Vatandaş kasaptan 10 liralık kıyma istiyor ve bedelini ödemek içinde kredi kartını uzatıyor. Ancak kartın limiti dolduğu için kartla ödeme yapamıyor.
Atanamayan öğretmen canına kıyıyor.
Birçok emekli ve memur, ailesinin geçimini sağlayabilmek için kaçak olarak bulabildiği başka işlerde çalışma yoluna gidiyor.
Milyonlarca üniversite mezunu branşıyla alakası olmayan, inşaat işçiliği, garsonluk, komilik, aşçılık gibi işlerde çalışmak zorunda kalıyor.
Vatandaşın durumu bu doğrultuda iken, sigortalı bir işte çalışıp yasal çalışma süresini dolduranlar, emeklilik yaşına ulaşamadıkları içinde emekli olamıyor, böylece de emekli maaşı almak suretiyle kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu ailesinin geçimini sağlayamıyor.
Ülkedeki insanlarımızın genel durumu bu şekilde.
Yani herkes geçim derdinde. Evine ekmek ve katık götürebilmek için çeşitli arayışlar içinde bulunmaktadır.
Durum bu şekilde. Ülkede milyonlarca vatandaşımız yaşa takıldıkları için emekli olamıyor ve bunun sonucu olarakta kıt kanaat geçimini sağlayabilecek olan emekli maaşından yoksun kalıyor.
Son günlerde bu çarpıklığın giderilmesi için yasal düzenleme yapılması ve mağduriyetin sonlandırılması yolunda bazı çalışmalar yapılmış, mağdur durumda olanların açıklamaları, yakınmaları da gündeme taşınmıştı.
İktidarın yapması gereken iş, bu mağduriyeti görüp gereken düzenlemeyi yapmak suretiyle mağduriyete son vermek olmalı iken, ne yazık ki bunun aksine bir yol izlenmekte ve söylemlerde bulunulmaktadır.
Ne imiş?
Bizdeki emekli maaşı alabilme yaşına ilişkin düzenleme Avrupa standartlarına uygun hale getirilmiş ve bu nedenle de prim ödeme süreleri dolmasına rağmen o kişiye emekli maaşı bağlanmıyormuş!!!…
Bu savunmanın neresinden tutarsanız dökülmeye başladığını açıkça göreceksiniz.
Bir defa Avrupa da 10 liralık kıyma alan ve bunun için kredi kartını uzattığında limitinin dolmuş olduğunu görmek suretiyle hüsrana ve mahcubiyete uğrayan vatandaş var mıdır?
Atanamadığı için intihar eden üniversite mezunu var mıdır?
Öte yandan Avrupa’da ücretler 1250-1500 EUR arasındadır.
Yani bir emekli Avrupa’da asgari 1250 ile 1500 EUR aylık almaktadır.
Bizde ise bir emeklinin aldığı aylık bin liranın altındadır.
Esasen emeklilik maaşının bağlanmasını bekleyen vatandaşa ödenecek aylık, onun geçimini sağlayacak miktarda değildir.
Bağlanacak aylık, olsa olsa açlık sınırındaki bir yurttaşın ölmeden yaşayabilmesi için kıt kanaat geçimine katkıda bulunabilecek bir rakamdır.
Bunu bile emeklilik maaşı bağlanmasını bekleyen vatandaşa çok gören bir anlayışla karşı karşıyayız.
Deniyor , eğer bu yasa değişir ve yaşa takılanların mağduriyetleri önlenmek suretiyle onlara emeklilik hakkı tanınırsa, devlet bu mali yükün altından kalkamaz!!!…
Peki, yapılan lüks harcamalara, yatırımlara, gösterişli ağırlamalara, seyahatlere, kiralara, araçlara ödenen milyarlarca liraya ne demeli?
Bakınız daha geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanının oluşturduğu 9 ayrı politika kuruluna atanan 76 kişiye ödenecek olan paralara.
Hani meşhur biz söz vardır: Bana gelince şapur şupur, başkasına gelince Allaha şükür.
Yaşa takılanlar içinde Allaha şükür denmesi isteniyor. Ama bazılarına da şapur şupur misali harcama yolu açılıyor.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Bu yanlış uygulamanın, bu yanlış gidişin bir yerde durdurulması ve doğru yol bulunmak suretiyle mağduriyetin giderilmesi zorunludur.
Tok acın halinden anlamaz. Ama hiç olmazsa yazılanları, söylenenleri okuyup dinlemek suretiyle gerçeği görmek ve gerekeni yapmak zorunluluğunun ayırdına varmak gerekir….
[email protected]
YORUMLAR