Atatürk Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi’nin kesiştiği noktaya PTT Merkez Müdürlüğü tarafından asılan bir uyarı, olası bir ‘tehlikeye’ işaret ediyor etmesine de, mevcut uyarıyı bertaraf edecek çalışma nerede?
Atatürk Anıtı’na bakan PTT binasını çevreleyen taş duvarların hemen yanı başına Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından eklenen dubaların önce ‘ne’ amaçla olduğu anlaşılamadı. Binayı çevreleyen taş duvara yaklaşık 1 metre açıkta boylu boyunca ilerleyen dubaların ne olduğu ve ne amaçla bu bölgeye yerleştirildiği vatandaşlar tarafından anlaşılmaya çalışılırken, beklenen uyarı en sonunda geldi. Birbirine zincirle bağlı dubalara işaret eden uyarıda şu ifade yer aldı: “Duvarlar ‘yıkım’ tehlikesi oluşturduğundan, kaldırım kısmen yaya trafiğine kapatılmıştır.”
-Daha ne kadar?-
Kurumsal bir uyarıya rağmen, dubaların çevrelediği ‘duvar’ için şu ana kadar neden her hangi bir çalışma başlatılmadığı merak ediliyor. Özellikle de, dubaları birbirine bağlayan zincirlerin yer yer koptuğu ve bu alanın adeta çocuklar için oyun alanına dönüştüğü izlenirken! Bir vatandaşın eleştirisi de buna dair: “Olması gerekeni yapmışlar. Uyarmışlar! Ama uzun zamandır bu uyarı da bu dubalar da burada. Çalışma ne zaman? Daha ne kadar bu halde kalacak burası? Aslına bakarsanız, açık açık ‘yıkılabilir’ demişler. Buna rağmen bu alanı tamamen kapatmak yerine, alışkanlık haline getirdikleri dubalarla ‘sözde’ güvenlik sağlamışlar. Düşünün ki, her an yıkılabilecek bir yerden bahsediyoruz, doğru mu? Geçen gün buradan geçerken, dubaların kapattığı alan içinde kalan ‘nöbetçi eczane’ listesine bakmaya çalışan yaşlı bir kadının ‘tehlikeli’ denilen alanın içinden listeye göz gezdirdiğini izledim. Ardından uyardım da, ‘bakın burası tehlikeli’ diye. Ama o da haklı! İnsanların en acil ihtiyaçları bu ‘nöbetçi eczane listesi’… O zaman, olası bir kazaya davetiye çıkartmamak için, öncelikli olarak bunu daha ‘güvenli’ bir alana çekmeleri gerek. Bir de, duvarın dibinde oturan dilenciler var. Her şeye rağmen, tüm gün oradalar. ‘Yıkılabilir’ denilen bir duvarın dibinde. Sahi, neyi konuşuyoruz biz? Bizler, başımıza bir iş gelmeden ayağa kalkmayan insanlarız. Özelde de resmide de bu durum değişmiyor. Hadi selametle…”
-Tuğlamı örecekler?-
Bir başka vatandaşın tespiti ise, betonlaşan Antakya’nın örneği oldu adeta: “Eski Belediye Hizmet Binası’nı hatırlayanlar vardır. Oranın orijinal duvarlarının üzerini ‘şık’ olsun diye kırmızı tuğla ile ördüler. Yenileme adına eskiyi yok etmek gelenek oldu, adına da ‘düzenleme’ demeye başladık. Ama düzenliyor muyuz yoksa bozuyor muyuz, düşünmek lazım. Korkarım, burada da aynı şeyi yapacaklar. Bu güzelim taş kesme duvarların bu güzelim görüntüsünün üzerine bu ‘yapay’ malzemeyi ekleyecekler. Ama yaparlarsa da yazık ederler.”
-Engelli çizgisi-
PTT binasını çevreleyen duvarın yıkılma tehlikesi nedeniyle kaldırımın önemli bir kısmını kullanım dışı bırakan dubalar, bu alanda ilerleyen ‘kılavuz’ çizgileri de kullanım dışı bırakmış durumda. Büyükşehir Belediyesi’nin çözümü ise yapılanı, yapılmak isteneni ‘sorgulatmış’… Yerel idare, mevcut çizgileri duba noktasında ‘kesmeden’ ve de ‘bitirmeden’, aynı noktaya bir de plastik bir kılavuz çizgi alanı eklemiş. Görme engelli bireyden de, bu alternatif ‘yönü’ tahmin etmesini beklemiş! Yapılan işin ‘yaptım-oldu’ kısmı mı? Yine olmamış!
Tamer Yazar