Son aylarda siyaset dünyasındaki hareketlilik giderek artıyor.
Özellikle siyasi iktidardaki kaynaşma belirgin bir şekilde kendini göstermeye başladı.
Bir yandan AKP’den istifalar başlarken, öte yandan bir zamanlar AKP’nin önde gelen isimlerinin yeni oluşumlara katılmalarını engelleyebilmek için çeşitli yol ve yöntemler deneniyor.
Ama daha öncede birçok kez belirttiğimiz üzere başlayan inişi, gözle görünür bir şekilde görülen çöküşü engellemek mümkün değildir.
Şu ana kadar bilinen bir gerçek vardır: Bir zamanlar AKP içinde önemli görevler üstlenmiş bulunan bazı isimler, yeni bir siyasi parti kurmada son aşamaya gelmişlerdir.
Kurulacak olan partinin birden çok olacağı gelişmelerden anlaşılıyor.
Şimdilik kesin olan 2 yeni siyasi partinin yolda olduğudur.
İşte bu yeni 2 siyasi partiye AKP’den ne denli bir katılım olacak, AKP’yi hangi ölçüde etkileyecek?
Merak edilen bu soruya alınacak olan yanıttır.
Geçtiğimiz hafta AKP’den yeni yeni istifalar oldu.
Bu istifalar nedeniyle de AKP’nin kurucularından ve ilk Dışişleri Bakanı olan Yaşar Yakış’ta bir açıklama yapma gereğini duydu.
Yakış, yaptığı açıklamada: AKP teknesi su alıyor demek suretiyle siyasi iktidarın içinde bulunduğu zor durumu belirtmiştir.
Teknenin su alması demek, batmak üzere olması anlamına gelir. Tekneye giren suları boşaltmaya çalışmak suretiyle istendiği kadar batış engellenmeye çalışılsın, mukadder akıbet hiçbir zaman önlenemez. Zira tekne bir veya birçok yerlerinden delinmiş olacak ki su almaya başlamıştır. Delinen yerleri kapatmaya çalışmak geçici bir önlem olabilir. Ancak bir defa tekne su almaya başladığına göre, sonuç batıştır.
İşte siyaset sahnesindeki gelişmeler ve özellikle iktidar partisi içerisindeki kaynaşma, Yaşar Yakış’ın anlatımı ile büyük bir benzerlik taşımaktadır.
Nasıl ki yokuş aşağı inerken freni boşalan bir aracın durdurulması mümkün olamaz ise, su almaya başlayan teknenin de batışına engel olunamaz.
Bu durum çıplak gözle görüldüğü halde, iktidar partisi olumlu sonuçlar elde edebileceği yola girmemekte, aksine yanlışı yanlışla düzeltme yolunda ısrarına devam etmekte kararlılık göstermektedir.
Dünya kayın kayın kaynıyor.
Emperyalist güçler hedeflerine ulaşabilmek için göz diktikleri bölgelerde oyun üzerine oyun oynuyorlar. Tezgah üzerine tezgah kuruyorlar.
Ekonomi ise vatandaşları canından bezdirecek bir konuma gelmiştir. Zamlar birbirini kovalıyor, kemerler sıkıldıkça sıkılıyor. Ama bunun da bir sonunun olması gerek.
İşte böylesi bir ortamda ülkenin kaderini belirlemekte olan siyasi iktidar gerçekleri bir türlü göremiyor.
Gerçekleri göremeyince de kötü gidişe dur diyecek adımları atamıyor, olumlu kararları alamıyor.
Sanki benden sonra tufan anlayışı ile hareket edilmek isteniyor izlenimi görülüyor.
Mutlaka benim dediklerim olacak anlayışı egemen kılınmaya devam edilmek isteniyor.
Bu karmaşık durum içerisinde AKP’nin eriyişi ve çöküşü devam ede dursun, bundan ülkemizin de büyük zararlara uğramakta olduğu gözle görülür bir şekilde anlaşılmaktadır.
Bu nedenledir ki AKP’deki çöküşün, Yaşar Yakış’ın deyimi ile teknenin su alışının ülkemize, demokrasimize zarar vermemesi için gereken yapılmalıdır.
Zararın neresinden dönülürse kârdır.
Eğer bu anlayış ile hareket edilmezse, bilinmelidir ki iktidar partisi de zamanı geldiğinde siyasi tarihin tozlu rafları arasında yerini alacaktır.
Diliyoruz ki demokrasimiz daha fazla zarar görmeden, bu en az zararla atlatılsın ve ülkemiz yeniden özgürlükçü demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile uygulandığı, parlamenter rejimin egemen olduğu örnek bir demokratik Cumhuriyet olmaya devam etsin.
Şu gerçek unutulmasın: Uyanış başlamıştır. Çöküş başlamıştır. Bunları durdurmak mümkün değildir…
YORUMLAR