeliğini önler. Daha sonra, Kenan Evren bu durumu, ¨Rogers’ın asker sözüne güvendik¨ diyerek açıklar. ABD değişti mi? Hayır…
Türkiye’nin elinde, tarihte bir daha ele geçmeyecek stratejik bir kart var. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği VETO kartı. Bu VETO kartı, ABD’ye karşı kullanılmalı ve PKK/PYD tehdidi ortadan kalkmadan üyeliğe onay verilmemelidir. Onay verilirse, ele geçen bu tarihi fırsat ta yok olacaktır.
Dünün çözüm olarak görülen politikaları, bugün ana sorun haline geliyorsa; bugünün çözüm olarak görülen politikaları yarının ana sorunu durumuna gelmemeli… Çünkü, mantıklı ve tutarlı olmayan hedeflere, hiçbir strateji ile ulaşamazsınız…
“Uluslararası ilişkilerde inançlar ve ideolojiler değil, ulusal çıkarlar esastır.”
YORUMLAR