Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

TÜİK Açıkladı: Türkiye Üçüncü Çeyrek Büyüme Rakamları Belli Oldu!

TÜİK açıkladı: Türkiye üçüncü çeyrek büyüme rakamlarıyla ekonomik görünüm netleşti. Detaylar ve analizlerle haberimizin içinde.

TÜİK açıkladı: Türkiye üçüncü çeyrek büyüme rakamlarıyla ekonomik görünüm netleşti.

Türkiye Ekonomisinde Dönüşümün İzdüşü: Güncel Verilerle Yoğun Analiz ve Uzun Vizyon

Türkiye ekonomisi, son dönemde yaşanan dinamik değişimler ve Güçlü iç talep ile birlikte tekrar sahnededir. Özellikle 2025 üçüncü çeyrek verileri, GSYH büyümesinin sürdürülebilirliğini ve sektörel dağılımdaki güç dengelerini net bir şekilde ortaya koymaktadır. GSYH’nın artışı, yalnızca bir sayı değildir; aynı zamanda inşaat, finans, bilgi teknolojileri ve hizmetler gibi ana aktörlerin bir araya gelerek ekonomiyi nasıl yönlendirdiğini gösteren kapsamlı bir göstergedir.

Mevsim etkilerinden arındırılmış GSYH artışları, ekonomik aktivitenin yıl geneline yayılan hacmini ölçmede kritik bir gösterge olarak öne çıkar. 2025’in üçüncü çeyreğinde bu veri, %1,1 gibi kuvvetli bir yükselişi işaret ederken, inşaat sektörünün %13,9’luk büyümesiyle ekonomideki dinamizmin lokomotifi olduğunun altını çizmektedir. Bu tablo, altyapı yatırımlarının sürdürülmesiyle birlikte talep tarafında istikrarı destekleyen bir yapı sunmaktadır.

GSYH’yi yönlendiren ana sektörler üzerinden yapılan analizler, büyümenin üç ana eksende şekillendiğini göstermektedir: inşaat, finans ve bilgi iletişim. İnşaat sektörü, %13,9’luk yükselişiyle zirvede yer alırken, finans ve sigorta faaliyetleri %10,8 ve bilgi ile iletişim %10,1 büyüme kaydetmiştir. Bu göstergeler, dijital dönüşüm ve finansal altyapı konularında atılan adımların meyvelerini vereceğini işaret eder. Ayrıca, kamu politikalarının etkisi olarak görülen toplam vergi ve sübvansiyonların %9,6 artış göstermesi, ekonomik büyümeyi destekleyen mali planların operasyonel etkisini teyit eder.

Diğer kritik sektörler ve büyüme dinamikleri incelendiğinde, diğer hizmetler %7,1, sanayi %6,5 ve ticaret-ulaşım-konaklama %6,3 büyüme kaydetmiştir. Mesleki, idari ve destek hizmetleri %4,4, gayrimenkul faaliyetleri %4,2 büyüme ile ekonomiye katkı sağlamaya devam ederken, tarım beklenmedik biçimde %12,7 gerilemiştir. Bu tablo, tarımsal verimlilik ve girdi maliyetlerindeki değişimlerin dikkatle izlenmesi gerektiğini göstermektedir.

GSYH’nın değeri ve yatırım potansiyeli açısından üretim yöntemiyle hesaplanan rakamlar, cari fiyatlar bazında üç çeyrek itibarıyla %41,6 artışla 17 trilyon 424 milyar 718 milyon TL seviyesine yükselmiştir. Bu büyüklük, Türkiye’nin ekonomik kapasitesinin büyüdüğünü ve piyasa dinamiklerinin güç kazandığını net bir şekilde ortaya koyar. Uluslararası karşılık olarak ABD doları bazında yaklaşık 432 milyar 880 milyon dolar değer, ülkenin küresel piyasalardaki konumunun güçlendiğini göstermektedir.

Hanehalkı tüketimi ve yatırım gücü açısından baktığımızda, nihai tüketim harcamaları %4,8 artış gösterirken devletin nihai tüketim harcamaları %0,8 artmıştır. Gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise %11,7 büyüyerek yatırımların hız kazandığını teyit eder. Mal ve hizmet ihracatındaki küçülme (%0,7 azalma) ve ithalattaki yükseliş (%4,3 artış) ise dış ticaret dengesini etkilerken, ülkenin kırılganlık ve direnç noktalarının da analiz edilmesini zorunlu kılar.

İşgücü maliyetleri ve işletme gelirlerinde modernizasyon kapsamında işgücü ödemeleri %41,1 artış gösterirken, net işletme artığı veya karma gelirler %43,5 oranında yükselmiştir. İşgücü ödemelerinin toplam GSYİH içindeki payı %35,0 olarak kaydedilmiş ve bu oran, ülkedeki iş gücü verimliliği ile çalışan haklarının korunması konularında önemli bir göstergedir.

Geleceğe yönelik projeksiyonlar ve yatırım alanları açısından inşaat, finans, teknoloji ve hizmet sektörleri öne çıkmakta; tarımdaki gerilemenin sebeplerinin derinlemesine analiz edilmesi, enerji güvenliği ve dijital altyapı yatırımlarının odak noktası olarak belirlenmesi gerekmektedir. Finansal istikrar ve inovatif teknolojilerin entegrasyonu ile Türkiye, bölgesel ve küresel rekabetçi konumunu güçlendirecek politikaları sürdürmelidir. Kamusal ve özel sektör yatırımlarının artmasıyla birlikte, ekonomik istikrar ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri her seviyede desteklenmelidir.