ABD’nin yeni dışişleri bakanı adayı Marco Rubio, Suriye’deki mevcut durumla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a erkenden mesaj verilmesi gerektiğini söyledi. Rubio, Türkiye’nin Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) yönelik tutumunun ABD açısından bir güçlük oluşturduğunu belirtti.
“ABD’nin Yeni Dışişleri Bakanı Adayı Rubio’dan Sert Mesajlar”
ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın dışişleri bakanı adayı olarak öne çıkan Marco Rubio, Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde düzenlenen onay oturumunda, ABD’nin Orta Doğu politikasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Rubio, Suriye’de karşı karşıya kalınan zorluklara değinerek, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu zorluklardan biri olduğunu dile getirdi.
“ABD’nin SDG’ye Desteği Devam Edecek Mi?”
Rubio, Demokrat Senatör Chris Van Hollen’ın Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) verilen Amerikan desteğinin sürdürülüp sürdürülmeyeceğiyle ilgili sorusuna açık bir yanıt verdi. Rubio, Washington yönetiminin SDG’ye desteğinin süreceğini belirtti ve ekledi:
“Kesinlikle. Aynı zamanda, büyük bir fedakarlıkla IŞİD militanlarını hapse atan ortaklarımızı terk etmenin ciddi sonuçları olacağını da kabul etmemiz gerekiyor.”
ABD’nin SDG ile iş birliği sayesinde IŞİD’in yenilgiye uğratıldığını ifade eden Rubio, bu iş birliğinin sonuçlarını göz ardı etmenin riskli olacağını vurguladı.
Türkiye, SDG’nin ana omurgasını oluşturan YPG’yi bir terör örgütü olarak görüyor ve ABD’nin bu gruba verdiği destek Ankara-Washington hattında uzun süredir tansiyonu yükselten konuların başında geliyor.
“Erdoğan’a Mesaj: ABD’deki Güç Değişimini Fırsat Olarak Görme”
Rubio, Suriye’deki belirsizliklerin bazı fırsatlar sunduğunu ancak yönetimdeki yeni kişilerin ABD açısından endişe verici olduğunu ifade etti. Rubio, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’deki yönetim değişimini mevcut anlaşmaları ihlal etme fırsatı olarak görmemesi gerektiğini vurguladı:
“Şu anda Kürtler’le ilgili oldukça zayıf bir ateşkes var. Bunun sürdürülmesi büyük önem taşıyor. Erdoğan’a, ABD’de iktidarın el değiştirmesini var olan anlaşmaları ihlal etmek için kullanabilecekleri bir fırsat olarak görmemesi gerektiği mesajını erkenden vermek hayati önem taşıyor.”
Rubio, ABD’nin Suriye’de önceliğinin istikrarı sağlamak olduğunu, bunun Lübnan, İsrail, Gazze ve geniş Orta Doğu üzerindeki dinamikleri de etkileyeceğini dile getirdi.
“Sezar Yaptırımları Esad Rejimini Zayıflattı”
Rubio, ABD’nin Suriye rejimine uyguladığı Sezar yaptırımlarının Beşar Esad hükümetini ciddi şekilde zayıflattığını belirtti. Ancak, bu yaptırımların mevcut durumla ne kadar örtüştüğünü de yeniden gözden geçireceklerini söyledi:
“Şu anda artık var olmayan ancak hükümete karşı hâlâ yürürlükte olan yaptırımların getirdiği ilginç bir durumla karşı karşıyayız.”
ABD’nin, Suriye’de istikrarlı bir yönetim oluşturulmasını desteklediğini ifade eden Rubio, bu sürecin IŞİD ve İran gibi unsurların bölgedeki etkisini azaltmak için kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı.
“Rusya ve İran Suriye’deki Boşluğu Doldurabilir”
Rubio, eğer ABD, Suriye’de mevcut stratejisini sürdüremezse, bölgeden kovulan Rusya ve İran’ın yeniden güç kazanabileceği uyarısında bulundu. ABD’nin Suriye’yi, İran’ın Hizbullah aracılığıyla terör yayabileceği bir alan olmaktan çıkarmak için kararlı olması gerektiğini söyledi.
“Eğer gerekli önlemleri almazsak, ABD’nin zayıfladığı noktada İran ve Rusya, Suriye’de yeniden etkili bir güç haline gelebilir. Bu durum sadece Ortadoğu’yu değil, küresel güvenliği de tehlikeye atar.”
Rubio’nun sözleri, Trump yönetiminin Suriye politikasıyla ilgili sert bir duruş sergilemeye devam edeceğini ve Türkiye ile ABD arasındaki gerilimin sürebileceğini gösteriyor.