Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Tek operasyonla sıkıntılara son

Opr.Dr. Özdemir, Diyabet tedavisinde

Opr.Dr. Özdemir, Diyabet tedavisinde son gelişmeleri aktardı

Genel Cerrahi ve Gastroenteroloji Cerrahi Uzmanı, Obezite-Metabolik Cerrahi (Diyabet Cerrahisi) Uzmanı Opr.Dr. Ahmet Özdemir, önceki gün Hatay Tabip Odası’nda düzenlediği sunumda diyabet tedavisinde ki son gelişmeleri aktardı.
Opr.Dr. Ahmet Özdemir, çok sayıda hekim ve vatandaşın hazır bulunduğu sunumda ”Tip2 Diyabet Tedavisinde Metabolik Cerrahi” ile ilgili bilgiler aktardı ve “Metabolik Cerrahi uygulamaları sonrası hastaların kan şekerlerinin, kolesterol ve trigliserid seviyelerinin yanı sıra; tansiyon yüksekliği, kilo fazlalığı, karaciğer yağlanması, göz-böbrek hasarı ve ayak yaraları gibi sorunları da tek bir operasyon ile giderilmiş olmaktadır” dedi.
Tip 2 diyabetin toplam diyabetin yaklaşık yüzde 90-95’ini oluşturduğu bilgisini veren Opr.Dr. Ahmet Özdemir, Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun, 2015 yılı itibariyle dünya genelinde yaklaşık 415 milyon kişinin diyabetik olduğunu ve bu rakamın 2040 yılında 642 milyon kişiye yükselmesinin beklendiğini açıkladığını bildirdi, yine 2015 yılında dünyada 5 milyon kişinin diyabete bağlı nedenlerden dolayı öldüğü bilgisi verdiğini ifade etti.

Stresli yaşayanlar risk grubunda …
Erişkinlerde görülen Tip2 diyabette vücudun insülin ürettiğini ancak kullanamadığını söyleyen Opr.Dr. Ahmet Özdemir, belirtileri ve risk gruplarını şöyle sıraladı: “Sık idrara çıkma, çok su içme, çok yemek yeme, kilo alma veya zayıflama, açlık kan şekerinin 126 mg/dl’den yüksek olması; bunun dışında ağız kuruluğu, yorgunluk, bulanık görme, yaraların iyileşmemesi, cinsel sorunlar gibi, ellerde-ayaklarda-ağıza çevresinde uyuşma, karıncalanma görülmesi belirtilerdir. Kilosu fazla olanlar, hareketsiz ve stresli yaşam sürenler, ailesinde şeker hastası bulunanlar, gebelik sırasında diyabet gelişen veya 4.5 kg’dan ağır bebek doğuranlar, şeker hastalığı için risk grupları içindedir.”

Kandaki şekerin çok artması, zehir etkisi yaratır …
İnsülinin, pankreasta üretilen ve kana salınan bir hormon olduğunu belirten Opr. Dr. Ahmet Özdemir, sunumunda şu bilgileri verdi: “İnsülin kandaki şekeri (glukozu) hücrelerin içine taşır ve yaşam için gerekli enerjinin açığa çıkmasını sağlar. İnsülin salgılanmasında bir yetersizlik ve/veya hücrelerin insüline karşı direnci gelişirse Tip2 diyabet hastalığı ortaya çıkar. Çünkü, sindirim sistemi kaynaklı direnç hormonları ve hücre içindeki bazı olaylar; insülinin hücre içine girişine izin vermez veya hücre içinde insüline karşı bir direnç oluşur. Bu tabloya ‘İnsülin Direnci’ denilmektedir. Bu direnç nedeniyle insülin normal işlevini yerine getiremez. Tip 2 diyabette başlangıçta insülin salınımı artar ancak artan insülin salınımı da kandaki yüksek şeker seviyelerini düşürmez. İnsülin görevini yerine getiremeyince, besinlerle alınan şeker ve diğer besin unsurları hücrelere giremez. Böylece, hücrelerde şeker azlığı yaşanırken, kandaki şeker seviyeleri yükselir. Kandaki şekerin çok artması, zehir etkisi yaratır ve vücudun tüm hücrelerini tahrip eder.”
Metabolik Cerrahi ameliyatları sonucunda, sindirim sistemi kaynaklı direnç hormonlarının söndüğünü belirten Opr Dr. Ahmet Özdemir, “Hücrenin etrafındaki bu ‘zırh’ açılır ve insülin kolaylıkla hücre içine girer. Benzer şekilde ameliyattan 2-3 ay sonra; yağ, protein metabolizması, karaciğer yağlanması ve hasarı da düzeldiği için hücre içi sinyal iletim mekanizmaları da tersine döner” dedi.   -Mehmet ÖZGÜN –