Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Türk Eğitim Sen:

Öğretmenlik meslek kanunu geciktirilmemelidir

Öğretmenlik meslek kanunu geciktirilmemelidir

Türk Eğitim-Sen Hatay 1 Nolu Şube Başkanı Ömer Solğun, 2019-2020 Eğitim-Öğretim yılının başlaması dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Yayınladığı mesajında, öğretmenlik meslek kanununun geciktirilmeden çıkarılması gerektiğini bildiren ve bugün yeni bir eğitim öğretim yılının başlayacağını hatırlatan Solğun’un açıklaması özetle şöyle:
“Öncelikle, tüm eğitim çalışanlarımıza ve öğrencilerimize başarılı bir eğitim-öğretim yılı temenni ediyoruz. Yeni eğitim-öğretim yılında ziller yine sorunlarla çalıyor. Bu sorunların başında öğretmen atamaları geliyor.2019 yılının sonuna kadar 60 bin atama daha yapılmasını talep ediyoruz. Eğitimcilere yönelik ‘Şiddeti Önleme Kanunu’ çıkarılmalı, eğitim çalışanlarının güvenlik içinde çalışması yasal koruma altına alınmalıdır.
Eğitimde şiddet, her geçen gün daha da büyüyen ve engelleyemediğimiz bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Öğretmenlerin, yıllar içinde toplumdaki statülerini kaybetmesiyle artış gösteren şiddet olaylarına her fırsatta dikkat çeksek de, ne yazık ki hala bir önlem alınmamıştır. Yeni eğitim-öğretim yılı umutla başlarken, eğitim çalışanlarına yönelik şiddet haberlerine tanık olup, umutsuzluğa gark edilmek istemiyoruz.
-Okullaşma oranlarında yüzde 100 hedefine ulaşılmalıdır-
MEB’in en kısa sürede derslik açığını kapatması ve tüm okullarımızı tekli eğitime dönüştürmesi çok önemlidir. Öte yandan MEB istatistiklerine göre, ilkokul ve ortaokulda derslik başına düşen öğrenci sayısı 24, ortaöğretimde 21’dir. Derslik başına düşen öğrenci sayısı ilkokulda ve ortaokulda İstanbul ile Diyarbakır’da 30, Bursa, Mardin ve Van’da 28, Hakkari ve Şırnak’ta 31, Gaziantep’te 32, Şanlıurfa’da 34’tür. Derslik başına düşen öğrenci sayısı, ortaöğretimde; İstanbul, Kocaeli, Düzce, Hatay, Iğdır, Batman, Osmaniye ve Adıyaman’da 23, Sakarya’da 24, Gaziantep, Van, Kahramanmaraş ve Diyarbakır’da 25, Hakkari’de 29’tur. Bu rakamlardan da görüleceği üzere, bölgeler arası eşitsizlikler dikkate alınmalı, özellikle Büyükşehirler ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaşanan derslik açığına çözüm bulunmalıdır. Zorunlu Hizmet Tazminatı uygulaması mutlaka hayata geçirilmelidir.
Vizyon Belgesi’nde de yer alan bu uygulama ile birlikte mahrumiyet bölgelerindeki öğretmen açığı kapatılabileceği gibi, öğretmenlerimizin o bölgelerde gönüllü olarak çalışmalarını da sağlayabiliriz. Bu uygulama hayata geçirilince, sözleşmeli öğretmen istihdamına da gerek kalmayacaktır. Çünkü hatırlanacağı üzere, sözleşmeli öğretmenlik, mahrumiyet bölgelerinde öğretmen tutabilmek amacıyla getirilmişti.
Sendikamız, ek gösterge sözünün yerine getirilmesini talep etmektedir.
Ek gösterge, devletin en başında yer alan Sayın Cumhurbaşkanı’nın sözüne karşın, 1 yılı aşkın süredir hayata geçirilmemiştir. Son olarak Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda da 3600 ek gösterge artışları görüşmeye açılmamıştır. Sendikamız, konuyla ilgili çalışmaların bir an önce TBMM gündemine getirilmesini, ayrıca tüm kamu çalışanlarının ek göstergelerinin güncellenerek, ek göstergeden yararlanamayan yardımcı hizmetler grubunun ek göstergeden yararlandırılmasını talep etmektedir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yeni eğitim-öğretim yılında hayata geçirilmesi en büyük beklentilerimizdendir. Öğretmenlerin 657 sayılı DMK’dan doğan iş güvencesi ile kazanılmış haklarını geriye götürmeyecek bir kanunun kamuoyuna açıklanması, eğitimimizin geleceği açısından büyük öneme sahiptir. Öğretmenliğin mesleki statüsü sağlam bir zemine kavuşturulmalı, öğretmenlik, herkesin ‘Ben de yapabilirim’ diyebileceği bir meslek olmaktan çıkarılmalıdır. Sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılması, mahrumiyet bölgelerinde görev yapanlara teşvik uygulaması getirilmesi, eğitim çalışanlarına yönelik şiddet ile ilgili tedbir alınması, öğretmen atamalarında uygulanan mülakatın kaldırılması, kanunda mutlaka yer almalıdır. Ayrıca kanunda kariyer basamaklarına yer verilmeli, sınav olmaksızın 10 yılını dolduran öğretmenlere uzman, 20 yılını dolduran öğretmenlere başöğretmen unvanı verilmelidir.” -Mehmet Durmaz-