Burası, Antakya kent merkezindeki Ulu Cami’nin arkasındaki dar sokağın içinde yer alan bir çeşme. Kullanım dışı kalan çeşmesi, akmayan suyu ve yazılıp çizilen taş bedeniyle, “buradayım” diyor ama!
Bir dönem yerel idare tarafından “Aş Evi” olarak kullanılan, Antakya kent merkezindeki Ulu Cami’nin arkasındaki yapının hemen yanı başındaki çeşme, eski kent içindeki çeşmelerin haline dair ‘neredeyiz’ kısmına adeta ‘imza’ atıyor. Atarken de, eski kentin turizmi üzerinden her tanıtım platformunda ‘davet’ yapanların ‘sloganlarında duruyor!
Yaşanan ilgisizliği işaret eden bir vatandaşın ifadesi ise oldukça çarpıcı:
“Bu çeşmelerin kimin sorumluluğunda olduğunu bilmek lazım önce. Kimi Vakıfların idaresinde, kimi yerel idarelerin… Ama her şekilde, tüm bu emanetler, bu kentin turizm değerleri. ‘Bana ait ya da değil’ diye bakmamak lazım aslında. Her yanından geçip gittiğimde, üzülüyorum. Sprey boyalarla öylesine kirletilmiş ki… Uzun zamandır böyle. Ne Ulu Cami’nin bedenine yaslanan bir çeşmeye yakışıyor bu hal, ne de bizim gibi kadim bir kente!” -Tamer Yazar-