Türk Diş Hekimleri Birliği ve 34 Diş Hekimleri Odası Başkan ve Yöneticileri Ankara’da Başkanlar Konseyi toplantısında bir araya geldi. Hatay Diş Hekimleri Odası’nı Başkan Nebil Seyfettin ve Genel Sekreter Davut Akemoğlu’nun temsil ettiği toplantıda, diş hekimliği mesleğinin ve ülkemizin önemli gündem maddeleri görüşüldü. İki gün süren Başkanlar Konseyi toplantısı sonucunda, TDB Merkez Yönetim Kurulu ve Türkiye’deki tüm odaların ortak kararıyla sonuç bildirgesi yayınlandı. Bildiride, parlamenter sistemin savunulduğu vurgusu yapıldı. TDH Merkez Konseyi bildirisi şöyle: “içinde bulunduğumuz OHAL sürecinde 16 nisan 2017 de yapılacak olan anayasa değişikliği referandumu meslek sorunlarımızın önüne geçmiştir. bir meslek örgütü olarak görev ve sorumluluklarımızı sürdürebilmemiz, laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşatılması ile mümkündür. sağlık hakkımız, hekimlik değerlerimiz ve toplumsal sağlımız ülkemizde ancak demokratik bir ortamın oluşması ile mümkün olacaktır. OHAL sürecinde bu demokratik ortamın sağlanamayacağı ortadadır. KHK’lar ile savunma hakkının kullandırılmadığı bir şekilde görevden almaların, ihraçların yapıldığı ve buna karşı bir hak arama ya da adil yargılanmanın sağlanmadığı, bunun başlı başına bir baskı olduğu devam eden süreçte, anayasa değişikliği ile cumhuriyetimizin temel taşlarını yerinden oynatabilecek özellikler taşıyan düzenlemelerin doğru olmadığı düşüncesindeyiz.
Bu kaotik ortamda yayımlanan, mesleğimizin geleceğini şekillendiren ağız ve diş sağlığı hizmeti sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in hazırlanmasında, gerek 3 şubat 2015 tarihinde çıkarılan şekliyle gerekse de 23 aralık 2016 tarihinde yapılan değişikliklerde sağlık bakanlığı, mesleğin asıl sahiplerinin temsilcisi olan TDB’nin sesine kulak vermemiştir. Israrla yönetmeliğin özünü ve ana eksenini belirleyen 4. maddede %49 meslek dışı sermaye ve %51 diş hekimi / tabip ortaklığı olarak tanımlanan şekliyle, toplumun ağız diş sağlığı alanın da meslek dışı sermayeye açılarak tehlikeye atıldığı düşünüyoruz. Salt ticari kar amacı taşıyan kurumlarda verilecek ağız diş sağlığı hizmetlerinin niteliği ve kamu yararı düşünüldüğünde bu durumun kabul edilemeyeceği ortadadır. Mesleğimizin uygulama alanları ile ilgili yapılan tüm düzenlemelerde tdb baş aktörlerden biri olarak kabul edilmeli ve önerileri ciddiyetle değerlendirilmelidir. Sağlık bakanlığı kişisel sağlık verilerinin işlenmesi ve mahremiyetinin sağlanması için gerekli tüm hukuki düzenlemeleri yapmadan yeniden hastalarımızın tüm kayıtlarını bizlerden talep etmektedir. Kişisel hak ve özgürlüklerin ön planda olması gerekirken, kişisel sağlık ve özel yaşama ilişkin verilerin toplanmasının hukuka aykırı olmasından da öte sağlık bilgilerinin paylaşılacağı endişesi hastaların sağlık hizmeti almaktan kaçınmasına sebep olacaktır. meslek örgütümüzün beklentisi Sağlık Bakanlığı’nın kişisel sağlık verilerinin işlenmesi ve mahremiyetinin sağlanması konusunda hassasiyetimizi göz önünde bulundurmasıdır. Ülkemizin zor bir süreç yaşadığı bu dönemde, düşüncesi ne olursa olsun, OHAL sürecinin yan etkilerinden arındırılmış bir şekilde toplumun iradesini özgürce yansıtabildiği bir referandum sureci geçirmeyi ve herkesin fikirlerine saygı duyarak birlik ve beraberliğimizi bozacak davranışlardan uzak durulması gerektiğini önemle vurgularız. Atatürk ilke ve devrimlerine, parlamenter sistemimize, kuvvetler ayrılığına, ulus devletimize her zaman sahip çıkacağımızı ve bu değerleri korumak için mücadele edeceğimizi belirtmek isteriz.”
Mehmet ÖZGÜN