Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

TMMOB: “Deprem davalarında bilim ve adalet askıda”

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası yürütülen yargı süreçlerine ilişkin dikkat çeken bir açıklama yayımladı. İMO Yönetim Kurulu, mevcut deprem davalarının adil ve bilimsel temelden uzaklaştığını belirterek, hatalı bilirkişi raporlarıyla yalnızca inşaat mühendislerinin hedef alındığını ve hukuk devletinin ciddi biçimde tehdit altında olduğunu vurguladı.

“Türkiye tarihinin en yıkıcı felaketlerinden biri”

Açıklamada, 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin on binlerce yurttaşın yaşamını yitirmesine, milyonlarca insanın ise evsiz kalmasına yol açtığı hatırlatıldı. İMO, bu büyüklükteki bir felaketin ardından gerçek sorumluların adil, bilimsel ve çok boyutlu bir yargılama süreciyle ortaya çıkarılmasının, yalnızca geçmişin hesabı için değil, gelecekte benzer acıların yaşanmaması için de zorunlu olduğunun altını çizdi.

“Yargı süreçleri bilirkişi raporlarına teslim edildi”

Deprem davalarının özel ve ileri teknik bilgi gerektirdiğine dikkat çekilen açıklamada, hâkim ve savcıların teknik konularda bilirkişi raporlarına bağımlı hâle geldiği, bu raporların ise davaların seyrini neredeyse tek başına belirlediği ifade edildi. Ancak bilirkişi görevlendirmelerinde ciddi bir sorun yaşandığına işaret eden İMO, saha ve uygulama deneyimi olmayan kişilerin yalnızca akademik unvanları nedeniyle bilirkişi olarak görevlendirildiğini vurguladı.

İMO’ya göre, uzmanlık ve deneyim kriterlerinin göz ardı edilmesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporları, adil yargılanma hakkını zedeleyen temel unsurlardan biri hâline geldi.

Bilirkişi raporlarında bilimsel hatalar iddiası

İnşaat Mühendisleri Odası, deprem davalarında kullanılan bilirkişi raporlarında çok sayıda teknik ve bilimsel hata bulunduğunu belirtti. Açıklamada öne çıkan başlıca eleştiriler şu şekilde sıralandı:

Akreditasyonu bulunmayan yapısal analiz yazılımlarının kullanılması

Güncel yazılımların eski yönetmeliklere hatalı biçimde uyarlanması

Deprem sonrası hasar görmüş beton numuneleriyle yapım aşamasındaki dayanımın belirlenmesi

Yıkımın gerçek nedenleri ve sorumluluk zinciri ortaya konulmadan kusur tespiti yapılması

Alternatif bilimsel görüşlerin ve uzman raporlarının dikkate alınmaması

Bu eksik ve denetlenemez raporlar nedeniyle yıkımın çok aktörlü yapısının göz ardı edildiği, tüm sorumluluğun sistematik biçimde inşaat mühendislerine yüklendiği ifade edildi.

“21 yıla varan cezalar öç alma duygusuyla veriliyor”

Açıklamanın en dikkat çekici bölümlerinden birinde, bazı davalarda inşaat mühendislerine 21 yıla varan hapis cezaları verildiği hatırlatıldı. İMO, bu cezaların ceza hukukunun temel amacı olan adalet ve orantılılık ilkesiyle bağdaşmadığını belirterek, toplumdaki acı ve öfkeyi bastırmaya yönelik bir “öç alma” anlayışının yargı süreçlerine hâkim olduğu uyarısında bulundu.

“Ceza hukukunun amacı intikam almak değildir” denilen açıklamada, aksi hâlde yargının adalet dağıtan bir mekanizma olmaktan çıkıp cezalandırıcı ve intikamcı bir yapıya dönüşeceği vurgulandı.

“Sorumluluk yalnızca mühendislerin değil”

İMO, böylesine büyük bir yıkımda yalnızca projelendirme hatalarının değil; zemin koşulları, uygulama kalitesi, yapı denetim zaafları, izinsiz müdahaleler, imar afları, kentsel planlama eksiklikleri ve kamu denetiminin çöküşü gibi pek çok unsurun birlikte etkili olduğuna dikkat çekti. Buna rağmen yargı süreçlerinde kamu idareleri ve karar vericilerin büyük ölçüde sorumluluk dışında bırakıldığı ifade edildi.

Beş maddelik çağrı

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, açıklamasında yargı mercilerine ve kamuoyuna şu çağrılarda bulundu:

6 Şubat depremlerinin olağanüstü ve çok aktörlü niteliği dikkate alınmadan verilen ağır ve orantısız cezalar iptal edilmeli

Yargılamalar bilimsel bilirkişilik ve kusur oranı esas alınarak yürütülmeli

Denetim ve karar mekanizmalarında görev alan kamu idareleri ve yöneticiler de yargı önüne çıkarılmalı

Mesleğini iyi niyetle icra eden inşaat mühendisleri hedef gösterilmemeli

Hukuksuz kararlar istinaf ve temyiz aşamalarında derhâl düzeltilmeli

“Bugün susarsak, yarın hep birlikte enkaz altında kalırız”

Açıklama, “İnşaat mühendisleri bu ülkenin düşmanı değil; altyapısını kuran, geleceğini inşa eden üretici gücüdür” ifadeleriyle son bulurken, hukukun ve toplumsal vicdanın korunması çağrısı yapıldı.