Aççana Höyük’ün yorgun yüzleri…
Saha ekibinin çekirdek üyelerinden ve seramik çalışmalarına tutkuyla bağlı olan Mine Bayırlı, arkeolojide lisansüstü eğitime devam etmeyi hedefliyor. İki çocuk annesi olan Bayırlı, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden yeni mezun bir isim…
“Tarihe dokunmak keyif veriyor. Dünü fısıldayan ölmüşlerin ruhları ile iç içe gibisiniz burada. Bulduğunuz her bir parça, büyük bir bulmacanın eksik kalan yönünü tamamlarken, çerçeve içindeki fotoğrafı da netleştiriyor. Bu, inanılmaz bir heyecan ve böylesi bir mesleği yapabilmek için de gençlerin neden çaba sarf ettiğini anlayabiliyorum. Çünkü ben de bu şekilde başladım. Aradan geçen onca sene bile heyecanımı söndüremedi. Bugün hala, toprağın santim santim derinine inerken, o ilk başladığım günde gibiyim.”
Hatay’daki bir kazı alanında çalışmış bir Arkeolog tarafından paylaşılmış kelimelerde dururken, bu konudaki en heyecan verici adreslerden birini es geçmek de olmaz sanırım! Burası, ilk kazıların, 1930’lu yıllarda İngiliz Arkeolog Leonard Woolley tarafından yapıldığı, Aççana Höyük.
-KAZILAR-
Bu alan, bugüne kadar birçok deneyimli ya da mesleğin yeni isimlerine ev sahipliği yaptı. Sokak alanında temizlik ve kazı çalışması yaparken görüntülenen, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Arkeoloji Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi Seren Burgaç ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Yerleşim Arkeolojisi Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi Ebrar Sinmez, bu genç isimlerden sadece ikisi…
-DÜNDEN BUGÜNE-
Çalışma alanları, geleneksel arkeoloji uygulamalarını da bugüne taşıyor. Aççana Höyük’ün sosyal medya hesabından buna dair yapılan açıklama da buna dair:
“Toprak taşımada kullanılan ve eski kamyon lastiğinden üretilen el emeği zembiller, ölmekte olan bir arkeoloji geleneğini yansıtmaktadır. Günümüzde plastik kovalar, kolay taşınabilirliği ve ölçüm standartlarını sağlamaları nedeniyle tercih edilmektedir. Aççana Höyük’te zembil kullanımı, derin kazı alanlarında makara sistemiyle toprak çekmede kullanılmaya devam edilmektedir.” -Tamer Yazar-