İntihar Vakaları Artıyor!
Ankara, uluslararası yardım kuruluşlarının desteğiyle 1 milyon Suriyelinin ülkelerine geri dönüşünü sağlamayı hedeflese de, sınırın ötesinde yaşananlar ve son paylaşılanlar, savaşın yarattığı yaraların sadece görünen yerlerde olmadığını ortaya koydu.
Geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapan İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, “Suriye’nin 21,6 milyon nüfusu vardı, şu anda rejimin veya terör örgütü PKK’nın kontrol ettiği bölgede sadece 8 milyonu duruyor. Geriye kalan yaklaşık 13,5-14 milyonu, bu bölgenin dışında. Nereye gittiler? Birçok ülkeye gittiler, Türkiye dahil. İdlib ve Türkiye’nin ortak operasyon yaptığı bölgelerde şu an halen 6 milyon insan var. 6 milyonun da yaklaşık 3,8 milyonu İdlib, Afrin, Cerablus, Tel Abyad, Elbab, Resulayn’dan değil, Suriye’nin diğer taraflarından gelip o bölgeye sığınmış insanlar. Türkiye olarak, öncelikle o bölgede güvenlik koridoru oluşturarak, hem bölgenin terörden arındırılması hem de daha fazla bir kitlesel göç hareketinin önüne geçebilmenin çabası içerisindeyiz.” demiş, bölgede yaşanan kitlesel göçün fotoğraf karelerini paylaşmıştı.
Hatay ve diğer kentlerde kalabalıklaşan Suriyelerin geri dönüşünü hızlandırmak için Türkiye’nin çabaları ise devam ediyor. Bölgede inşaatları süren briket evler bu çalışmanın önemli bir parçası. Ancak bölgeden gelen son bilgi, geri dönüşün de net çözüm yaratmayacağına yönelik eleştirileri gündeme taşıyor.
-TRAVMA MI?-
Amerika’nın Sesi haber portalının bölgeden paylaştığı son habere göre,yoksulluk ve savaşın büyük zarar verdiği İdlib, Suriye’de “muhaliflerin son kalesi” durumunda. Ancak tecrit halindeki bölgede, çoğu Suriyeli, hayatta kalabilmek için acil yardıma muhtaç. Halk ve uzmanlar, “umutsuzluğun” bölgede yaygın hale geldiğini, gittikçe artan sayıda genç insanın canına kıydığını söylüyor.
-YAŞANANLAR!-
Yaklaşık 3 yıl önce, İdlib vilayetine yönelik saldırıların son aylarında, Suriye Savaşı’nın en büyük kitlesel göçü yaşanmış ve bir milyona yakın insan evlerini terk etmişti. Eski muhalif savaşçı Selim El Ancuki, yaşadığı şehir Suriye hükümet güçlerince ele geçirilince, yerinden edilenler arasındaydı. Eşi ve sekiz çocuğuyla birlikte, İdlib şehrine yakın, kalabalık bir kampta kendilerine sığınacak bir yer buldu.
Bundan sonrasını, oğlunun, geleceği olmadığını hissettiğini söyleyen Ancuki anlatsın:
“Oğlum intihar etti. Muhammed Selim Ancuki, 17 yaşındaydı. Bu kampta yaşamaya başladığımızda psikolojik sorunları vardı. Durumu kabullenemedi” diyor. Savaş bölgesinde büyümesine rağmen, Muhammed okudu ve ailesine bakmak için araba tamir işini öğrendi. Kampta, okulu bırakmak zorunda kaldı. İş bulmak zordu.”
Salim El Ancuki, zamanın, oğlunun kaybının verdiği acıyı dindirmediğini söylüyor:
“Küçük oğlum, ağabeyi ile oynadığını ve ona ‘Nerede saklanıyorsun?’ dediğini, hayal ettiğini anlatıyor. Eşim ise elbiselerine sarılıp onun için ağlıyor. Bense hala onun öldüğünü kabul edemiyorum.”
-SON 10 YILDA!-
Doktorlar, İdlib’de gençler arasında intiharın giderek yaygınlaştığını söylüyor. Dr. Ahmed el Osman, “Suriye’de son on yılda intihar sayıları arttı. Ancak vakalarda artış olduğunu fark ettiğimiz son iki yılda, özellikle daha da yaygınlaştı” diyor.
Ancak Suriye’nin kuzeybatısındaki istatistikler çok da güvenilir değil. Ancak, Suriye Müdahale Koordinatörlüğü Ekibi isimli yardım grubu, 5 Haziran itibariyle İdlib’de 33 intihar girişimi kayda geçirdiğini ve bu sayının 2021’in tamamındaki vakalardan yaklaşık yüzde 40 daha fazla olduğunu ifade etti.
Akıl sağlığı uzmanları, intiharların nedeninin, genellikle İdlib’de yaygın olan aşırı yoksulluk ve izolasyondan kaynaklandığını belirtiyor. Tıbbi Bakım ve Yardım Kuruluşları Birliği’nden Uzman Zilal El Esad’a göre ise insanların, astronomik seviyedeki hayat pahalılığına ve yüksek kiralara uyum sağlayacak kaynakları yok. Bu da yaşanan intiharlarda önemli bir unsur.
Zilal El Esad, zorlu koşulların, aile içi şiddet ve uyuşturucu kullanımı yanı sıra, depresyon gibi psikolojik sorunların da artışına neden olduğunu dile getiriyor.
Tamer Yazar