Ama kirliliği engelleyemedik…
“Avrupa’nın ikinci, Türkiye’nin ise en büyük kapasiteli …” diye adlandırılan bir yatırımla, kent merkezinden geçen Asi Nehri’ne dökülen suları temizlemeyi başardık, ama Asi’ye çöp dökme/atma alışkanlığına bir türlü çare bulamadık! Milyonlarca liralık yatırımla hayata geçen temizlik çalışmasını vatandaşa anlatmayı ise ‘lütfen’ kısmında sıkıştırdık ve “Elindeki çöpü Asi’ye atma!” kısmı ile idare ettik. “Ceza!” uygulamasını ise es geçtik. Bugün, Asi Nehri’nin Antakya merkezinden geçtiği noktalarda biriken çöpler, dün olduğu kadar çok değiller, ancak rahatsızlık yaratıyorlar. Bu konuda konuşan bir vatandaş, durumu ‘levhalara’ yazmanın ötesine geçmenin gerekli olduğunu söylerken, şu karşılaştırmaya başvurdu:
“Yaya geçitlerini kullanmayan yayalara para cezası kesmeye başladık, doğru mu? Peki, çevre kirliliği, trafik güvenliğinden daha mı az önemli? Geçiştirilebilir mi? Peki, ertelenebilir mi? Cevap ‘hayır’ ise o uyarı levhalarına ‘cezası da şu…’ demeye başlamamız gerekiyor. Yoksa dünyanın en büyük tesisi ile nehri temizlesen de boş…” -Tamer Yazar-