Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Üniversiteler ve Zamlar

Üniversite fiyatları başını almış yukarı doğru gidiyor.
Özellikle özel üniversitelerde yapılan zamlar artık akıl almaz seviyelere ulaştı. %100’ü aşan
artışlarla karşı karşıyayız. Öğrenciler, yalnızca kayıt ücretleriyle değil, taksitli ödeme seçeneklerinde
uygulanan yüksek faizlerle de boğuşmak zorunda kalıyor. Bu da yıllık toplam maliyeti katlayarak
daha da ağırlaştırıyor.
Hal böyle olunca, çaresizlik içinde kıvranan bazı bireyler, sahte diplomalara yöneliyor. Bu elbette
kabul edilemez bir durum; ancak sorunun kaynağı da görmezden gelinemez. Üniversiteye girmek
bu kadar pahalı olursa, ekonomik durumu yetersiz olan insanlar ya hayallerinden vazgeçiyor ya da
kolay ama yasa dışı yolları tercih ediyor.
Bu tablo, eğitim sistemimiz açısından son derece vahimdir. Eğitim hakkı, sadece belirli bir gelir
seviyesinin değil, her vatandaşın ulaşabileceği bir temel haktır. Ancak bu hak, gün geçtikçe parası
olanın erişebildiği ayrıcalıklı bir hizmete dönüşüyor.
Zamlara kim dur diyecek?
Zamlar artıyor ama bu artışa “dur” diyecek kimse ortada görünmüyor. Türkiye’deki bazı vakıf
üniversiteleri bile adeta ticari bir işletme gibi davranarak, eğitimi bir kar aracı haline getirmiş
durumda.
Geldiğimiz noktada birçok aile, çocuklarını yurtdışında okutmanın daha ekonomik ve mantıklı bir
seçenek haline geldiğini görüyor. Özellikle bazı Avrupa ülkelerinde eğitim maliyetleri, Türkiye’deki
özel üniversitelere göre daha makul olduğu bilinmekte. Barınma, ulaşım ve yaşam giderleri hesaba
katılsa bile yurtdışı eğitimi bazen daha az maliyetli oluyor.
Yurtdışında okuma seçeceğinin daha ehven şartlarda olduğu gerçeği karşısında uzun uzun
düşünmek gerek.
Bu durum, gençlerimizi ülke dışında kalmaya ve beyin göçüne de zorluyor. Çünkü yurtdışında hem
daha uygun eğitim alıyorlar hem de mezuniyet sonrası daha nitelikli iş imkanlarına kavuşabiliyorlar.
Bir hususu hatırlatmakta yarar görüyorum.
Gelişi güzel ve plansız şekilde açılan üniversiteler! Maalesef, nitelik göz ardı edilerek yalnızca
nicelik hedefleniyor. Bu da hem eğitimin kalitesini düşürüyor hem de mezun olan gençlerin
istihdam sorununu büyütüyor.
Kalitesiz bir eğitim, uzun vadede sadece bireyin değil, toplumun da geleceğini tehdit eder.
Sonuç olarak, bu yüksek zamlar ve niteliksiz üniversiteler zinciri devam ederse, hem eğitimde
eşitsizlik artar hem de yasa dışı yollara yönelimin önü açılır. Bu da yalnızca bireysel değil,
toplumsal bir çöküşün kapısını aralar.
Şunu açıkça söylemek gerekir: Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmazsa, sahte diplomalar, niteliksiz
mezunlar ve beyin göçü kaçınılmaz hale gelir.
Bu yüzden yetkililerin bu konulara acil ve samimi çözümler üretmesi gerekir. Eğitim bir ayrıcalık
değil, bir haktır. Aksi halde, geleceği kaybetme riskimiz her geçen gün daha da artacaktır.
Eğer bunları göz önünde tutarak hareket edersek geleceğimiz aydınlık olur.
Bunları göz önünde tutarak bir yol çizmeli ve çizilen yol doğrultusunda adımlar atarak çağdaşlık
yolunda ilerlemeli, aydınlığa doğru yönelmeliyiz.
Aydınlığa doğru…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER