Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Tarihe Işık Tutan İki Eser

Yazar Serdar Korucu’nun, İskenderun

Yazar Serdar Korucu’nun, İskenderun ve Antakya yöresiyle ilgili yeni kitapları yarın okuyucuyla buluşacak …

AGOS Gazetesi yazarlarından Serdar Korucu, yakın tarihimize ışık tutacak olan yeni çalışmaları “Sancak Düştü – İskenderun Sancağı’ndan Hatay’a Ermeni Meselesi” ile “Ahalinin Gidişi – Musa Dağ 1939” adlı kitapları yarın okuyucuyla buluşacak.
Aras Yayıncılık tarafından basılan her iki eser yarından itibaren piyasaya sürülecek, okuyucunun beğenisine sunulacak.
Her iki eserin içerikleri ile ilgili bilgiler şöyle aktarıldı: “Sancak Düştü – İskenderun Sancağı’ndan Hatay’a Ermeni Meselesi: 1930’lu yıllar boyunca, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm dikkati sınır boylarında, özellikle de Hatay, İskenderun ve çevresindeki bölge üzerindeydi. Ermeni nüfusun tüm hareketleri de yakından izleniyordu, zira bölgedeki tüm taraflar içinde Ermeniler önemli bir nüfusa sahipti. Ancak, 1939’da Hatay’ın Türkiye’ye bağlanması kesinleştiği andan itibaren, hiçbir şey Ermenileri bölgede tutmaya yetmedi. Bu çalışma, Türkiye’nin Hatay’a veya Sancak’a dair perspektifini gazete haberleri ve köşe yazıları üzerinden kronolojik olarak ele alıyor. Köşe yazarlarının ve gazetecilerin sesini doğrudan aktarmak adına alıntılara yer verirken, Türkiye basınında Sancak konusunda gündem olan makale ve belgeleri, aktörleri aracısız olarak aktarıyor. Gazetelerden yansıyanları anılar, döneme ve bölgeye dair akademik çalışmalar ve arşiv belgeleriyle harmanlayarak okurun ilgisine sunuyor. Sancak Düştü, sadece Hatay Meselesi’ni değil, Cumhuriyet’in ilk dönemini anlamak için de çok değerli bir kaynak.
Ahalinin Gidişi – Musa Dağ 1939 : 1939’da Hatay’ın Türkiye’ye iltihakı, Ermeniler için yeni bir göç dalgası başlattı. Bu çalışma, bölgede yaşayan Ermenilerin hafızasında o dönemin nasıl yer ettiğini kayıt altına almak için yapıldı. Ancak, hafızasına başvurulan isimler sadece bellekleri güçlü oldukları için seçilmedi. Hiçbiri iki kıtaya yayılmış İstanbul’un yüzlerce yıldır üst üste binmiş sokakları, caddeleri, meydanları arasında ustalıkla yolunu bulan bir taksici ya da antikçağdan kalma uzun replikleri hatasız ezberleyen, hitabetiyle büyüleyen usta birer tiyatrocu değil. Tek ortak noktaları, ’ahali gitmeden’, yani 1939’dan önce Musa Dağ’ın eteklerinde doğmuş olmaları. Röportaj yaptığımız insanlardan çok azı Musa Dağ’da yaşıyor, geri kalanı İstanbul’da, 1939’daki göçün ulaştığı yer olan Lübnan, Ancar’da, Sovyetler’in çağrısıyla gittikleri Ermenistan’ın başkenti Erivan’da, Eçmiyadzin ve dağlarının adını taşıyan Musaler kasabasında, son olaraksa Fransa’da, Paris’te… Ahalinin Gidişi, anayurtlarından sayısız kez göçmek zorunda kalan, bugün dünyanın dört bir yanına dağılmış Musa Dağlı Ermenilerin hikâyesini anlatıyor.” Mehmet ÖZGÜN