Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Umutlar tükenmesin…

Türkiye’de bütün gözler 23 Haziran’da yapılacak olan İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimine odaklanmıştır.

Ama ülkeyi çepeçevre sarmış bulunan ekonomik yangın giderek etkisini arttırmaktadır.

İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığını, muhalefet adayına bir kez daha kaptırmamak için, her türlü ödünü vermekte karalı olan İktidar kanadının, bu yanlış tutumları sonucu ekonomik yangın daha da etkin bir hale gelmektedir.

Pazara gidenler, ya elleri boş dönüyor, ya da asgari ihtiyaçlarını karşılayacak olanları almak suretiyle filenin önemli bir kısmı boş halde geriye dönüyorlar.

Yaz mevsimine girilmesine rağmen, pazardaki ürünlerin fiyatı bir önceki yılla mukayese edilemeyecek kadar yüksek. Yani geçen yıl bire alınan, üçe, beşe alınamıyor.

Artık pazar yerlerinde, kilo ile satın alma yerine, tane ile satın alma dönemi başlamıştır.

Durum sadece Pazar yerlerinde böyle değildir. Diğer sektörlerde de fiyatlar başını almış yukarı doğru hızla gidiyor.

Tarım ülkesi olan Türkiye’miz, ne yazık ki; tarım ürünlerini bile ithal eder hale gelmiştir.

İthalat için dövize gereksinim var.

Döviz fiyatları ise yukarı doğru yükselmekte, bunun sonucu olarakta hem ithalat için döviz ödemesi yapılmakta, hem de artan kur nedeni ile de değeri düştüğü için daha fazla türk parası karşılığı dövizin ülkemizden çıkması zorunlu hale gelmektedir.

Oysaki bir zamanlar ülkemizde canlı hayvan, et ve tarım ürünleri ihracatı yapılır, bu ihracattan da önemli bir döviz geliri elde edilirdi.

Şimdi ise döviz geliri elde etmek bir yana, habire döviz çıkışları yaşanıyor. Vatandaş evine yaşaması için asgari düzeyde zorunlu olanları götürebilmek için kılı kırk yarıyor. Zar zor günü tamamlama imkânını elde edebiliyor.

Buna karşılık lüks, şatafat, debdebe başını almış gidiyor.

Yine birçok kurumda otomobil saltanatı, bankamatik memurlarının varlığı siyasiler tarafından gündeme getiriliyor, şikâyetler yüksek sesle dillendiriliyor.

Yine, yedirdik, içirdik, doyurduk ama oy vermediler yakınmaları da medyaya yansıyan haberler arasında yer alıyor. Bir tarafta sade suya kaşık sallayanlar, öte yandan lüks bir yaşam isteyenlerin varlığı iddiası, özellikle siyasiler tarafından sık sık dile getirilmekte, bu konuda eleştiriler yapılmakta, vakit geçirilmeden önlemler alınması yolunda önerilerde bulunulmaktadır.

31 Mart seçimleri öncesinde ağırlıklı olarak muhalefet partilerinin adayları israfa, bankamatik çalışanlarının işine son vermek için ellerinden geleni yapacaklarını ifade etmişler ve şeffaf bir belediyecilik yönünde taahhütte bulunmuşlardır.

Nitekim muhalefetin seçimi kazandığı yerlerde bu taahhütler yerine getirilmeye başlanmıştır.

Vatandaşın beklediği şudur: Benden alınan, hakça ve eşitçe bana ve ihtiyaç sahiplerine hizmet olarak dönsün. Oturdukları yerden haksız kazanç sağlama yoluna gidilmesin. Eş, dost, akraba kayırması yapılmasın, layık olan layık olduğu yere ve makama getirilsin, kişiye değil, liyakate önem verilsin…

İşte herkesin 23 Haziran seçimlerine odaklandığı bir dönemde, ekonomideki durum ve vatandaşın beklentileri bunlardır.

Sanıyorum ki; 23 Haziran’da İstanbul seçmeni, sandık başına giderken bu hususları da göz önünde bulundurmak suretiyle tercihlerini yapacak, oylarını kullanacaktır.

Yine sanıyorum ki; bu kez evdeki hesap pazara uymadı veya koyun can derdinde iken, kasap et derdindedir özdeyişlerinin değerlendirilmesi yapılacaktır.

Yine sanıyorum ki; milli iradenin vereceği karar, her türlü olumsuzlukların üstesinden gelinecek şekilde olacaktır.

Yeter ki; umutlar tükenmesin. Umudun var olduğu yerde, her şey iyi ve güzel olur…

[email protected]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER