Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Türk Dilini Korumak Milli Varlık Meselesidir

Solğun, Türk dilinin dünya

Solğun, Türk dilinin dünya dilleri arasında müstesna bir konuma sahip olduğunu söyledi

Türk Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Ömer Solğun, 26 Eylül Türk Dil Bayramı’nı kutladı. Türk dilinin dünya dilleri arasında müstesna bir konuma sahip olduğunu bildiren Solğun, dilimizi korumanın, zenginleştirmenin, yabancı dillerin etkisinden kurtarmanın milli varlık meselesi olduğunu vurguladı.
Dilin bilimin, edebiyatın, kültürün, sanatın, medeniyetin taşıyıcısı olduğuna dikkat çeken solğun, Türk dilinin binlerce yıldır var olduğunu ve zenginleşerek bugünlere geldiğini söyledi. Türk dilinin gelişimine katkıda bulunmanın milli bir sorumluluk olduğunu belirten Solğun, büyük önder Atatürk’ün, dil ve kültür birliğine, dil zenginliğine çok önem verdiğini de ifade etti. Bu noktada eğitim alanındaki en büyük inkılapların başında yeni Türk harflerinin kabulünün geldiğini belirten Solğun, Atatürk’ün talimatıyla 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin kurulduğunu, ardından Türk diline yönelik önemli çalışmalar başlatıldığını hatırlattı.
Türk dilinin gelişmesine katkı sunulmalı …
Atatürk’ün dil konusundaki hassasiyeti, Türk dili ile ilgili yapılan çalışmaları, araştırmaları incelemesi ve Türk dilinin sorunlarının çözümüne yönelik yaklaşımının, Türkçeyi yabancı dillerden temizlemek için verdiği mücadelenin hepimiz için övünç kaynağı olduğunu belirten Solğun, Türk Dünyası’nın, dil ve alfabe başta olmak üzere her alanda birlik ve beraberliğin tesis edilmesi yolunda hepimizin tarihi ve milli bir sorumluluğu bulunduğunu dile getirdi.
Solğun, günümüze gelindiğinde Türk dili konuşan ülkeler ile iş birliğinin Türk Dünyası’nın birliğini güçlendirmek ve Türk dilinin gelişmesine katkı sunmak noktasında çok önemli olduğunu bildirdi. Türk dili konuşan ülkelerin aynı zamanda ortak tarih, ortak kültür, ortak medeniyeti paylaştığını da vurgulayan Solğun, “Birikim ve tecrübelerimizi aktaracağımız ortak vasıta dildir. Türk Dünyası’nın, dil ve alfabe başta olmak üzere her alanda birlik ve beraberliğin tesis edilmesi yolunda hepimizin tarihi ve milli bir sorumluluğu bulunmaktadır. Bu sorumluluğu da, ‘Dilde, fikirde, işte birlik’ şiarıyla merhum İsmail Gaspıralı’nın, Türk dünyasının entelektüel birikiminin taşıyıcısı olan biz eğitimcilere bıraktığı bir emanet olarak kabul ediyoruz. Ayrıca şunu da belirtmek isteriz ki; bütün Türk Dünyası’nın ortak alfabe kullanması, eğitim ve kültürde ortak politikalar geliştirmesi tarihin yeni bir sayfasına kapı aralayacaktır” dedi.
Türkçe dışındaki tabelalar görüntü kirliliği oluşturuyor …
Türk dilinin doğru kullanımına ve önemine vurgu yapan kısa filmlerin yaygınlaştırılmasının önemine değinen Solğun, Türk dilinin kullanımı noktasında büyük sorunlar yaşandığına bildirdi ve “Türkçenin yanlış kullanımı dilimizin bozulmasına, zarar görmesine neden olmaktadır. Türkçe ve yabancı kelimelerin bir arada kullanımının önüne geçilmesi, dilimizin yabancı dillerin etkisinin altına girmesinin engellenmesi, bölücü unsurların dilimizden temizlenmesi milli birlik ve beraberliğimize katkı sunacaktır. Özellikle son yıllarda sığınmacıların sayısının da artmasıyla başta Arapça olmak üzere çok sayıda farklı dile ait tabelalar adeta görüntü kirliliği oluşturmaktadır. Türk Eğitim-Sen olarak; belediyelerin bu konuda hassas davranması, siyasilerin de Türk dilinin korunması noktasında tabela kirliliğine yönelik bağlayıcı kararlar almasını istiyoruz.
Bu noktada Türk dilinin doğru kullanımına ve önemine vurgu yapan kısa filmlerin yaygınlaştırılması, yabancı tabela hastalığına son verilmesi, televizyon ve radyo programlarında, video içeriklerinde Türkçenin kullanımına özen gösterilmesi çok önemlidir” dedi.
Türkçe her yerde hakim kılınmalı …
Dil ve kültürümüze tüm gücümüzle sarılmamız gerektiğini söyleyen, yeni nesillere kendi dil ve kültürümüze bütün gücümüzle sarılmayı öğütleyen Solğun, “Türkçemize sahip çıkmak şüphe yoktur ki, bugünkü genç nesillerimizin en büyük vazifesidir. Dilimizin zenginliği düşünerek Türkçeyi her yerde hâkim kılmaya çalışmalıyız. Biz eğitimciler olarak bu hususta üzerimize düşen sorumluluğu dün ve bugün olduğu gibi yarın da yerine getireceğimizin bilinmesini istiyoruz” dedi. Mehmet ÖZGÜN