Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Tehditler araştırılmalı, riskler bertaraf edilmeli

Milletvekili Mevlüt Dudu, ülkemize

Milletvekili Mevlüt Dudu, ülkemize yönelik yoğun Suriyeli göçünü meclis gündemine getirdi, kapsamlı bir eylem planının gerekliliğine vurgu yaptı …

CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, bir grup milletvekiliyle birlikte TBMM Başkanlığı’na ilettiği önergede, ülkemize yönelik yoğun Suriyeli göçünü gündeme getirdi, kapsamlı bir eylem planının gerekliliğine dikkat çekti, tehditlerin araştırılmasının, risklerin bertaraf edilmesinin gerekliliğine vurgu yaptı.  Türkiye’nin ‘Arap Baharı’ adı altında Orta Doğu’da yaşanan siyasi gelişmeler ve iç savaşların ardından büyük bir göç dalgasıyla karşı karşıya kaldığını hatırlatan Milletvekili Mevlüt Dudu, özellikle Suriye’de yaşanan savaşın Türkiye’yi doğrudan etkilediğine dikkat çekti.  Yaklaşık 7 milyon 700 bin Suriyelinin evini terk ettiğini, 3,5 milyonunun da komşu ülkelere sığındığını belirten Milletvekili Mevlüt Dudu, hükûmetin, 2011 yılında Yayladağı ve Altınözü ilçelerinden geçişle başlayan süreçten bu yana ‘açık kapı politikası’ izlediği için Suriyelilerin büyük bölümünün Türkiye’ye geldiğini bildirdi.

AB’nin 3 milyar Euro tutarındaki desteği konusunda belirsizlik devam ediyor …

Resmi rakamlara göre, şu anda 2 milyon 500 bin Suriyeli sığınmacıyı barındıran Türkiye’nin, insani yardım kapsamında AKP iktidarının resmî açıklamalarına göre 8 milyar dolar harcadığına değinen Milletvekili Mevlüt Dudu, önergede şunlara yer verdi: “Bu rakamın esasında 12 milyar dolara kadar ulaştığı tahmin edilmektedir. Uluslararası insani yardım tutarı ise şu ana kadar 455 milyon dolar düzeyinde kalmıştır. 29 Kasım 2015 tarihinde Brüksel’de gerçekleşen AB-Türkiye Zirvesi’nde Türkiye’ye Suriyeliler için 3 milyar euro destek sağlanması, bunun karşılığında geri kabul anlaşmasının imzalanmasıyla Türkiye üzerinden yasa dışı yollarla Avrupa’ya giden göçmenlerin iadesinin kabul edilmesi karara bağlanmıştır. Üstelik AB’nin 3 milyar Euro tutarındaki desteği nasıl ödeyeceği de belirsiz konuların başında yer almaktadır. Göç dalgasının devam etmesi nedeniyle Türkiye’nin üstleneceği ekonomik yükün boyutu tahmin edilememektedir. Türkiye, Suriyelilere geçici koruma statüsü vermektedir. Sığınmacıların 280 bini  Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığının (AFAD) 10 ilde kurduğu barınma merkezinde yaşamaktadır. Kalan 2 milyon 200 bin sığınmacı ise maalesef şehirlerde zor koşullarda çoğunlukla kentsel dönüşüm bölgelerinde terk edilmiş evlerde veya akrabalarda yaşamını idame ettirmektedir. AKP iktidarı döneminde geçici sığınmacı statüsünde olan 2 milyon 500 bin Suriyelinin biyometrik kaydı yapılmıştır. AFAD’ın rakamlarına göre, Suriyelilere 10 milyon 500 bin muayene hizmeti verilmiştir. 350 bin Suriyeli ameliyat edilmiştir. 80 bini kampta olmak üzere 350 bin sığınmacıya eğitim hizmeti verilmiştir. Sağlık hizmetleri tüm Suriyeliler için ücretsizdir. Bununla birlikte sağlıksız koşullarda yaşayan ve kayıt dışında kalıp gerekli kontrollerden yoksun kalan Suriyeli sığınmacılar, ülke nüfusu açısından risk teşkil etmektedir. Özellikle Suriye’den gelen kalan kadınların cinsel istismara uğradığı ve bu yolla çeşitli cinsel hastalıklar kaptığı bilinmektedir. Hatta Suriyeli 1 kadın sığınmacıda AİDS’e neden olan HIV saptanmış ve Sağlık Bakanlığı kayıtlarına geçmiştir. Türkiye’de dünya ortalamasının aksine AİDS insidansının artması dikkat çekicidir. Kamplarda barınmayan Suriyeli sığınmacıların çocukları, aşı programı dışında kalmaktadır. Bu da anne-bebek ölümlerini AB ülkeleri seviyesine getiren Türkiye’de katedilen aşamayı geriye götüren bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Sağlık Bakanlığı Bağışıklama Danışma Kurulu, bu yıl kamuoyundan gizleyerek ilkokul birinci sınıfta yapılan kızamık, kızamıkçık, kabakulak aşısını 4-6 yaş aralığına çekmiştir. Yurt çapında kreş ve anaokulları uyarılarak, velilerin KKK aşısını yaptırması istenmiştir. Göçmen Aşılama Programı’na alınan sığınmacı sayısı ve ayrılan bütçenin kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekmektedir.”

Komşu ülkelerdeki iç savaşlar, Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından risk oluşturuyor …

Komşu ülkelerde yaşanan iç savaşların, Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından büyük bir risk oluşturduğunu belirten Milletvekili Mevlüt Dudu, önergesinin sonunda şunlara değindi: “20 Temmuz 2015’te Suruç, 10 Ekim 2015’te Ankara’da, 12 Ocak 2016’da İstanbul Sultanahmet’te meydana gelen katliamlar, Suriye merkezli IŞİD terör örgütü kaynaklıdır. Sultanahmet katliamını gerçekleştiren kişinin Suriye’den Türkiye’ye giriş yapması ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğünde rahatça kayıt yaptırması Türkiye’nin içinde bulunduğu vahim tabloyu da özetlemektedir. Öte yandan Türkiye genelinde işsiz sayısı sürekli artarak 3 milyon 147 bin kişiye ulaşmıştır. İşsizlik oranı yüzde 10.5 seviyesine çıkan Türkiye’de 15 Ocak 2016 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla geçici koruma sağlanan yabancılara çalışma izni verilmiş ve yabancı istihdam kotasının dışına çıkılabileceği hükme bağlanmıştır. Mevsimlik tarım ve hayvancılık alanında çalışma izni almadan da yabancıların çalışmasına olanak tanıyan yönetmeliğin Türk iş gücü piyasasını etkileyeceği ortadadır. Ülkelerinde iç savaş bittikten sonra da pek çok Suriyelinin Türkiye’de yaşamaya devam edeceği dikkate alındığında, geçici sığınma hakkı verilenlere uyum sağlamaları için Türkçe eğitim verilmeye başlanması, Türk müfredatına uyumlu eğitime geçmeleri gerekmektedir. Bölge ülkelerde yaşanan istikrarsızlıkların ve ülkemize yönelik kitlesel göç hareketlerinin sınır güvenliğini ve iç güvenliğimizi etkilemesi, sağlık, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla ülkemizi tehdit edecek boyuta gelmesi karşısında yeni stratejilerin geliştirilmesi, uzun vadeli planların yapılması ve kapsamlı bir strateji belgesi hazırlanması için Meclis araştırması açılması gerekli görülmektedir.”

Mehmet ÖZGÜN