Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Uğur Mumcu’yu Kaybedeli 32 Yıl Oldu

Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te arabasına yerleştirilen bombayla hayatını kaybetmesinin ardından 32 yıl geçti. Uğur Mumcu kimdir? Suikasta nasıl uğradı? Hepsi haberde..

Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te arabasına yerleştirilen bombayla hayatını kaybetmesinin

Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te arabasına yerleştirilen bombayla hayatını kaybetmesinin ardından 32 yıl geçti. Araştırmacı gazeteci, yazar ve toplumcu bir şahsiyet olan Mumcu, cesur yazıları, araştırmaları ve sözleriyle hâlâ hafızalarda canlı bir şekilde anılıyor. “Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz” ve “Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenen bir suçtur” gibi unutulmaz sözleri, onun düşünsel mirasını ve mücadelesini hatırlatıyor.

Uğur Mumcu’nun Hayatı ve Mirası

1942 yılında Kırşehir’de doğan Uğur Mumcu, gazetecilik kariyerine hukuk öğrenimi sonrasında adım attı. Kendisini, “Gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur” anlayışıyla tanımlayan Mumcu, bu görüşüyle geleceğin gazetecilerine örnek oldu. 1993’teki suikast sonucunda hayatını kaybettiğinde 51 yaşındaydı. Ölümünden sonra, bir dönem Cumhuriyet Gazetesi’nde yazdığı köşesiyle adını duyuran Mumcu, ardında onlarca kitap ve yüzlerce araştırma bıraktı.

Gazeteciliği Bir Mücadele Alanı Olarak Görüyordu

Mumcu, gazeteciliği sadece bilgi aktarmak değil, toplumsal mücadele alanı olarak görüyordu. “Yaşamın her alanında mücadelenin kürsüsü” olarak tanımladığı gazetecilik anlayışı, onun yazılarına ve araştırmalarına yansıdı. Yolsuzluk iddiaları, yasa dışı örgütler ve bunların bağlantılarını incelediği çalışmaları, cesur duruşunu ortaya koyuyordu. “Dün sabaha değin araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın,” diyerek, dönemin güç odaklarına karşı tavizsiz bir duruş sergileyen Mumcu, toplumsal bilinç yaratmaya büyük katkı sağladı.

Eserleri ve Kitaplarıyla Öne Çıktı

Uğur Mumcu, yazdığı kitaplarla sadece gazeteciliğe değil, edebiyat ve tiyatro dünyasına da büyük katkılar sağladı. 1977’de yayımlanan Sakıncalı Piyade kitabı tiyatroya uyarlandı ve büyük ilgi gördü. 1981 yılında Silah Kaçakçılığı ve Terör kitabı, terörün silah kaçakçılığıyla ilişkisini ortaya koyarak kamuoyunda farkındalık yaratmayı hedefledi. 1991’de yayımlanan Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925 ise önemli bir araştırma olarak kabul edildi.

Suikast Davası ve Faillerin Takibi

Mumcu’nun suikastı, günümüzde hala aydınlatılamamış bir dava olarak tarihe geçti. 24 Ocak 1993’te arabasına yerleştirilen bombayla hayatını kaybeden Mumcu’nun ölümünden 6 yıl sonra açılan davada, suçlular bir türlü bulunamadı. 2000’li yıllarda yeniden açılan dava, İBDA-C ve Hizbullah gibi örgütlerin üstlendiği suikastı araştırdı ancak failler hala bulunamadı. Dava, Umut Operasyonu olarak tarihe geçti ve birçok ismin öldürülmesiyle bağlantılıydı. Suikast davası, yıllarca süren takibin ardından, 2022 yılında yeniden gündeme geldi ve faillerin yakalanması adına yeni gelişmeler yaşandı.

Uğur Mumcu’nun Mirası ve Etkisi

Mumcu’nun ölümünün ardından geçen 32 yılda, onun mücadelesi ve mirası hala yaşayan bir öğreti olarak toplumu etkiliyor. “Bir insan, kendi ülkesinin devrimcisi olmalıdır” diyerek milli bir duruş sergileyen Mumcu, gazetecilikteki güvenilirlik ve cesaret anlayışını toplumsal bir sorumluluk olarak benimsemişti. Bugün, Uğur Mumcu’nun yazıları ve fikirleri, sadece gazeteciler için değil, tüm toplum için önemli bir rehber olmaya devam ediyor.