Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Tansiyon Yüksek

Çatışma Riski de!  Milli

Çatışma Riski de!

 Milli Savunma Bakanlığı,Suriye’nin İdlib vilayetinde bulunan Türk askeri unsurlarına yönelik düzenlenen  hava saldırısında iki askerin hayatını kaybettiğini, beş askerin yaralandığını duyururken, gözler, Hatay üzerinden sınır bölgesine ilerleyen TSK unsurlarının kalabalığına çevrildi.

Hatay’a komşu Suriye sınır kenti İdlib, 2011’de başlayan iç savaşın son çatışma noktası olarak, bölgede ‘pimi çekilmiş bomba’ misali finalini bekliyor. Bölgede; Ankara, Moskova, Washington ve Şam’ın etkin olduğu bir süreç yaşanırken, 4 ülke askeri güçlerinin İdlib’deki çatışma noktaları ise kayıpları da beraberinde getiriyor. Buna dair yaşanan son hava saldırısında, iki Türk Askeri şehit oldu, 5 Asker yaralandı. Saldırıda şehit olan Tankçı Teğmen Ali Emre Fırıncıoğulları, Hatay, Samandağlı.
-OPERASYON!-
Yaşanan süreci yakından izleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın operasyon sinyali verdiği İdlib’de, Türkiye’ye yönelik baskı ise artıyor. Ankara-Moskova müzakerelerine İran da dahil olurken, uzmanlar, olası bir operasyonun yeni bir bölgesel savaşı tetikleyeceği uyarısı yapıyor.
-BÖLGE!-
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölgedeki kontrol ve denetim amaçlı konumlandırılan unsurlarına yönelik ateşine devam eden Suriye ordusu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gözlem noktalarının bulunduğu İdlib’deki ilerleyişini de sürdürüyor. Şam Yönetimi, TSK’ya ait bu noktalardan 4’üne ait bölgenin de dahil olduğu geniş bir alanda kontrolü ele geçirmiş durumda. Esad güçlerinin ve Rusya’nın baskısına karşın gözlem noktalarını kapatmanın ya da yerlerini değiştirmenin mümkün olmadığında ısrar eden Ankara ise, Suriye ordusunun, Şubat sonuna kadar Türk Askerinin güvenliğini tehdit eden yerlerden başlayarak geri çekilmesini istiyor.
-OLASILIKLAR!-
Suriye uzmanı Oytun Orhan’a göre, Kremlin’in sözünü ettiği “kötü senaryo”, tarafları “büyük ve riskli” bir savaşa itebilir. Orhan, “Bu senaryoya göre, Türkiye ile Rusya arasındaki muhtemel çatışma derinleşir, kayıplar artar. Çünkü Rus silahlı kuvvetleri de sürece müdahil olur. Taraflar, sahada askeri kayıplar yaşar, ama bunun da ötesinde Suriye genelindeki çatışmalarda artış olur” tespitinde bulundu.
-MART ZİRVESİ-
Stratejist Aydın Sezer ise, Kremlin’in “Operasyon en kötü senaryo olur” çıkışının ardından, Türkiye, İran ve Rusya üçlüsünün İdlib için Tahran’da Mart ayı içinde masaya oturacağı haberinin sürpriz olmadığına dikkat çekti. Erdoğan’ın “operasyon an meselesi” çıkışının sadece iç kamuoyuna dönük olduğu tespitinde bulunan Sezer, Suriye’de, İran’ın da başından beri Esad rejiminden yana tavır aldığını hatırlattı ve Ankara üzerindeki baskının önümüzdeki süreçte daha da artacağını söyledi. Sezer, “Rusya, Ankara’ya, olası bir operasyon durumunda kendisinin de sürece dahil olacağını ve bunun ikili ilişkileri çıkmaza sokacağı mesajını verdi. Operasyonun, bölgeyi büyük bir savaşa sürükleyeceği açık. Ankara, diplomasiyi nereye kadar zorlayabilecek onu hep birlikte göreceğiz” şeklinde konuştu.
-GÖÇ HİKAYESİ-
İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ndeki saldırılar nedeniyle evlerini terk ederek, Daret İzze ilçe merkezi ve çevresine sığınan siviller, Rusya destekli Suriye birliklerinin Batı Halep kırsalının büyük bölümünü ele geçirmesinin ardından, bir kez daha göç yoluna düşmek zorunda kaldı. Bu sivillerden biri olan Fattüh Ebu Muhammed’in ifadesi, yaşanan çaresizliği anlatıyor.
“Ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilmiyorum. Ne çadırım var, ne yiyeceğim.”
Bölgeye yönelik verilere göre, Ocak 2019’dan bu yana göç edenlerin sayısı 1 milyon 942 bini buldu. Göç eden sivillerin adresinde ise Hatay’a yakın Suriye sınır hattı var. Burada oluşan çadırların sayısı nedeniyle, yeni gelenler, konaklayacak ve sığınacak yer bulmakta ciddi sorunlar yaşıyor.  -Tamer Yazar-