Yaşanan yangınlar, beraberinde birçok soruyu da taşıdı ama… Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı, Hataylı Jeolog Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “Yanan ormanların altındaki kayaların jeolojisini iyi biliyorum. Bu bölgede, krom içeren ofiyolit (magmatik) kayalar fazla. Tesadüf mü? Değil mi?” tespitinde durdu.
Orman Genel Müdürlüğü’nün, sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı, “Evin yansa, nasıl hissedersin? Onların evi yanıyor. Evleri ile birlikte, canlı dostlarımız da yanıyor” ifadesi, bugün, Hatay’da yaşanan orman yangınlarında yitip gidenler arasında çok da sözü edilmeyenler adına hem hassasiyet yaratıyor hem de ormanların içerdiği zengin yaşam kültürüne işaret ediyor. Sosyal medya hesapları üzerinden günlerce paylaşılan, yangından kaçamamış bir kaplumbağanın kömür olmuş bedeninin yaşadığı acıya empati yapanlar ise, kağıt üzerinde hesaplanan kaybın sadece ağaçlarla sınırlandırılamayacağını söylerken, bu konuda organize edilmek istenen “ağaç dikme kampanyası”nın sadece Hatay değil, ama yangınların yok ettiği tüm ülke alanları için bir sembol olması gerektiği düşüncesinde.
-SORULAR!-
Yanan alanların soğutma çalışmaları ardından oluşan tablo herkesin yüreğini yakarken, kafalarda biriken soruları en net dille ifade eden uzman isimlerden biri, Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı, Hataylı Jeolog Prof. Dr. Şükrü Ersoy oldu.
Son dönemde, ihale edilen maden sahaları ile gündeme gelen Hatay’ın bu denli yoğun bir yangın sorunu ile boğuşuyor olmasının altını çizen Ersoy, “Hatay’daki orman yangınları, herkes gibi beni de derinden etkiledi. Yıkım ağır. Yanan ormanların altındaki kayaların jeolojisini iyi biliyorum. Bu bölgede, krom içeren ofiyolit (magmatik) kayalar fazla. Tesadüf mü? Değil mi? en kısa zamanda yerinde göreceğim. Değerlendirme sonra!” tespitinde durdu. Dururken de, “Acaba” dedirtti!
-CEVAP!-
Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı, Hataylı Jeolog Prof. Dr. Şükrü Ersoy’un ortaya koyduğu tespite cevap ise bir başka akademisyenden, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi’nde Öğretim Üyesi Doğanay Tolunay’dan geldi. Toprak İlmi, Ekoloji ve İklim Değişikliği konularında çalışan Doğanay Tolunay, Ersoy’un değerlendirmesine, “Sayın Hocam, yanan alanlarda maden ocağı açılamaz. Hatta maden ocağı açmak için ormanı yakmaya gerek yoktur. Maden kanununa göre, bir işletmeye ruhsat verildiğinde ve Orman Genel Müdürlüğü’nün oluruyla, orman alanında ocak açılabilir” şeklinde yanıtladı. Sosyal medya üzerinden ilerleyen sohbette, bölgedeki kaya örneklerine yönelik tespitinde ısrar eden Ersoy ise “Bu bağlantıyı söylemek, emin olmadan bana düşmez. Ben sadece, yanan bölgede (Sarımazı, Soğukoluk ve çevresi) bu tür kayaların fazla olduğunu bildiğim için söylüyorum” dedi.
-DAVET!-
Soruların çokluğu, ancak cevapların azlığına rağmen, bu konuda umut veren çağrılardan biri Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’den geldi. “Geleceğimize nefes olmak için tüm halkımızı ağaçlandırma çalışmalarına davet ediyorum” diyen Bakan Pakdemirli, Hatay ve diğer iller için tüm ülkede gerçekleştirilecek fidan dikme kampanyası için tarih verirken, şunları söyledi:
“Hatay ilimizde, 5 Eylül 2020 tarihinde Samandağ ilçesinde, 9 Ekim 2020 tarihinde ise Belen ilçesinde çıkan orman yangınları hepimizi derinden üzmüştür. Bu yangınlarda, binlerce ağacımızı ve yaban hayatımızı maalesef kaybettik. Kimi vatandaşlarımızın evi, iş yeri veya eşyası zarar görürken, en büyük tesellimiz vatandaşlarımızın canına zarar gelmemesi olmuştur. Her iki yangının da söndürülmesinde canla başla çalışan, orman yangınları ile mücadele eden ekiplerimiz başta olmak üzere, bizlerle birlikte olan vatandaşlarımıza, kurum ve kuruluşlarımız ile belediyelerimize gönülden teşekkür ediyorum.
Ülkemizdeki diğer yangınlarda olduğu gibi, Hatay ilimizdeki yangınlarda da vatandaşlarımızın duyarlılığı takdire şayandır. Özellikle Belen yangını sonrası, yanan alanların yeniden ağaçlandırılması amacıyla ülkesine, toprağına, memleketinin yeşil dokusuna sahip çıkan ve bu maksatla kampanya başlatan kurum ve kuruluşlardan spor kulüplerine, belediyelerden sivil toplum kuruluşlarına, sanat camiamıza ve bütün vatandaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Öncelikle ifade etmek isteriz ki, yanan alanların 1 m2’si dahi başka bir amaçla kullanılmayacak ve tamamı yeniden ağaçlandırılacaktır. Yanan orman alanları, Anayasa’mızın 169. Maddesi gereği, yeniden ağaçlandırılmak zorunda ve anayasal koruma altındadır. 2019 yılında, Hatay ilimizdeki ormancılık faaliyetlerinden sorumlu olan Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğü’nce, 1 milyon 333 bin adedi Hatay ilimizde olmak üzere, 13 milyon adet fidan toprakla buluşturulmuştur. Hatay ilimizde 2020 yılında yanan alanlarda, bir yıl içerisinde yaklaşık 5 milyon adet fidanın toprakla buluşturulması sağlanacaktır.
Ülkemizde fidan dikim mevsimi henüz başlamamış olup, Kasım ayı ile birlikte ilk fidanların dikilmesi planlanmaktadır. Ayrıca her bir bölgemizin farklı iklim yapısı ve ekosistemi mevcut olduğundan, bu alanların yeniden ağaçlandırılmasında hangi tür ve vasıfta fidanların kullanılacağını da Orman Genel Müdürlüğümüz planlamakta ve hazırlıklarını yapmaktadır.
Hatay ilimizde yanan alanların ağaçlandırılmasına katkı sağlamak isteyen vatandaşlarımızı, her iki yanan alanda da 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü, Geleceğe Nefes kampanyası çerçevesinde bizimle birlikte fidan dikmeye davet ediyorum. Bu çalışmalara katkı sağlamak isteyen kurum ve kuruluşlarımız ile vatandaşlarımızın Orman Genel Müdürlüğümüz ile koordineli olması, ağaçlandırma çalışmalarının başarısı açısından önem arz etmektedir. İhtiyaç duyulması halinde, Orman Genel Müdürlüğümüz Ağaçlandırma Dairesi Başkanlığımızla ve [email protected] adresi ile iletişim sağlamaları önem arz etmektedir.
Bununla birlikte, ülkemizdeki orman yangınları konusunda duyarlılık gösteren tüm vatandaşlarımızı sadece Hatay’da değil; kendi illerinde de 11.11.2020 tarihinde Geleceğe Nefes kampanyasında fidan dikmeye davet ediyorum.”
-HAZIRLIK!-
Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin de işaret ettiği hazırlık doğrultusunda, Hatay’da yaşanan yangınların ardından, kesilmesi gereken ağaçlar ile alevlerden az zararla kurtularak yaşamlarını sürdürebilecek ağaçlar tespit edilecek. Kesilmesi gereken ağaçların tespiti ardından, yangından etkilenen bölgelerde toprak üstü temizlenerek, alanlar, dikim için hazırlanmaya başlanacak. Dozerlerle, örtü temizleme yapılacak, ardından dikim terasları oluşturulacak. Bu teraslara, fidan dikim sezonunun başlangıcı olan Kasım ayında ilk fidanlar dikilecek. Fidan dikimi, 5 ay boyunca yapılabiliyor. -Tamer Yazar-