Kime sorsanız halinden şikâyetçi, kime baksanız yüzünden mutsuzluk akıyor.
Dünya ülkeleri arasında suskun olma konusunda bir anket yapılsa ilk sıralarda yer alacağımızdan şüphe etmemek gerekir.
Yine dünya ülkeleri arasında mutluluk konusunda bir araştırma yapılsa mutsuz bir toplum olmada ilk sıralarda yer alacağımız kesin.
Neden suskun bir toplumuz?…
Neden mutsuz bir toplumuz?…
Eğer bu konulara inandırıcı bir şekilde cevap verebilmek mümkün olabilse, nedenleri de kendiliğinden ortaya çıkar.
Ama ne yazık ki; kimse konuşmuyor.
Herkes halinden şikâyetçi olduğu halde bunu dile getiremiyor.
Ekonomi tepe taklak aşağı doğru gitmiş bir durumda.
Hangi ürüne el atılsa ateş pahası.
Hangi alanda iş yapılmaya kalkışılırsa sonu karanlık olan bir yol önümüze çıkıyor.
Böylesi bir ortamda, herkesin içinde bulunduğu durumu dile getirmesi, yaşam şartlarındaki zorluğu ortaya koyması gerekir.
Ama bu yapılmıyor, aksine bir yol izlenerek suskun toplum olunuyor.
Eğer konuşan, şikâyetlerini açıklayan bir toplum olunabilinirse, suskunluk sona erer ve böylece karanlık yerine aydınlık görülür, sorunların çözümü yolunda doğru adımlar atılır, şikâyetler aza iner.
Bunun içinde suskun değil konuşan, şikâyetlerini ve sorunlarını yasaların izin verdiği ölçüde açıklama yoluna gidilmelidir.
Böyle yapıldığı takdirde bireylerin yüzündeki mutsuzluk emareleri yerini mutluluğa bırakır.
Zira toplumun büyük bir kesiminin mutlu olmadığı, mutsuzluklarının yüzlerinden kolaylıkla belli olduğu ve bu nedenle umutsuzluğa kapıldıkları hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Bilinmelidir ki; mutsuzluk ve umutsuzluk insanları en kötü ruh haliyle karşı karşıya bırakır.
Mutsuz olan kişi, aynı zamanda gelecekten umudunu keser ve bu nedenle de mutsuz olur. Böyle bir durumda ise, aydınlık bir gelecek yerine karanlık bir gelecek gözler önünde belirir. Beliren böyle bir tablo ise, hiçte iç açıcı olmaz ve aydınlık geleceğin şekillenmesine neden olamaz.
İşte gerek suskun olmayan, gördükleri yanlışları ve içinde bulundukları zor koşulları açıklamak suretiyle konuşan bir birey olma yoluna gitmek, gerekse mutsuzluk ve umutsuzluk duygularını bir yana itmek suretiyle mutlu ve umutlu bir gelecek beklentisi içinde olabilmek için gereken adımları atmak, bireyin hem kendisinin hemde ülkesinin aydınlık bir güne ve geleceğe hızla yol almasına neden olur.
Böylesi bir anlayış, güç ve tutum içinde olabilmek için, gereken adımlar atılmalı, gereken görüşler dile getirilmelidir.
Suskun kalmakla bir yere varılamaz. Mutsuz ve umutsuz olmakla karanlık yerine aydınlık gelmez.
Bu nedenle konuşsan bir toplum olalım ki; mutluluk rüzgârları ciğerlerimizi doldursun…
YORUMLAR