İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Kasım ayı raporuna göre, geride kalan 30 gün içinde en az 154, ilk on bir ayda ise en az 1797 işçi çalışırken yaşamını yitirdi. İnşaat, ölümlerin en fazla gerçekleştiği iş kollarından biri oldu. Peki, eldeki Antakya, ‘iş sağlığı ve güvenliği’ konusunda sınıfı geçiyor mu?
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), Kasım ayı raporunu açıklarken, ‘yaşanan iş kazaları’ sonuçlu ölümlerin ‘kentsel dağılım’ listesine bu defa Hatay’ı da ekledi. İSİG’in açıklaması ise, “Kasım’da, Türkiye’nin 51 şehrinde ve yurtdışında bir ülkede iş cinayeti gerçekleştiğini tespit ettik. En çok iş cinayeti Hatay, İstanbul, Aydın, İzmir, Kocaeli, Bursa, Zonguldak Antalya, Diyarbakır, Adana, Ankara, Denizli, Gaziantep, Manisa, Tekirdağ ve Trabzon’da yaşandı… Ölenlerin 5’i (yüzde 3,25) sendikalı işçi, 149 işçi ise (yüzde 96,75) sendikasız. Sendikalı işçiler kimya, metal ve enerji işkollarında çalışıyordu. Diğer yandan, ölen başka sendikalı işçiler de olabilir. Ancak kâğıt üzerinde olan sendikal üyeliklerinin gerçek bir örgütlülük olmaması ve birçok sendikanın ölen üyelerini sahiplenmemesi sonucu net bir bilgi verme şansımız olmadığını da belirtelim. Bu durum, özellikle kamu çalışanı/memur sendikaları açısından daha da tespit edemediğimiz bir husus…” şeklinde olmuştu.
-KALDIRIM YOK!-
Kasım’dan Aralık’a ne değişir bilinmez ama… Geride kalan Pazar günü, Antakya Kaymakamlık binasının tam karşısında bulunan bir binada gerçekleşen yıkım çalışmasına tanıklık edenler, biraz şaşkınlıkla ve biraz da korkuya izlediler olan biteni. İş makinesi, 5 katlı binanın son katında, ağırlık verdiği zeminde yıkım çalışması yaparken, kafalarında baret olan iki çalışan ise, binanın çevresinde durup, aşağıya düşen molozlar noktasında güvenliği sağladılar. Bunu yaparken de, çekilen bantlarla, bina çevresindeki kaldırımı yayalara kapattılar. Ancak, bir taraftan güvenliği sağlarken, diğer taraftan risk de yarattılar. Çünkü Cumhuriyet Caddesi ve Fatih Caddesi yönlerinden gelenler, kapatılan kaldırım nedeniyle yola inmek ve araç yolundan yürümek zorunda kaldılar.
-GÜVENLİK AĞI-
Olan biteni izleyen yaşlı bir Antakyalının söyledikleri mi?
“Kaldırımı kapatmamış olsalar da oradan yürümezdim. Bakın, yukarı koca iş makinesi çalışıyor. Çalışırken de aşağıya ha bire taş düşüyor. Allah korusun, her şey bizim için. Ama bari yola inen yayalar için burada bir ara bant yapsalarmış. Peki, tehlikeli değil mi böylesi? Koca makine ile yukarıda çalışmak tehlikeli
değil mi?”
Peki, son olarak bizler soralım mı? Bu tür bir yıkım çalışmasında, olası düşmeler
ya da
bu tür yıkımlarda aşağıya düşe-cek parçaları toparlaması adına, ‘İnşaat Güvenlik Ağı’ kullanılması gerekmiyor mu? -Tamer Yazar-