Milletvekili Oruç, kanunlaşan teklifle, sosyal medyanın sansürlendiğini savundu.
HDP Adana Milletvekili, aslen Hataylı olan Tülay Hatimoğulları Oruç, Parlamento’da yaptığı konuşmada, kanunlaşan teklifle sosyal medyanın sansürlendiğini savundu ve AKP iktidarı sayesinde, Türkiye’nin tam bir “yasaklar diyarı” hâline geldiğine vurgu yaptı.
İnsanın en temel özelliğinin düşünmesi olduğunu, düşünmenin, insanı diğer canlılardan ayıran en temel özellik olduğunu söyleyen Milletvekili Oruç, konuşmasında şunlara yer verdi:
“Sadece düşünme değil, düşündüğünü ifade etme özgürlüğü ve insanlık tarihi boyunca insan kendini dönemin koşullarına uygun biçimde ifade yeteneğine her daim sahip olmuştur. Oysa şu an 21’inci yüzyıldayız, bir bilişim çağındayız ve insanların kendini sosyal medya üzerinden ifade etmesinin, Türkiye’de ve bütün dünyadaki otoriter ve totaliter rejimlerin en fazla rahatsızlık duydukları, en çok uğraştıkları alanlardan biri olduğunu biliyoruz. AKP iktidarı sayesinde, Türkiye, ne yazık ki tam bir yasaklar diyarı haline gelmiş durumda.
Tüm denetlemeler BTK’da…
Evet, bu kanun teklifinin 6’ncı maddesi, teklifin esas ruhunu bizlere yansıtmaktadır. Burada deniyor ki: ‘Sosyal ağ sağlayıcıları tarafından, Türkiye’de yetkili en az bir kişi belirlenmeli’ ve bu yetkili kişi belirlenmemesi hâlinde, az önce iktidar tarafından buraya çıkan hatipler, nasıl cezai uygulamalar yapacaklarını aşama aşama burada aktardılar. Diyorlar ki: ‘Biz, koşul hazırlıyoruz!’ Ceza sayarak, sosyal medyaya özgürlük koşulları hazırladıklarını bize anlatacak kadar, gerçekten nasıl bir cüret bu, ben onu anlamakta güçlük çekiyorum. Bizim bunu anlamamız, bunun ileri demokrasiye hizmet ettiği konusunda da ikna olmamız isteniyor. Bu, tek kelimeyle oldukça komik.
Sosyal ağ sağlayıcılarına deniyor ki: ‘Bize, bir sihirbaz verin. Bu kişi her şeyi yapsın, en ufak bir konuda onun başını hızlıca ezebilelim.’ Fiiliyatta, aynı kişinin hem kullanıcı başvurularını cevaplaması hem de kamu kurum ve kuruluşları ve adli mercilerle iletişim sağlaması talep ediliyor. Oysaki bizim teklifimiz, bu konuda bir farklılık yaratmak ve bunun bir tek temsilciden beklenmemesi yönünde ısrarımız vardı, ama ne yazık ki Komisyon’da bunlar dinlenmedi.
BTK, bu kanun teklifiyle diyor ki: ‘Her şeyi ben denetleyebilirim. Her konuda, biz görüş talep edebiliriz ve görüşlerin anında bizlere iletilmemesi hâlinde, bizler gerekli cezai uygulamaları yaparız’ Ve Sulh Ceza Hâkimliğine başvurunun kuralları, kriterleri bu kanunda belirlenmeksizin, BTK’nin inisiyatifine bırakılarak bir yasa çıkarılmaya çalışılıyor. Yargıya güvenin bu kadar azaldığı bir ülkede, bu tam da şuna benzer: Kurda kuzu teslim etmek. Başka da bir anlamı olmaz bunun gerçekten.
Sosyal ağlar tek tek çekilecek…
Evet, suçun şahsiliği deniyor, ama suçun şahsiliği hiçbir biçimde burada göz önünde bulundurulmaksızın, temsilci vermezse, sosyal medya ağlarına kapatılmakla yüz yüze oldukları yaptırımlar uygulanıyor ve inanın ki buna hiçbir ağ ‘evet’ demeyecek ve eğer koşullar böyle olup, bu kanundaki gibi çıkar ve uygulanırsa, ağlar tek tek bu ülkeden çekilecekler. Sosyal ağ kullanıcıları üzerinde yine uygulanan bu sansür sistemiyle, bazıları, şayet Türkiye’de kalmayı kabul ederlerse, risk almamak için çoğu şeyi sansürlemeye gideceklerdir. Siz de ‘sansür getirmiyoruz’ diyorsunuz.”- Mehmet ÖZGÜN-