Rusya, Ukrayna sınırında askeri yığınak yaptı. 130 bin kadar askeri ve Ukrayna’yı vuracak silah sistemlerini Ukrayna sınırına konuşlandırdı. Tüm dünyanın gündemini işgal eden bu sorun, Rusya-Ukrayna gerginliği mi? Gerçekte sorunun temeli, Rusya-ABD/NATO arasındaki güç mücadelesinden başka bir şey değil. Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasının ardından NATO Açık Kapı Politikası’nı benimsedi. Sovyet coğrafyasında yer alan ve Varşova Paktı’na bağlı ülkeler, 1999’dan itibaren NATO üyeliğine kabul edildiler.
1999’da Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti; 2004’te Bulgaristan, Romanya, Estonya, Litvanya, Letonya, Slovenya, Slovakya; 2009’da Hırvatistan, Arnavutluk; 2017’de Karadağ; 2020’de Kuzey Makedonya NATO üyesi oldular. 1999’da 16 üyesi bulunan NATO’nun ülke sayısı 30’a çıktı. NATO’ya katılan bu 14 ülke, Sovyet ve Varşova Paktı’nın üyeleriydi. NATO, 14 yeni ülkeyle Rusya’yı batıdan kuşattı; Rusya’yı vuracak silah sistemlerini Rus sınırına yerleştirdi. Ukrayna’nın NATO üyesi olması durumunda, Rusya’nın tümüyle kuşatılması ve Karadeniz’de sıkıştırılması demek. Bu nedenle, Ukrayna’nın NATO üyeliği, Putin Rusyası’nın kalın kırmızı çizgisi.
RUSYA’NIN ÜÇ KABUL EDİLEMEZ İSTEĞİ
Rusya-ABD/NATO gerginliğinde, Rusya’nın ABD’den talep ettiği üç kabul edilemez istek özetle şöyleydi:
1- NATO’nun doğuya doğru ve Sovyet eski coğrafyasında genişlememesi,
2- NATO’nun 1997 sonrası, Doğu Avrupa ülkelerine konuşlandırdığı asker ve silah sistemlerini çekmesi,
3- Rusya’yı vuracak silah sistemlerinin Rusya sınırında konuşlandırılmaması.
ABD/NATO’nun, söz konusu taleplerinden herhangi birini kabul etmesi NATO’nun varlığını inkâr anlamına geleceğinden doğal olarak Rusya’ya olumsuz yanıt verildi. Rusya’nın, olumsuz yanıt verileceğini bilmemesi de mümkün değildi.
NATO UKRAYNA’YA DESTEK SAĞLAR MI?
Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi karşısında, NATO Ukrayna’ya destek kapsamında güç kullanır mı? NATO Genel Sekreteri, Rusya’nın müdahale etmesi durumunda, NATO’nun Ukrayna’ya muharip güç gönderme planı olmadığını belirtti. NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması), 4 Nisan 1949’da kuruldu. Kuruluş anlaşmasının 5’inci Maddesi, “Bir üye ülkeye yapılacak saldırı, tüm ülkelere yapılmış sayılır.” şeklindedir. Ukrayna NATO üyesi değil, NATO’nun sadece ortağı (NATO’ya hazırlık sürecinde, Barış İçin Ortaklık statüsünde). Ukrayna, NATO üyesi olmadığından, NATO Ukrayna’ya askeri güç gönderemez. 2008’de Gürcistan’da, 2014’te Kırım’da göndermediği gibi. Ancak, NATO ülkeleri kendi bireysel kararla, silah ve askeri malzeme desteği sağlayabilirler. Ukrayna gerginliğinde, izlenecek politikada hem NATO hem de AB ülkeleri arasında farklılıklar var. NATO üyesi Almanya ve AB üyesi İsveç, bu gerginlik döneminde Ukrayna’ya silah satışını durdurdu. Bu gerçeğe rağmen, ABD, Ukrayna’yı kışkırtmaya devam ediyor. Çünkü, ABD’nin hedefi farklı.
ABD’NİN GERÇEK HEDEFİ
ABD, Ukrayna gerginliğinden yararlanarak başta Almanya olmak üzere AB’yi Rusya karşısında, ABD yanında konumlandırmak istiyor. Türkiye’yi de Rusya’dan uzaklaştırarak, NATO cephesinde görmeği amaçlıyor. ABD’nin diğer bir amacı da, Karadeniz’de askeri varlığını artırarak Rusya’yı Karadeniz’den kuşatmak ve Karadeniz’i çatışma alanına dönüştürmek. Böylece, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin kısıtlamalarını lehine çevirmek istiyor.
NATO’NUN GENİŞLEMESİ
NATO’ya Ukrayna, Gürcistan, Moldova gibi yeni bir ülkenin üye olması ABD’nin kışkırtıcı politikasına sığdırılmayacak kadar maliyetli. Adı geçen ya da benzer ülkelerin NATO üyeliği, NATO ülkelerine ekonomik, siyasi ve askeri ek yükümlülükler getirir. NATO’ya yeni üye olmuş Ukrayna gibi ülkelerin güvenliklerinin sağlanması, NATO Kuvvet Havuzu’na ek askeri/silah sistemlerine ihtiyacı artırır. Bu da Almanya, Türkiye gibi ülkelerin NATO harcamalarının yükselmesine neden olur. Özellikle, savunma harcamalarını artırmak istemeyen Avrupa ülkeleri, Ukrayna, Gürcistan gibi ülkelerin NATO üyeliğine bu nedenle olumlu bakmazlar.
NATO’nun Ukrayna, Gürcistan gibi Sovyet coğrafyasının eski ülkelerini üyeliğe kabul etmesi bu dönemde mümkün görülmüyor. Ancak İsveç, Finlandiya gibi ekonomik yönden gelişmiş ülkelerin NATO üyeliği, NATO ve üye ülkeler için bir sorun oluşturmaz. Önümüzdeki süreçte, Rusya’ya karşı NATO’nun genişlemesi yönünde atılacak adım İsveç, Finlandiya gibi ülkeler yönünde olabilir.
ABD/NATO-RUSYA GÜÇ MÜCALESİ
Rusya, Ukrayna krizinde inisiyatifi ve durum üstünlüğünü ele geçirmiş durumda. Putin isteklerini iletiyor, ABD/NATO cevap vermek zorunda kalıyor. ABD’den yılda 12 kat daha az askeri harcama yapan Rusya, Ukrayna krizinde adeta ABD/NATO ile oynuyor. Caydırıcılığın temel kuralı, hasım tarafta belirsizlikler ve bilinmezlikler oluşturmaktır. Rusya, bu kuralı başarıyla yerine getiriyor; ABD/NATO ve AB’nin stratejik öngörüsünü köreltmeyi biliyor. Rusya, bir harekâta girişmeden, diplomasiyle ABD’yi/NATO’yu masaya çekti. ABD/NATO, sorunun masada çözülmesini istiyor.
RUSYA NE İSTİYOR?
Rusya, satranç taşlarını iyi oynuyor. Sun Tzu öğretilerini, 2 bin 500 yıl sonra başarıyla uyguluyor. Çok konuşmuyor, ama herkes ne istediğini anlıyor; fazla görünmüyor ama herkes varlığını hissediyor. En önemlisi hamaset yapmıyor. Hedeften sapmadığını 2008 Gürcistan ve 2014 Kırım müdahalesinde ABD/NATO’ya sahada gösterdi. Putin’in hedefinde, satranç tahtasında son hamlede Rus İmparatorluğu’nu canlandırma var. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, bakan olmadan önce diplomattı. Mesleğini sürdürüyor. Lavrov’un Bakan Yardımcıları Alexander Grouchkov, Sergey Rbyakov ve Putin’in dış politika danışmanı Yuri Ushakov, NATO ve AGİT’te görev yapmış, güvenlik alanında uzun yıllar çalışmış, uluslararası arenada deneyimi olan, ne istediklerini bilen diplomatlar. Profesyonel, konularını tarihi süreçle birlikte iyi bilen, hasım tarafın atacağı adımları öngörebilen, Rusya’nın İmparatorluk yolundaki hedeflerinden sapmayan bir ekip. Sonuçta, ABD/NATO’nun olumsuz yanıtını bildikleri halde, ABD/NATO’nun kabul etmeleri mümkün olmayan “üç kabul edilemez” talebi ilettiler. Ve ABD’yi masaya çekmeyi başardılar.
NATO’NUN DURUMU
NATO’da ise her ülke kendi başına hareket ediyor. Almanya diplomasi isterken, İngiltere asker gönderilsin diyor. Fransa, NATO’da ABD ile yarışıyor; Rusya, Almanya ve Ukrayna’yı Normandiya masasında bir araya getirme çabasını sürdürüyor. Türkiye, Rusya-Ukrayna arasında arabulucu olmak istediğini açıkladı. Almanya’nın, NATO üyesi Baltık ülkeleri Estonya, Litvanya, Letonya’nın Alman silahlarını Ukrayna’ya yardım için göndermelerini engellemesi NATO’da tartışmaya neden oldu.
TÜRKİYE NE YAPMALI?
Suriye’de, Libya’da, Güney Kafkasya’da, Karadeniz’de Rusya ile işbirliği durumunda olan Türkiye, Rusya’yla gerginliği isteyecek en son ülke olmalı. Karadeniz’de Rusya ve Ukrayna ile komşu olan Türkiye, İstikrar gölü olan Karadeniz’de çatışmayı en son isteyecek ülke olmalı. Rusya ile önemli ekonomik bağlantıları olan Türkiye, Rusya’ya gerginliği isteyecek en son ülke olmalı.
Türkiye’nin NATO üyesi olması, taraf olmasını gerektirmez. Almanya’nın taraf olmadığı gibi. Büyük Atatürk’ün dış politikada prensip olarak verdiği üç direktifi dikkate alan bir Türkiye, ulusal çıkarlarını en uygun şekilde korumayı kolaylıkla başarabilir. Neydi bu üç direktif?
– Arap dünyasının işlerine karışmayın,
– Büyük ülkelerin (Emperyalist) peşine takılmayın,
– Rusları tahrikten kaçının.
Türkiye, kendisini bir zırh gibi koruyan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin hükümlerini de hiçbir şekilde tartışmaya açmamalıdır.
YORUMLAR