Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Topuk kanı bebeklerde hayat kurtarır!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın topuk kanı reddinde bulunan aile sayısına ilişkin CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek’in sorusuna verdiği yanıtta yeni doğan bebeğinden topuk kanı vermeyi reddeden aile sayısı son beş yılda yaklaşık 10 bin kişiyi bulduğunu bildirdi. Gökçek neredeyse her gün 5 yenidoğan  çocuğun ailesinin topuk kanı alınmasına izin vermediğini belirterek, “Topuk kanı taramasında Fenilketonüri, konjenital hipotiroidi, biyotinidaz eksikliği ve kistik fibrozis  gibi ciddi hastalıklarının taraması yapılıyor. Amaç, nadir görülen ancak bebeğin bedensel ve zihinsel gelişimini bozarak, yaşam kalitesini etkileyen bazı hastalıkların belirti ve bulguları ortaya çıkmadan tanısının konulması ve tedavisinin başlanmasıdır. Ancak Bakanlık tarafından  verilen cevapta da görülüyor ki, son yıllarda aileler arasında, çeşitli gerekçelerle, topuk kanı  alınmasına izin vermeme yönünde bir eğilim gözlenmektedir. Bu durumda, yetkililer topuk kanının önemi konusunda toplumu bilgilendirecek çalışmaları yaygınlaştırmalı, sağlıklı gelecek kuşaklar için bu konuya hassasiyetle yaklaşılmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Topuk Kanı Nedir?
Kamuoyunda “topuk kanı” olarak bilinen ve bebeğin doğduğu ilk anda ve doğumunun 10. Günü itibariyle yapılan tarama testleri, sağladığı erken tanı ve tedavi sayesinde yenidoğan bebeklerin  sağlıklı bir gelecek yaşamaları için son derece önemlidir. Yenidoğan tarama programları, tüm dünyada halk sağlığı programları içerisinde çok önemli yeri olan koruyucu sağlık hizmetleri arasındadır. Amacı, nadir görülen ancak bebeğin bedensel ve zihinsel gelişimini bozarak, yaşam kalitesini etkileyen bazı hastalıkların belirti ve bulguları ortaya çıkmadan tanısının konulması ve tedavisinin başlanmasıdır. Ülkemizde yenidoğan döneminde, 1987 yılında fenilketonüri, 2006
yılında hipotiroidi, 2009 yılında biotinidaz eksikliği ve 2015 yılında da kistik fibrozis (KF) tarama programı uygulanmaya başlanmıştır. (Sami Gökçe)