Acının Kaynağı Önemli!
Sadece ellerle uygulanan bütüncül bir tedavi yöntemi olarak adlandırılan Osteopati noktasında konuşan, Osteopat Fizyoterapist Murat Duman, Umut Damlaları Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde uygulamaya devam ettikleri çalışmalar konusunda bilgi verdi.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından bir teşhis ve tedavi yöntemi olarak kabul gören Osteopati, özellikle ağrılarda uygulanan, ağrının kaynağının tespit edilerek sorunun giderilmeye çalışıldığı bir tıp metodu. Bu sistemde, Osteopat, vücuttaki yumuşak dokulardaki gerginlik artışlarını ve ona bağlı eklem fonksiyon bozukluklarını tespit eder, rahatsız olan eklemi yeniden dengeleyerek iyileşmesini sağlar. Yani sadece semptomatik değil, sebebe yönelik bir tedavi yolu izler. Ağrıya veya fonksiyon bozukluklarına yol açan sinir işlevini engelleyen zinciri ortadan kaldırmak ve yeniden kas-iskelet hareket koordinasyonu sağlamak suretiyle, rahatsızlıkları oluşturan nedenleri ortadan kaldırır.
Oldukça etkili bir tıp metodu olarak kabul edilen Osteopati noktasında konuştuğumuz isim, Umut Damlaları Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nden, Osteopat Fizyoterapist Murat Duman oldu. Merak edilenleri sizler için sorduk…
İsmi çok bilinen bir çalışma alanı değil sanırım. Herkesin anlayacağı bir dille kısa bir tanımlama yaparak başlayalım mı?
1874 yılında Andrew Taylor Still tarafından doğal terapi yöntemi olarak geliştirilen Osteopati, sadece ellerle uygulanan tamamlayıcı bir tıp metodu. Vücudu bir bütün olarak ele alan yöntem, son yıllarda popülaritesi giderek artan, ağrılardan kurtulmak isteyenlerin başvurduğu bir yöntem.
Osteopat Fizyoterapist olarak çalışıyorsunuz. Bu alanda Almanya’da da oldukça uzun bir süre eğitim aldınız ve şu an Antakya’dasınız. Peki, “Murat Duman kim” diyenler için biraz bilgi alalım mı sizden?
1984 Antakya doğumluyum. İlk ve ortaöğretimimi Antakya’da tamamladıktan sonra, Pamukkale Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nde lisans programını 2006 yılında tamamladım. Lisans eğitimim süresince 4 arkadaşımla beraber yürüttüğüm, Türkiye’de ilk defa yapılan Peloiditerapi ve Badragaz Tedavi Konseptleri çalışmalarıyla beraber, iki tedavi konseptini Türkiye’ye kazandırdık ve ”en iyi öğrenci çalışma grubu ödülünü” almaya hak kazandık. Lisans eğitiminin hemen akabinde, Almanya’nın en büyük Osteopati okullarından İFAO-İnstitut Für Angewandte Osteopathie’ye bağlı TİFAO –Turkish İnstitute For Applied Osteopathy’de 5 senelik Osteopati Diploma Programı’nı tamamladım ve ”Osteopat” ünvanını almaya hak kazandım. Çalışma hayatımın ilk 2 yılında Gaziantep’te bulundum. Ardından özel bir hastaneden aldığın teklif üzerine Antakya’ya gelme kararı verdim. 2010 yılından itibaren de Umut Damlaları Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde hastalara hizmet vermeye devam ediyorum.
Son zamanların popüler uygulaması olarak göze çarpsa da, Osteopati’nin Türkiye’de geçmişi çok da eskilere dayanmıyor. Doğru mu?
Evet… Osteopati, 1874 ten beri uygulanmasına rağmen, maalesef ülkemizde yaklaşık 20 yıllık bir geçmişe sahip. Ama uygulamada alınan başarılı sonuçlarla beraber, tıp camiasında kısa zamanda tanınmış durumda.
Ağrı odaklı bir tedavi şeklinden bahsediyoruz, ki eminim bu konu bir çok kişinin de ilgi alanına giriyor. Merak ettiğimiz şey şu… Osteopati’nin diğer tıbbi uygulamalardan farkı nedir?
Osteopati’nin diğer tıbbi uygulamalardan en büyük farkı, vücudu bir bütün olarak kabul edip, ağrıdan ziyade ağrının kaynağına yönelmesidir. Örnek verecek olursak… Toplumumuzda sık rastlanılan bel ağrısı, her zaman fıtık kaynaklı olmayabiliyor. Bir iç organ problemi, bacak uzunluk farkı, kemiklerdeki pozisyon değişiklikleri ve benzeri başka sebeplerden ötürü de bel ağrınız olabilir. Bu gibi durumlarda, sadece beli tedavi etmek kalıcı bir iyileşmeden ziyade, çoğu zaman geçici bir rahatlamaya yeterli olabilmektedir. Osteopati’de ise sorunun kaynağı uzman hekimler eliyle tespit edilerek gerekli müdahale gerçekleştirilir veya sorunun kaynağı konsülde edilerek hastanın kalıcı olarak iyileşmesi hedeflenir.
Çalışma alanınızı çerçevelemek gerekirse, nasıl bir resim çizersiniz?
Osteopati’deki ‘hastalık yoktur, hasta vardır’ temel prensibiyle, her hastanın kendine özel bir durumu göz önünde bulundurulur. Her hastaya özel belirlenen farklı metotlar uygulanır. Osteopat, her şeyden önce hastasına saygı ile yaklaşan, onu dinlemeyi bilen, hastasını tanıyarak ve gerektiğinde onun yaşam alışkanlıklarını, beslenmesini ve aktivitelerini düzenleyerek sağlıklı bir hayat sürdürmesine yardımcı olan kişidir.
Son olarak… Ostepati, hangi rahatsızlıklarda uygulanır ya da uygulanmaz?
Omurga ve kas-iskelet sisteminin hareket ve fonksiyon bozuklukları, omurga ve kemik eklem sisteminin yeni ortaya çıkan ve eski ağrıları, omurga disk kaymaları, siyatik veya bel fıtığına bağlı sinir ağrıları, eklem sertliği ve harabiyeti, migren, gerilim tipi baş ağrısı, duruş bozuklukları, ayaktan ameliyat sonrası rehabilitasyon, kaza sonrası ağrı sendromları, kas gerginliği (spastisite), serebral palsi gibi kasları etkileyen nörolojik sorunlar, çocuklarda koordinasyon ve psikomotor fonksiyon bozuklukları, kaygı, üzüntü, kronik sinir sistemi hastalıklarda, uyku bozuklukları ve sindirim sistemi, üriner sistem, ürogenital sistem, solunum ve dolaşım sistemleri fonksiyonel bozukluklarında kullanılabilir. Uygulama merkezlerinde; iç organ fonksiyon bozukluklarına bağlı rahatsızlıklar, hamile kadınlarda ağrı sendromları ve hormonal denge bozukluklarında ise destekleyici amaçlı kullanılabilir.
Ağrı nedeniyle uygulamanın istenmemesi, kanamalar, uzamış kanama zamanı, kan sulandırıcı (antikoagülan) ilaç kullanımı, ileri kanama/pıhtılaşma bozuklukları, hemofili, uygulama alanında eklem protezi/platin (internal fiksasyon), kemik ve eklem hareketini bozacak tümör, metastatik hastalık, enfeksiyonlu eklem, iltihaplı eklem, kemik içi enfeksiyonlar (osteomiyelit), kemik verem (tüberküloz) durumu, kan birikimi (hematom) ve kemik kırıklarının erken döneminde ise osteopati uygulanmaz.
-Tamer Yazar-