Türkiye Barolar Birliği’nde Adalet Peşinde Aileleri Platformu tarafından düzenlenen 6 Şubat Depremleri konulu konferansta, Şehir plancısı Tuğçe Tezer konuşma yaptı.
Konferansta bir çok konuya değinen Tezer, konuşmasındaki Asi Nehri ihmalini geçmişten günümüze ele alarak nasıl su kanalına dönüştüğünü anlatıyor. Tezer Asi Nehri gözlemini şöyle ifade ediyor:
”Antakya çok uzun yıllar doğal yapı sisteminin çok güzel işlediği bir alan. Müthiş bir Habib-i Neccar Dağı, onun hemen batısında güzel bir tarihi Antakya kent dokusu var ve sonra güzel Asi Nehri geçiyor, Lübnan’ı , Suriye’yi dolaşıp Samandağ’dan Akdeniz’e dökülüyor ve batıda da Antakya Ovası var. Eski Antakya’nın yapısı akan yağmur sularının ince kanallarla Asi’ye döküldüğünü resimlerde görebilirsiniz. Peki sonra ne oluyor ? Önceden kuruttuğumu Amik Gölü’nün tabanı çöküyor. Hatta o kadar çöküyor ki o dönemde üç bin yıldır ayakta olan Roma köprüsünün ayakları havada kalıyor. Sonra bir kurul kararıyla Roma köprüsünü yıkıyorlar. Roma köprüsü o kadar sağlam ki günlerce dinamitlerle patlatarak yıkabiliyorlar. Bu sırada bütün ülkede olduğu gibi nehrin iki kenarına dolgu alanları yapılarak Asi Nehri bir su kanalına dönüştürülüyor. 1970’lere kadar Asi Nehri’nin Antakyalılarla çok güzel bir ilişkisi vardı. İnsanlarının nehrin kenarında gidip oturabildiği, keyif yapabildiği bir yerken 2000 ‘ lere geldiğimizde ise dolgu alanlarla kurutulan nehir yerel basında ” Asi Nehri koku yapıyor, hastalık yayıyor, ölüm saçıyor. ” şeklinde yer alıyor. Çünkü Asi Nehri her dönemde olduğu gibi kendisine verileni geri veriyor. Ona kanalizasyonu, sanayi atıklarını veren kim ? İnsan… ” – Volkan İcil-