Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Uzmanlar Söylüyor…

Antidepresan kullananlarda intihar girişimi,

Antidepresan kullananlarda intihar girişimi, duygusal hissizlik ile cinsel sorunlar artıyor.

Yeni Zelanda’da yapılan araştırmaya göre, son 5 yılda antidepresan kullanan hastalarda, antidepresanların göstermiş olduğu yan etiklerin düşünüldüğünden de fazla olduğu ortaya çıktı. Antidepresan kullanan 1829 kişi üzerinde yapılan araştırmada, vakalarının yarısından fazlasında ilaç kullanımına bağlı yan etkiler bildirilmesi, bu ilaçların ‘acaba gereğinden fazla mı reçete edildiğiyle’ ilgili kaygılara neden oldu. 18-25 yaş arası katılımcıların yarısından çoğunda intihar etme isteği, % 62’sinde cinsel problemler ve % 60 oranında da duygusal olarak hissizlik ortaya çıktı.
Diğer yan etkiler ise; % 52 kendisi gibi hissetmemek, % 42 olumlu duygularda azalma, % 39 insanlara daha az ilgi gösterme ve % 55 içe kapanma olarak görüldü. Yine de % 82 oranla, insanların, ilaçla depresyondan kurtuldukları belirtildi.
Yapılan araştırmaya göre, akıllara gelen ilk soru, ‘Antidepresan kullanmaktan korkmalı mıyız?’ oluyor. Lapsus Psikoloji ve Gelişim Atölyesi Kurucusu Uzman Klinik Psikolog Gonca Akkaya, antidepresan kullanımı ile ilgili şunları söyledi:
“Antidepresan kullanımı, ruhsal zorlukların tedavisinde kullanılan yöntemlerden yalnızca biri. Ben, buna ne karşı ne taraftar olunmasından yanayım. Tamamen hasta bazlı değerlendirmeler yapılmalıdır. Her ilaç gibi antidepresanların da yan etkiler elbette var. Vücuda yabancı bir madde girdiğinde, bunun maliyetinin sıfır olması beklenemez. Burada önemli olan, yan etkilere rağmen, ilacın sağlayacağı faydaya atfedilen önemdir. Bu kararı, maliyet hesabı yaparak uzman hekim verir.
‘Mutsuzluk ve kederin ilaçla tedavisi’ mümkün olmasa da, ilaç kullanımı, mutsuzluk ve kederi aşmakta kişiye sağlam bir destek sağlayabilir. Günlük yaşamın sıradan aktivitelerini yapmakta çokça zorlanan kişilerin; yaşadığı mutsuzluk üzerine çalışabilmeleri, içinde bulundukları duruma bakıp sağlıklı değerlendirmeler yapabilmeleri ve içgörü kazanarak yaşamlarını değiştirebilmeleri için önce bir miktar toparlanmaları gereklidir. İlaç tedavisi, tam da bu noktada biz klinisyenlere kolaylaştırıcı bir zemin sağlar. Antidepresan desteğiyle günlük yaşamını sürdürebilme noktasına yeniden gelen kişi, ancak bu noktada terapötik bir çalışmaya girip kendiyle yüzleşebilir.
Depresyon, hem çevresel hem genetik etmenlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir ruh sağlığı sorunudur. Bu etmenler, her bir kişide, o kişinin bireysel tarihçesinin zemininde birleşir ve ortaya çıkan tablo daima kişiye özgü bir karakter taşır. Yalnızca ilaca yaslanan tedaviler, herkes için aynı çözümü sunmakla eleştirilir ve bu eleştiri haklıdır da. Ama yine de depresyonun tedavisinde ilaç seçeneğini tamamen dışlamak doğru değildir. Bu konuda belirleyici olması gereken, yine kişinin bireysel tarihçesi ve içinde bulunduğu durumun ne kadar ağır olup olmadığıdır.
Şunu da unutmamak gerek… Antidepresan kullanımının bir takvimi vardır. Bunu belirleyen de, bu konuda eğitim almış uzman hekimler olmalıdır. Kendi kendine antidepresan kullanmaya başlayıp, bunu senelerce sürdüren birçok insan var ne yazık ki. Psikiyatristlere gidip doğrudan ilaç isteyenler de cabası. Asıl risk yan etkiler değil, bilinçsiz ilaç kullanımı ve ilaca yüklenen mucizevi anlamda yatmaktadır.” -Cemil Yıldız-