Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Toplanma Alanlarımız Nerede?

Afet ve Acil Durum

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, internet sitesi üzerinden, deprem anında ve sonrasında yapılacaklara ilişkin bilgilendirmede bulundu ama… Antakya ya da diğer ilçeler özelinde duranlar, hala olası bir deprem anında ‘toplanma alanları’ olarak belirlenen adreslerin ‘bilgisizliğinde’ duruyor ve soruyor.

Türkiye’nin neresinde olursa olsun, yaşanan her depremin ardından “Hatay, depreme hazır mı?” sorusu bir kez daha gündeme geliyor. İzmir’de yaşanan son deprem, bu soruları gündeme taşıyan son örnek oldu. Soruların en dikkati çekenlerinden biri de, ‘toplanma alanlarımız nerede’ kısmı!
Antakya’da bu konuda göze çarpan en net örnek, bazı park alanlarının ‘toplanma alanı’ işaretlemesi! Hatay Valiliği hemen yanındaki Yunus Emre Parkı, bunlardan biri. Peki, parklar, genel anlamda bir deprem toplanma alanı olabilir mi?
Jeofizik Mühendisleri İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Karabulut’un buna verdiği cevap, “Park alanları, mevcut yapısıyla ‘toplanma alanı’ özelliğinde değil. Toplanma alanı olabilmesi için, o alanın çevresindeki yoğun ve yüksek yapı stoku, trafo gibi yangın potansiyeli olacak alanların düşünülmesi ve alanın, olası bir afet durumunda, her türlü duruma karşı hasar durumunu karşılayacak potansiyele sahip olması gerekiyor” şeklinde.
-SORULAR!-
Vatandaşın sorduğu sorulara biz de ekleyelim… Yunus Emre Parkı, belirlenen bir ‘deprem toplanma alanı’ ise, etrafındaki yüksek katlı binalar, bu anlamda kullanılabilirliğini sorgulatmalı mı? Bu konudaki tespitleri ve adreslemeyi kimler yapıyor ya da bu onay sürecine hangi kurumlar imza atıyor? Bu süreçte, deprem uzmanları görev alıyor mu, yoksa tüm kararlar klasik bürokratik aşamalardan mı ibaret? Peki, birinci derece deprem bölgesi olan Hatay’da, kurumsal sorumluluk gereği, bu tür alanların kamuoyuna duyurulmasında yaşanan gecikme neden?
-TEDBİRLER-
İzmir merkezli yaşanan son depremin ardından biriken sorular, Hatay gibi depremselliği yüksek illerde ‘depreme ne kadar hazırız’ sorusunda duranların tedirginliğinde cevap beklerken, bu konudaki beklenen açıklama Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nca (AFAD) yapıldı.
Bilgilendirmede, deprem anında kesinlikle panik yapılmaması gerektiği vurgulanırken, sabitlenmemiş dolap, raf, pencere gibi eşyalardan uzak durulması, varsa sağlam sandalyelerle desteklenmiş masa altına veya dolgun ve hacimli koltuk, kanepe, içi dolu sandık gibi koruma sağlayabilecek eşya yanına çömelerek hayat üçgeni oluşturulması gerektiği belirtildi. Deprem anında, başın iki el arasına alınarak veya bir koruyucu (yastık, kitap ve benzeri) malzemeyle korunması gerektiği ifade edildi. Düşmemek için sabit bir yere tutunulması istenilen bilgilendirmede, merdivenlere ya da çıkışlara doğru koşulmaması gerektiği vurgulandı.
-DEPREM SIRASINDA-
Yapılan açıklamada, deprem sırasında balkona kesinlikle çıkılmaması gerektiği belirtilerek, “Balkonlardan ya da pencerelerden aşağıya atlanmamalıdır. Kesinlikle asansör kullanılmamalıdır. Telefonlar, acil durum ve yangınları bildirmek dışında kullanılmamalıdır. Kibrit, çakmak yakılmamalı, elektrik düğmelerine dokunulmamalıdır. Tekerlekli sandalyedeysek, tekerlekler kilitlenerek, baş ve boyun korumaya alınmalıdır” ifadeleri kullanıldı.
Mutfak, imalathane, laboratuar gibi iş aletlerinin bulunduğu yerlerde ocak, fırın ve bu gibi cihazların kapatılması, dökülebilecek malzeme ve maddelerden de uzaklaşılması gerektiği bildirildi. Bilgilendirmede, sarsıntı geçtikten sonra; elektrik, gaz ve su vanalarının kapatılması, soba ve ısıtıcılar söndürülüp, gerekli eşya ve malzemeler alınarak, binanın daha önce tespit edilen yoldan derhal terk edilmesi ve toplanma bölgesine gidilmesi istendi.
Deprem anında okulda, sınıfta ya da büroda bulunulması halinde, sağlam sıra ve masa altlarında veya yanında, koridorda duvarın yanında hayat üçgeni oluşturacak şekilde, “çek-kapan-tutun” hareketiyle, baş ve boynun korunması gerektiği belirtildi.
-DENİZ KIYISI-
Deprem anında açık alanda bulunanların; enerji hatları ve direklerinden, ağaçlardan, diğer binalardan ve duvar diplerinden uzaklaşması, toprak kayması olabilecek, taş veya kaya düşebilecek yamaç altlarında bulunulmaması gerektiği bildirildi.
Binalardan düşebilecek baca, cam kırıkları ve sıvalara karşı tedbirli olunması gerektiği belirtilen bilgilendirmede, “Toprak altındaki kanalizasyon, elektrik ve gaz hatlarından gelecek tehlikelere karşı dikkatli olunmalıdır. Deniz kıyısından uzaklaşılmalıdır” ifadelerine yer verildi.
Sarsıntı sırasında kara yolunda seyir halinde bulunanlar için de uyarıların yer aldığı bilgilendirmede, araç kullanıcılarından, yolu kapatmadan sağa yanaşıp durmaları istendi.
Bilgilendirmede, “Kontak anahtarı yerinde bırakılıp, pencereler kapalı olarak araç içinde beklenmelidir. Sarsıntı durduktan sonra açık alanlara gidilmelidir. Araç, meskun mahallerde ya da güvenli bir yerde değilse (ağaç ya da enerji hatları veya direklerinin yanında, köprü üstünde vb.), durdurulmalı, kontak anahtarı üzerinde bırakılarak terk edilmeli ve trafikten uzak açık alanlara gidilmelidir. Sarsıntı sırasında bir tünelin içinde iseniz ve çıkışa yakın değilseniz, araç durdurulup aşağıya inilmeli ve yanına yan yatarak, ayaklar karına çekilip, ellerle baş ve boyun korunmalıdır” bilgisi verildi.
-OTOPARKTA!-
Sarsıntıya, kapalı bir otoparkta yakalananların, araç dışına çıkıp aracın yanına yan yatarak, ellerle baş ve boynu koruması gerektiği belirtilerek, araç içinde olunması durumunda, aracın üzerine düşen bir parçayla ezilmenin ihtimal dahilinde bulunduğuna işaret edildi.
Metroda ve diğer toplu taşıma araçlarında sarsıntıya yakalananların, gerekmedikçe, kesinlikle metro ve trenden inmemesi istenilen bilgilendirmede, “Elektriğe kapılabilinir veya diğer hattan gelen başka bir metro ya da tren size çarpabilir. Sarsıntı bitinceye kadar, metro ya da trenin içinde sıkıca tutturulmuş askı, korkuluk veya herhangi bir yere tutunmalı, metro veya tren personeli tarafından verilen talimatlara uyulmalıdır” denildi.
-DEPREM SONRASI-
AFAD, deprem sonrasında yapılması gerekenlere ilişkin bilgi verirken de, vatandaşların önce kendi emniyetlerinden emin olmaları, daha sonra çevrede yardım edebilinecek kimse olup olmadığını kontrol etmeleri gerektiğini ifade etti. Depremlerden sonra çıkan yangınların oldukça sık görülen ikincil afetler olduğuna işaret edilen bilgilendirmede, şunlar kaydedildi:
“Bu nedenle, eğer gaz kokusu alırsanız, gaz vanasını kapatın. Camları ve kapıları açın. Hemen binayı terk edin. Dökülen tehlikeli maddeleri temizleyin. Yerinden oynayan telefon ahizelerini telefonun üstüne koyun. Acil durum çantanızı yanınıza alın, mahalle buluşma noktanıza doğru harekete geçin. Radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarıyla, size yapılacak uyarıları dinleyin. Cadde ve sokakları acil yardım araçları için boş bırakın.”
Her büyük depremden sonra mutlaka artçı depremler olacağı hatırlatılan bilgilendirmede, artçı depremlerin hasarlı binalarda zarara yol açabileceği, bu nedenle sarsıntılar tamamen bitene kadar hasarlı binalara girilmemesi gerektiği vurgulandı.
– YIKINTI ALTINDA!-
Bilgilendirmede, deprem anında, yıkıntı altında mahsur kalanların yapmaları gerekenlerle ilgili olarak da şunlar ifade edildi:
“Hareket kabiliyetiniz kısıtlanmışsa, çıkış için hayatınızı riske atacak hareketlere kalkışmayın. Biliniz ki, kurtarma ekipleri en kısa zamanda size ulaşmak için çaba gösterecektir. Enerjinizi en tasarruflu şekilde kullanmak için hareketlerinizi kontrol altında tutun. El ve ayaklarınızı kullanabiliyorsanız; su, kalorifer, gaz tesisatlarına, zemine vurmak suretiyle, varlığınızı duyurmaya çalışın. Kurtarma ekiplerinin seslerini duymaya ve onlara seslenmeye çalışınız, ancak enerjinizi kontrollü kullanın.”
Bilgilendirmede, afet bölgesindeki hasarlı yapılara kesinlikle girilmemesi, yolların acil yardım araçları için boş bırakılması, depremden sonra evler terk edilirken doğal gaz ve su vanalarıyla elektrik şalterlerinin kapatılması, hasarlı binaların yakınında sessiz olunması uyarısında bulunuldu.
Vatandaşların, acil yardıma ihtiyaç duymadıkları sürece telefonlarını kullanmamaları, yardıma ihtiyaç duyabilecek bebek, çocuk, yaşlı ve engellilere destek olunması istendi. -Tamer Yazar-