Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Yusuf Cemil Karaçay

Suriye’deki trajedi ve insanlığın vicdanı

Son günlerde Suriye’de yaşanan şiddet olayları, hem sosyal medyada hem de meydanlarda geniş yankı buldu. Hatay’da binlerce vatandaş, savaşın sona ermesi ve akan kanın durması talebiyle ortak bir ses yükseltti. Böylesine büyük bir insani kriz karşısında, toplumların ortak bir duyarlılık göstermesi beklenir. Ancak bu her zaman mümkün olmuyor. İnsanların öncelikleri ve gündemleri farklı olabiliyor, bazıları kendi sorunlarını her şeyin önünde tutabiliyor. Protestoya katılmak kadar, katılmamak da kişisel bir tercihtir. Ancak burada unutulmaması gereken nokta, söz konusu olan bir insanlık meselesiyse tarafsız kalmanın da bir tercih olduğu ve bu tercihin sonuçları olduğudur.

Bilgi çağında yaşarken en büyük zorluklardan biri, doğru bilgiye ulaşmak ve manipülasyondan kaçınmaktır. Malcolm X’in şu sözü bu durumu özetler nitelikte: “Eğer dikkatli olmazsanız, medya sizin iyi insanlardan nefret etmenizi, kötü insanları ise sevmenizi sağlar.” Günümüzde en büyük sorunlardan biri de budur. Bilgilerin çarpıtıldığı, görüntülerin bağlamından koparıldığı ve kamuoyunun yanlış yönlendirildiği bir atmosferde, gerçeği ayırt etmek giderek zorlaşıyor. Bu nedenle, haberleri kaynağından doğrulamak, olayları başından sonuna eksiksiz aktarmak ve bilgi kirliliğine kapılmamak büyük önem taşıyor.

Suriye’de yaşananlara dair farklı bakış açıları elbette olacaktır. Ancak bu trajediyi, siyasi hesaplarla meşrulaştırmak ya da haklı görmek, büyük bir insani yanılgıdır. Sosyal medyada dolaşan bazı görüntüler güncel olabilirken, bazıları eski ya da farklı bölgelerden alınmış olabilir. Ancak burada odaklanılması gereken asıl mesele, savaşın ortasında hiçbir suçu olmadan hayatını kaybeden masum insanlardır. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar… Ölenin kimliği, dini, mezhebi ya da etnik kökeni ne olursa olsun, asıl kayıp insanlıktır.

Orta Doğu coğrafyası, tarih boyunca iktidar mücadelelerine ve güç savaşlarına sahne oldu. Güç sahiplerinin, iktidarlarını pekiştirmek için şiddeti bir araç olarak kullanmaları yeni bir durum değil. Ancak değişmeyen tek şey, bu döngü karşısında insanlığın suskunluğudur.

Toplum olarak dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri, yaşanan acıları siyasi kamplaşmalara dönüştürmemek ve bu süreçte toplumsal huzuru bozan manipülasyonlara karşı bilinçli olmaktır. Suriye’de yaşanan trajedi hepimizi ilgilendiriyor ve bu acının son bulması için sağduyu, doğru bilgi ve insani duyarlılık her zamankinden daha önemli hale geliyor.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER