“Tek yol demokrasi” demekle iş bitmiyor.
Demokrasi, sadece bir söz ya da slogan değil; sorumluluk, bilinç ve kararlılıkla yürütülmesi
gereken bir süreçtir.
Gerçek demokrasi, halkın sadece sandıkta değil, hayatın her alanında söz sahibi olmasıyla
mümkündür.
Ancak bugün ülkemizin içinde bulunduğu tablo, bu ideallerden ne kadar uzaklaştığımızı açıkça
gösteriyor.
İşsizlik, ülkenin en büyük sosyal sorunlarından biri haline gelmiş durumda.
TÜİK verilerine göre işsiz sayısı 13 milyon 383 bine ulaşmış. Bu sayı sadece bir istatistik değil; her
biri umutlarını yitirmiş, geçim derdiyle boğuşan milyonlarca insan demek.
Bu kadar yüksek bir rakam, sadece ekonomik bir problem değil, aynı zamanda sosyal adaletsizlik
ve fırsat eşitsizliği anlamına gelir.
Bu tabloyu değiştirmek için laf değil, icraat gerekir. Üretimi destekleyen politikalar geliştirilmeli,
gençlere ve kadınlara iş alanları yaratılmalı, eğitim sistemi ülkenin ihtiyaçlarına göre yeniden
yapılandırılmalıdır.
Gelecek planlaması olmayan bir toplumda ne demokrasi gelişir, ne de toplumsal barış sağlanabilir.
Öte yandan doğada sessiz bir çığlık yükseliyor. Her yaz mevsiminde artan orman yangınları artık
bir doğa olayı değil, ihmallerin, yetersiz önlemlerin ve bilinçsizliğin bir sonucu.
Yangınlarla yalnızca söndürme aşamasında mücadele etmek yetmez. Asıl yapılması gereken,
yangınların nedenlerini ortadan kaldırmak, riskli bölgeleri koruma altına almak ve yangını
çıkaranlara karşı en sert ve caydırıcı cezaları uygulamaktır.
Bu bir güvenlik meselesi olduğu kadar, bir vicdan meselesidir.
Doğanın dengesini korumak ise artık bir tercih değil, bir zorunluluk oldu. İklim değişikliğinin etkileri
her geçen yıl daha da görünür hale geliyor.
Tarım, su kaynakları, hava kalitesi, hatta insan sağlığı doğrudan tehdit altında.
Doğaya sahip çıkmak, aslında geleceğe sahip çıkmaktır.
Bütün bu sorunlara karşı mücadele vermek; işsizliğe karşı istihdam, yangınlara karşı önlem, çevre
tahribatına karşı sürdürülebilirlik politikaları üretmek…
İşte bunlar gerçekleştirildiğinde, ancak o zaman “Tek yol demokrasi” demek anlam kazanır.
Demokrasi, hayatın her alanına eşitliği, adaleti ve özgürlüğü taşımakla mümkündür.
Ve bu mücadele, hepimize düşen bir sorumluluktur.
Bunu bilelim ve ona göre kendimize bir yol çizelim ki ileriki günler aydınlık olsun.
YORUMLAR