Milletvekili Şahin, doğal afetlerin yerli tarımı iflasa sürüklediğini söyledi, hükümetin çözüm bulmasını istedi
CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, parlamentonun önceki günkü oturumunda yaptığı konuşmada, girdi maliyetlerinin her geçen gün arttığı bir dönemde doğal afetlerin yerli tarımı iflasa sürüklediğini söyledi, hükümetin bu soruna acilen çözüm üretmesinin önemine vurgu yaptı.
Türkiye’nin, dünyanın en fazla narenciye ihraç eden 3’üncü ülkesi olduğunu, ancak ne yazık ki üreticisinden ihracatçısına kadar herkesin, doğru ve etkin politikalar yürütülmemesi nedeniyle çeşitli sorunlarla karşı karşıya kaldığını söyleyen Milletvekili Şahin, Türkiye’de tarımın ithalata bağımlı hâle getirilmesinden ve dövize bağlı sürekli zamlanan ilaç, gübre, mazot fiyatlarıyla kırılan üreticinin, özellikle narenciyede bir taban fiyatı olmamasıyla hayallerini, beklentilerini, borçlarını belirsiz bir geleceğe ertelediğini, çünkü birçok üründe uygulanan taban fiyatın narenciyede olmadığını ifade etti. Milletvekili Şahin, zaten borç ekip haciz biçen üreticilerin, borçlarını ödeyemediğini, kısacası önünü göremediğini bildirdi.
Çiftçi mağdur oldu …
Hatay’ın Türkiye’nin turunçgiller üretiminin yüzde 21’ini Erzin, Dörtyol, Samandağ, Payas, Arsuz ve Defne ilçeleriyle sağladığına dikkat çeken Milletvekili Şahin, konuşmasında şunlara yer verdi: “Son iki yıldır yağan şiddetli dolu nedeniyle Erzin’de 40 bin dönümlük, Dörtyol’da 10 bin dönümlük alandaki narenciye zarar gördü. Narenciyenin yüzde 100 hasar gördüğü alan ise 20 bin dönüm. Son haftalarda ise Afrika’dan gelen çöl sıcaklarıyla hava sıcaklığının mayıs ayı ortalamasının çok üzerine çıkması sonrası, aralarında Hatay’ın da bulunduğu 46 ilimizde narenciye başta olmak üzere bir çok ürün zarar görmüştür. Zarar gören narenciye üreticisi yüzde 60 ile 90 arasında rekolte kaybı yaşamıştır. Tek geçim kaynağı narenciye olan Erzin’de genç ağaçların neredeyse tamamı, Dörtyol’da ise ağaçların yarısı çöl sıcaklarıyla çok büyük hasara uğramıştır. İlk belirlemeye göre erkenci narenciye gruplarından ortalama yüzde seksen, geççilerde yüzde elli hasar meydana gelmiştir. Borç batağında olan ve başka hiçbir geçim kaynağı olmayan Erzin çiftçisi en az bir yıl üretim yapamayacak durumdadır. Turizm yok, sanayi yok, tek geçim kaynağının narenciye olduğu Erzinli ne yiyip ne içecek?
Girdi maliyetlerinin her geçen gün arttığı bir dönemde doğal afetler yerli tarımı iflasa sürüklemektedir. Kışın sel ve don, yazın da aşırı sıcak etkisiyle telef olan ürünler çiftçiyi perişan etti. Bu insanlar nasıl geçinecek? Borçlarını nasıl ödeyecekler? Bu soruna Hükûmet eliyle acil çözüm üretilmesi gerekmektedir. Ayrıca tarım sigortası sıcak havadan kaynaklı zararı afet olarak kabul etmediğinden çiftçi mağdur durumda kalmıştır.”
Yerli tarıma ve çiftçiye sahip çıkılmalı …
Ülkemizde, yıllar boyu, yerli yersiz kalemlere hoyratça harcama yapıldığını belirten, üretimin bel kemiği olan tarıma Anayasa’mızın emrettiği devlet desteği dahi verilmediğini savunan Milletvekili Şahin, konuşmasının sonunda şunlara değindi: “Tarıma destek olmak amacıyla 2006 yılında çıkarılan kanunla, devlet gayrisafi millî hasılanın en az yüzde 1’ini tarıma vermek zorundadır. Ancak AKP hükûmetleri, maalesef, 2007’den bu yana çiftçiye hiçbir zaman yüzde 1 destek vermedi. AKP’nin bugüne kadar ödemediği ve devleti çiftçiye borçlandırdığı tutarı ise 170 milyar lira. Bu borç ödense çiftçinin piyasalara olan 130 milyar lira borcu kapanacak, geri kalanı çiftçinin cebine kalacak, tarımı geliştirmeye harcayacak. Ama nerede! Kim bilir, çiftçinin hakkı olan paralar hangi yandaşa peşkeş çekildi.
Narenciye üreticilerinin zararlarının tamamı afet kapsamında karşılanmalı, üretimin önü açılmalıdır. Çiftçinin talepleri açık ve nettir. Tarımsal ürünlerin, canlı cansız üretim araçları ve tesisleri dâhil tüm tarımsal varlığın toplam parasal değerinin belirlendiği miktar yüzde 40’tan en az yüzde 10’a düşürülmelidir. Tarım sigortalarının kapsamına aşırı sıcak etkili su kaybına bağlı meyve dökümü durumu eklenmeli, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olma şartı kaldırılmalıdır. Sigorta şartları her çiftçinin ulaşabileceği hâle getirilmelidir. Çiftçinin borçları faizsiz en az iki yıl ertelenmeli, çiftçi ilk yıl zararı kapatmak için kendine ikinci yıl geliriyle kredi borçlarını ödemek üzere çalışmalı, yerli üretimin önü açılmalıdır. İhracat pazarlarının korunması için gerekli tedbirler derhâl alınmalı, çiftçi ithal ürünlerle rekabet edebileceği şartlar sağlanmalıdır. AKP Hûkümetinin sözde değil, özde millî politikalar üretmeye, yerli tarım ve çiftçiye sahip çıkmaya davet ediyoruz.” -Mehmet ÖZGÜN-