“Bugün, Ermeni Vakıflı Köyü’nde yaşayan Ermeni kardeşlerimizin gözlerindeki o derin ve mutsuz ifadeyi görmenizi isterim.”
Geçtiğimiz hafta sonunda, ilimiz Samandağ ilçesi Vakıflı Mahallesi’ne yönelik olarak, güvenlik güçlerinin yılbaşı öncesi sahte alkol imalatı kontrolleri sırasında, bölgenin ve Türkiye’nin son Ermeni köyü olan Vakıflı’nın Muhtarı Berç Kartun’un, evinde imal ettiği ve gelen konuklara da hediye edilen likör ve şarap gibi ürünlerin yasak kabul edilerek imha edilmesinin bölgedeki yankıları sürerken, sosyal medyada konuya ilişkin ilginç yorumlar da dikkat çekti.
Seyran Ziroğlu adlı vatandaş, gelişmeyi şöyle paylaştı:
“Türkiye’nin tek Ermeni köyü, Vakıflı… Yüz yılların kültür mirası… Vakıflı Köyü Şarabı, sözde ihbar edilerek, köylünün el emeği ile ürettiği şaraplara el konuldu. Samandağ’da yıllardan gelen bir kültürü, imece usulü bir araya gelerek eş, dost, akrabanın yapmış olduğu ev usulü (organik) likör, şarap,boğma rakı, defne sabunu, nar ekşisine bu şekilde, vatandaşın emeğine, alın terine, yaşam biçimine, gönül bağına kelepçe vuramazsınız. Samandağ’da bugün el yapımı likörünü, şarabını köylünün gözleri önünde imha etmek, ne demek? Bir de bunu yaparken, Suriyelilere döktürmeniz, sadece bu millete zarar verir!
Türkiye’nin tek yerleşim bölgesi (Ermeni) Vakıflı Köyü, ülkenin göz bebeğidir. Vatandaşlarımız, devletine ve milletine her zaman bağlıdır. Kültür ve gelenekleri ile mozaiğimizin zenginliğini oluşturur. Vakıflı Köyü’nde yüz yıllardır evlerde şaraplar el emeği ile üretilir. Ve bu ürünler, köye gelen yerli ve yabancı turistlere ikram edilir.
Bugün, Ermeni Vakıflı Köyü’nde yaşayan Ermeni kardeşlerimizin gözlerindeki o derin ve mutsuz ifadeyi görmenizi isterim. Vakıflı Köyü, bugün yasta, yeni yıla girerken… Kalpler kırgın ve hüzün dolu. Peki, değdi mi?”
-MEVLÜT ORUÇ YORUMU-
Samandağlı, sivil toplum kuruluşu yöneticilerinden, siyasetçi Mevlüt Oruç da şu ilginç yorumu yaptı:
“Türkiye’nin son Ermeni Köyü olan Vakıflı’ya yapılan bu uygulamanın hiçbir haklı gerekçesi olmaz. El yapımı, ev yapımı, emek yapımı, alın teri yapımı, bin yılların geleneksel yapımı, yöresel şarapları, likörü dökmek ayıptır, günahtır, değer bilmezliktir, emeği ezmektir.
Türkiye’nin son Ermeni köyünü, Samandağ ve bütün Türkiye’ deki kültürel, etnik ve inanç zenginliğini cezalandırmaktır. Bu ne gaddarlıktır. Hayatı boyunca emek harcamamış, alın teri dökmemiş zihniyetin bir uygulamasıdır. Emeğe karşı işlenmiş bir suçtur, insan hakları ihlalidir.
Bu uygulama, ayrımcılık içeriyor. Türkiye’nin her tarafında ve dünyanın her tarafında şarap yapılır. Evlerde tüketilir, misafire ikram edilir. Derdiniz nedir? Her şeyden önce yazıktır, ayıptır, günahtır.” -Haber/Cemil Yıldız-