İnsanların türlü huyları var. Bunlardan bazıları ahlaklı olmak, merhamet, zorbalık, şefkat, sadizm ve
kindarlık olarak sıralanabilir.
Komşu ülkeyi ele geçirmek istersen onu hile ile yapabilirisin.
Bunu yaparken belki zenginleşir, büyür ve etrafa açılırsınız.
Ama ileride aynı olaylar sizin de başınıza gelebilir.
Bunu akıldan çıkartmamak gerektiğini unutmamalıyız.
Yağma bir kaç günlük bir iştir. Yapar ya da yaptırırsın. Sonra yine başa döner yaptığına bakar ve
şaşırırsın.
Amaç aracı meşru kılar. Bu nedenle amaca ulaşabilmek için yalan söylersin. Bu yalanı tekrarlarsan
inanalar çoğalır.
Böylece yalan söyleye söyleye etrafındakileri inandırmakla kalmaz, zaman içinde sen de inanır
duruma gelirsin.
Alsan geyiğin yavrusunu yediğinde onu zorbalıkla suçlayamazsın. Çünkü aslanda ahlak anlayışı
yoktur.
İnsanlar doğruyla yanlışı ayırt etme kapasitesine sahipken, hayvanlar genellikle hayatta kalma,
sosyal uyum veya ödül-ceza sistemlerine göre hareket eder. Bu nedenle, hayvanların davranışları
bilinçli bir ahlaki tercihten değil, doğuştan gelen içgüdülerden kaynaklanır.
Bunun gibi savaşta da bazen aynı şeyler olur. Savaş ortamlarında insanlarda ahlak duygusu çoğu
zaman zayıflar; şiddet, korku ve çıkar çatışmaları vicdanı bastırabilir. Böylece insanlar normalde
yapmayacakları eylemlerde bulunabilir ve ahlak anlayışı çoğu zaman yok olur.
İşte böyle gidip sürüyor günler, aylar, yıllar.
Ancak savaşlara rağmen ahlaklarını kaybetmemiş insanların bulunduğunu da belirtmek isteriz.
Ceza evinden çıkan iki arkadaştan biri çimenlere, ekinlere basarken diğeri onu uyarmış. Yürürken
çimleri, ekinleri eziyorsun, dikkat et demiş. Öbürü de cevap olarak; bana kimse acımadı, ben niye
acıyayım demiş.
Cezaevinden çıkan kişi gördüğü zulüm nedeniyle başkalarına – hatta doğaya – karşı
duyarsızlaşmıştır. Buna karşılık diğer arkadaşı ise insanın ne yaşamış olursa olsun merhametini
kaybetmemesi gerektiğini hatırlatmaktadır.
Ahlaki değerleri terk etmemek gerektiğini akıldan çıkartmamız lazım.
Yaşamın bedeli yaşatmaktır.
Bu sözü unutmamalı ve yaşatmalıyız.
Unutmayalım ve unutturmayalım!

YORUMLAR