“Kanun yoluyla belediyeler bünyesinde kurulan Koruma Uygulama ve Denetim Büroları (KUDEB) tarafından Antakya evlerinin yıkılmaya yüz tutmuş binaları üzerine ‘bizden bu kadar’ dercesine ‘uyarı’ levhaları asma geleneğimiz sürüyor. Peki, bu ‘uyarı’ levhalarından daha kaç tane asarız?” diye sormuşuz 2017 senesinde. 2020’deyiz ve hala o tabelaların kalabalığındayız! Çözüm?
Benzer haberleri, 2017’de de, 2018’de de yapan biri olarak, 2020’de de hiçbir şeyin değişmediğini görmek, üzücü! Fotoğraflarını çektiğimiz iki bina da, Antakya’nın Kurtuluş Caddesi’ne bakan, HESOB yanındaki bir sokağın içinde yer alan yapılar. Yıkılma tehlikesi geçirdikleri için, demir maskeler içine alınanlar. Sahipleri tarafından yaptırılamayan ya da kullanım dışı kaldığı için çürüyen kent hikâyeleri.
Antakya’yı dünyaya anlatan “eski Roma kenti” ünvanı ve “inanç merkezi” etiketi dışında, geçmişi yüzyıllara dayanan taş ve ahşap evleri de var, bu kentin. Ancak restorasyon projeleri ile bugüne kazandırılanların dışında, kurtarılmayı bekleyen ve bu şekilde demir maskeler içine hapsedilenler de var.
Yarattıkları çökme riskine karşı hayata geçirilen bu uygulamaya işaret eden bir turizmcinin de ifade ettiği gibi, “Tamam, yanı başından geçip giden insanların başına bir şey düşmesin istiyoruz, ama… Bu kentin turizm sektörünün başına düşenler! Onlara ne olacak? Bu yapıyı burada, bu halde tutarak, kimi kimden, neyden koruyoruz? Sektör zaten kayıpları içinde nefes almaya çalışıyor. Bir de elindeki avucundaki gidiyor. Bunlar, özel mülk de olabilir! Ama özelde, bu kentin mirası. O yüzden de üzerine, ‘Dikkat! Bu yapı tehlike arz etmektedir!’ uyarılı bir tabela asıp, ardından sırtımızı dönüp gitmekle olmuyor! Çözüm de üretmek gerekiyor. Gerekirse, bu binalara bakamayacak durumdaki ev sahipleri ile işbirliği yapmak da gerekiyor. Aksi halde, ikinci bir batı Antakya yaratırız. İşte o zaman büsbütün kaybederiz!”
-GÖREVLERİ!-
Antakya Belediyesi tarafından, yıkım tehlikesi geçiren bu iki yapının üzerine asılı ‘dikkat’ tabelaları, aynı belediye içindeki Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu’nu akla getiriyor. Peki, görevimiz burada bitiyor mu?
Gelin, bitip bitmediğine karar vermek için, kanunla düzenlenen bu kurumlara yüklenen sorumlulukları bir kez daha sıralayalım…
>Taşınmaz kültür varlıklarında yapılacak olan tadilat ve tamirat uygulamaları öncesinde yapıyı incelemek ve yapılacak onarıma ilişkin koşulların belirtildiği onarım ön izin belgesini düzenlemek.
>Taşınmaz kültür varlıkları, bunların koruma alanları ve sit alanlarında, tadilat ev tamiratların özgün ve biçim ve malzemeye uygun olarak gerçekleştirilmesini denetlemek, uygun bulunanlara onarım uygunluk belgesi düzenlemek.
>Tadilat ve tamirat kapsamında başlanılan onarımlarda esaslı onarım gereğinin saptanması durumunda, onarımı durdurarak, konuyu belgeleri ile koruma bölge kurulu müdürlüğüne iletmek.
>Taşınmaz kültür varlığı parseline bitişik parsellerde ve koruma alanlarında yer alan ve yürürlükteki yasal düzenlemelere göre ruhsatı bulunan tescilsiz taşınmazlardaki tadilat ve tamirat uygulamalarına, varsa koruma amaçlı imar planı koşulları da dikkate alınarak izin vermek ve denetlemek.
>Koruma bölge kurulları tarafından onaylanmış rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerine ilişkin uygulamaları denetlemek, projesine uygun tamamlanan uygulamalar için kullanma izin belgesi düzenlemek.
>Taşınmaz kültür varlıkları ile bunların korunma alanlarında koruma yüksek kurulunun ilke kararları, koruma bölge kurulu kararlarına aykırı ve ruhsatsız olarak yapılan inşaatlar ile koruma amaçlı imar planlarında, plana; sitlerde, sit şartlarına aykırı olarak inşa edilen yapılar hakkında imar mevzuatına göre gerekli işlemleri yapmak, uygulamayı durdurarak konuyu belgeleri ile koruma bölge kurulu müdürlüğüne iletmek.
>Tescilli kültür varlıklarının mail-i inhidam olmaları halinde, can ve mal güvenliğinin sağlanması için gerekli işlemlerin yaparak durumu koruma bölge kurulu müdürlüğüne iletmek.
>Maliki bulunduğu taşınmaz kültür varlığının onarımını gerçekleştiremeyecek durumda olan maliklere ilgili idarelerce yapılacak mali yardımlar ile ilgili düzenlemeleri gerçekleştirmek.
>Maliki bulunduğu taşınmaz kültür varlığının onarımını gerçekleştiremeyecek durumda olan maliklere ilgili idarelerce yapılacak teknik eleman yardımında doğrudan görev almak ya da bu görevi üstlenenleri denetlemek.
>21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve 3/5/1985 tarihli 3l94 sayılı İmar Kanununa aykırı uygulamaların tespiti halinde, ilgili idareye ve cumhuriyet savcılığına bildirimde bulunmak.
-SON SÖZ!-
Görevler net! O zaman aynı turizmci, bugünü bitirsin ve desin ki…
“Dilerim, o görevleri yazarsınız. Çünkü sonuna kadar okunduğunda, yapılması gerekenler çok net. O tabelaların asılmasının ötesinde bir şeyler var zira. Tek dileğim, bu yapıların yıkılmasına ya da çökmesine göz yummayalım. Çünkü hala çok geç değil! Geç! Ama çok geç değil!” Tamer Yazar