Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Tabiatı Koruma Derneği…

EKOSİSTEME zarar vereceği gerekçesiyle

EKOSİSTEME zarar vereceği gerekçesiyle karşı çıktı

Arsuz Krom Ocağı İşletmesine Hayır…

Hatay Tabiatı Koruma Derneği, bugünlerde izin süreci yaşanan, Arsuz’da krom madeni ocağı işletmesi açılmasına yönelik girişimlere karşı çıktı. Tabiatı Koruma Derneği açıklamasında, “Ekosisteme zarar verir, biyolojik çeşitliliği tehdit eder” denildi.

Abdullah Öğünç’ün başkanı olduğu Hatay Tabiatı Koruma Derneği’nin dikkate değer, çevre-doğa uyarısı içeren mesajı şöyle:

“Hatay ili, biyolojik çeşitlilik bakımından Türkiye’nin en özel alanlarından birisi konumundadır. Bu önemini oluşturan temel unsurlar, ilin konumu itibariyle Türkiye’deki en büyük kuş göçü yolu üzerinde bulunması, Türkiye’ye Afrika’dan gelen fauna ve flora türlerinin ülkemize giriş noktasında bulunması, Anadolu çaprazı dağ sırası ile kafkas kökenli türlerin ulaşabileceği bir konumda bulunması, ilin doğu bölgelerinin çöl kökenli türlerin girişine açık olması, deniz seviyesinden 2000 m’lere kadar ulaşan ekosistem çeşitliliği sayılabilir.

İlin sahip olduğu zengin çeşitliliğin korunması amacıyla, il genelinde Arsuz YHGS, Altınözü YHGS, Dağ Ceylanı YHGS, Gölbaşı Gölü Sulak Alanı, Haydarlar Gölü Sulak Alanı ve Hassa Lav Tüpü Mağaraları Tabiat Anıtı gibi koruma alanları oluşturulmuş durumdadır.

Bu korunan alanlardan her birisi, çok değerli türlerin ve ekosistemlerin korunması amacıyla oluşturulmuştur, bu alanların tümünün kapsadığı tüm alanlarla titiz bir şekilde korunması ve gelecek nesillere aktarılması çok büyük bir önem arz etmektedir.

Ancak bu alanlara yönelik olarak, alanın bir bölümünü kullanmaya ve sahip olduğu biyolojik çeşitliliğe tehdit oluşturacak şekilde taş ocağı açma, mermer ocağı açma, çimento fabrikası kurma, maden açma, sanayi tesisi kurma, enerji santralleri kurma gibi talepler karşımıza çıkmaktadır. Bunun en son örneği, alanının büyük bölümü Arsuz YHGS sınırları içinde kalan Krommer Krom Ocağı açma projesidir.

Projenin gerçekleştirilmesi planlanan alan, bütünüyle ormanlık bir alan olup, alanın büyük bölümü de Arsuz YHGS içinde kalmaktadır. Planlanan bu faaliyetin gerçekleştirilecek olması, bu ekosisteme telafisi imkansız zararlar verecek ve alanın YHGS ilan edilmesiyle amaçlanan koruma çabası da bütünüyle anlamsız kalacaktır.

Hatay ilinde mevcut korunan alanların sayısı ve kapladıkları toplam yüz ölçümleri zaten yetersizken, mevcut bir korunan alanda açık maden işletmesi gibi hem yüzeyde, hem de madenin kazılması nedeniyle yüzeyin hemen altında oluşan habitatı ve ekosistemi bütünüyle tahrip edecek bir faaliyete izin verilmesi, tarafımızdan kabul edilebilir bir durum değildir.

Hatay gibi Türkiye’nin biyolojik çeşitlilik bakımından en özel alanlarından birisinde, zaten az sayıda bulunan korunan alanları, açık maden işletmesi gibi ekosistemi bütünüyle tahrip eden faaliyetlerle kaybedersek, gelecek nesillere bırakabileceğimiz bir doğa mirası kalmayacaktır.

Ülkemizde, Akdeniz Bölgesi’nde Karaca’nın barındığı en önemli korunan alan olan bu bölge, sadece ilimiz biyolojik çeşitliliği için değil, ülkemizin biyolojik çeşitliliği açısından da çok önemlidir.

Arsuz YHGS içinde ve yakın çevresinde Çizgili Sırtlan, Ayı, Kurt, Saz Kedisi, Yaban Kedisi, Alaca Sansar, Kuyruksüren, Yaban Keçisi gibi pek çok nadir memeli türü barınmakta, ayrıca pek çok endemik bitki türü bulunmaktadır. Bölge ayrıca kelebek türleri ve geyik böcekleri gibi önemli omurgasız gruplarına da ev sahipliği yapmaktadır.

Tüm bu nedenlerle, Arsuz YHGS sınırları içinde kalan Krommer Krom Ocağı açma projesinden bir an önce vazgeçilmeli, alan, YHGS ilan edilme amacına uygun şekilde korunmaya devam edilerek gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılmalıdır. Kamuoyuna saygı ile duyururuz.”

-YHGS NEDİR?-

Yaban Hayatı Geliştirme Sahası: 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’na göre; av ve yaban hayvanlarının ve yaban hayatının korunduğu, geliştirildiği, av hayvanlarının yerleştirildiği, yaşama ortamını iyileştirici tedbirlerin alındığı ve gerektiğinde özel avlanma plânı çerçevesinde avlanmanın yapılabildiği sahalar olarak tanımlanmaktadır.

-Cemil Yıldız-