Milletvekili Oruç, gittikçe artış gösteren kadın cinayetlerini önergeyle meclis gündemine getirdi
Hatay Samandağlı, HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, bir grup milletvekiliyle birlikte Meclis Başkanlığı’na sunduğu önergeyle gittikçe artış gösteren kadın cinayetlerini gündeme getirdi. Milletvekili Oruç, önergeyle, ülkede adeta bir kadın kırımı yaşatıldığına dikkat çekti.
2008 yılından bugüne 4200 kadın katledildi …
Kadın cinayetlerinin sayısının Türkiye’de, 2000’li yıllarda geçmiş yıllara göre büyük artış gösterdiğini, 474 kadının öldürüldüğü 2019 yılının, ülkede son 10 yılda en fazla kadının öldürüldüğü yıl olduğunu belirten Milletvekili Oruç, konuyla ilgili önergede şunlara değindi: “2010-2019 yılları arasında kadın cinayetlerinin sayısında sadece, İstanbul sözleşmesinin imzalandığı yıl olan 2011 yılında düşüş görüşmüş. 2008 yılından bugüne en az 4200 kadının katledildiği bilinmektedir.
Yine basına yansıyan verilere göre 25 Kasım 2021’den bu yana en az 345 kadın katledilmiştir. Bununla birlikte erkek şiddeti yargılamalarında izlenen cezasızlık politikası, faillere yönelik iyi hal ve haksız tahrik indirimleri kadına yönelik erkek şiddetiyle mücadeleye ket vurmakta, İstanbul Sözleşmesi gibi kazanımların hedef haline getirilmesi erkek şiddetinin artmasında önemli rol oynamaktadır.
Ekonomik ve psikolojik şiddet uygulanıyor …
Trans cinayetleri ise raporlanamamakta, Kırmızı Şemsiye Derneği’nin açıkladığı verilere göre Ekim 2021 ve Eylül 2022 tarihleri arasında nefret cinayetleri sonucu yaşamını yitiren transların yüzde 95’i kadındır.
Ayrıca şüpheli ölümler, intiharlar ve bilinmeyen/bildirilmeyen ölümler hem Türkiye hem dünya çapındaki istatistikleri ciddi anlamda etkilemektedir. Ülkede adeta bir kadın kırımı yaşatılırken cezasızlık politikası kadar öz-savunmanın suç kabul edilmesi de durumu etkilemektedir. Bir yandan fiziksel şiddet ayyuka çıkmışken, kadınlara diğer yandan ekonomik ve dolayısıyla psikolojik bir şiddet uygulanmaktadır.”
Şiddet çözüme kavuşturulmalı …
Milletvekili Oruç, önergenin sonunda şunlara yer verdi: “Kadınlar çok düşük ücretlerle güvencesiz, kayıtsız çalıştırılmakta; çoğu zaman kazandığı parayı erkeğe vermek zorunda bırakılmakta ve ekonomik kriz sebebiyle geçinememektedir. Sendikal haklarını kullanan kadınlar, Kod-46 ve türevleri ile ilk işten atılanlar olmuştur. Birçok kadın işyerlerinde yaşadıkları baskı ve ihlaller sebebiyle bugün grev yapmaktadır.
Ayrıca bir çok kadın etnik kökeni sebebiyle ayrımcılığa uğramakta ve yoksulluğa mahkum edilmektedir. Kadınlara yönelik bu çok yönlü şiddetin sebeplerinin araştırılması ve çözüme kavuşturulması elzemdir.
Mehmet ÖZGÜN