Hukukçu ve Akademisyen Neval Oğan Balkız: “Tecavüz sanığının, mağdur kadının telefonunda çok sayıda erkeğin numarası olması nedeniyle beraat ettirildiği bir ülkede bir direniş biçiminin adıdır, kadın olmak…”
“Tecavüz sanığının, mağdur kadının telefonunda çok sayıda erkeğin numarası olması nedeniyle beraat ettirildiği; Meclisi’nde, erkek milletvekilinin ‘adam olacaksınız’ tehditleriyle kadın milletvekillerinin üzerine yürüdüğü; her sokağında bir kadının cesede dönüşme hikayesinin gömülü olduğu bu ülkede ‘bir direniş’ biçiminin adıdır kadın olmak…” diyen, Hataylı 
Hukukçu ve Akademisyen Neval Oğan Balkız, geride kalan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne dair kısa, ama oldukça çarpıcı bir tespit paylaştı.
Kadın olmanın, erkek egemen bir Türkiye’de ‘var olma mücadelesi’ şeklinde ilerlediğini söyleyen Balkız, şöyle devam etti:
Emeğinin hakkı için; insansal varlığını korumak ve sürdürmek için; bedenini yalnızca kendisine ait kılmak için; bedensel ve zihinsel olarak özgürleşmek için; politik bir özne olarak eşit eyleme hakkı için; yaşama sınırsızca katılabilmek için; ‘iktidarların elinden kamusal yaşam üzerindeki tekeli, zenginliğin iktidarının elinden yaşamlar üzerindeki mutlak gücü sürekli geri alma eylemi’ içinde olmaktır ‘kadın olmak’! Katledilen kadınlara, tecavüze uğrayan kadınlara, işsiz kadınlara, eğitimsiz kadınlara, güvencesiz çalışan kadınlara, mülteci kadınlara, köle kadınlara, baskı altında çalışan kadınlara ve tüm kadınlara rakamların ötesinde bakabilme yeteneği ve bilinci kazandıran mücadele geleneğine, ‘adam gibi’ bir dünya yaratma ütopyasına sahip çıkanlar bilirler ki, ‘umut, kendini eylemle var eder…’ Herkesin Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu ve umutlu olsun!” -Tamer Yazar-