Hatay’da da başvuru sayısı on binleri bulan İmar Barışı başlığında vatandaşı yakından ilgilendiren son dönem değişiklikleri gündeme taşıyan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, “Riskli Alanlar” içinde kalan yapılara verilen “yapı kayıt belgeleri” için uyardı, “Yanlışın üstüne doğrunun inşa edilemeyeceği bir kez daha görülmüştür” açıklamasında bulundu.
Geçtiğimiz günlerde, “Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” TBMM de görüşülerek kabul edildi. Getirilen düzenleme ile beraber; 2644 sayılı Tapu Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun, 644 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu başta olmak üzere, mülkiyet hakkına ilişkin çok sayıda yasada değişiklik ve ilaveler hayata geçirildi.
Yaşanan yasal değişim sürecinde, vatandaşa, özellikle de ‘imar barışı’ başlığında uyarılarda bulunan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, şu tespitlerde bulundu:
“Yasa’nın 25. Maddesi ile 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’un 6. Maddesi’ne ilave edilen düzenlemede, ‘Yıkılacak derecede riskli yapıların bulunduğu alanlar ile kendiliğinden çöken veya zemin kayması, heyelan, su baskını, kaya düşmesi, yangın, patlama gibi ağır hasar gören veya ağır hasar görme riski bulunan yapıların bulunduğu alanlarda dönüşüm uygulamaları, maliklerin veya ilgililerin muvafakati aranmaksızın, Bakanlıkça resen yapılabilir veya yaptırılabilir’ hükmü yer almaktadır. Sonraki maddelerde de; riskli olarak tespit edilen yapının kapısına bu tebliğin asılacağı, iki gün içinde itiraz edebileceği, 3 gün içinde de yapılan itirazların değerlendirileceği, Bakanlıkça verilen süre içinde tahliyenin yapılmaması durumunda ise kilitli kapıları açtırmak da dahil olmak üzere, tahliye ve yıkım işlerinin kolluk kuvvetlerinin yardımıyla Bakanlıkça yapılacağı veya yaptırılacağı, yıkım ve yapıma ilişkin her türlü tapu ve kadastro işlemlerinin de maliklerin muvafakati alınmaksızın yapılacağı ifade edilmektedir.
Madde, makul sebeplere dayanılarak bir uygulamaya gidildiği gibi bir algı oluşturmakla birlikte, T.C. Anayasası ve AİHS’nin 1 Nolu Protokolü’nün ‘mülkiyet haklarını koruyan’ maddelerine aykırılık oluştururken, bu düzenlemede maliklerin hiçbir konuda görüşü alınmayarak, devletin zor ve baskı unsurunun öne çıkarıldığı görülmektedir. Asıl önemlisi de, söz konusu yasal düzenleme, imar affı ile birlikte düşünüldüğünde halkın nasıl aldatıldığı da ortaya çıkmaktadır.
Bilindiği gibi, 2018 yılında 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici bir maddeyle, ‘…ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması…’ adı altında, bu kanuna aykırı kaçak yapılara para karşılığı af getirilmiş, nerede yapıldığına bakılmaksızın, ‘denetimsiz, mühendislik hizmeti almamış yapılar’ yasal hale getirilmiştir.”
–DEPREM RİSKİ!-
Sürece eklenen son yasal düzenlemelerle beraber, vatandaşa sunulan hakların tekrar alındığı konusuna dikkati çeken TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, deprem riskine işaret etti ve şöyle devam etti:
“Odamız, TMMOB ve bağlı Odalarca yapılan çok sayıdaki basın açıklamasıyla, topluma ‘İmar Barışı’ olarak sunulan sistemin yaratacağı olumsuzluklar anlatılmaya çalışılmış, bugüne kadar sınırlı da, olsa deprem güvenliği için atılmış olan bütün adımların boşa çıkartılacağı belirtilerek, bu yasal kılıfın, yapıları depreme karşı güvenlikli hale getirmeyeceği, tam aksine doğa olaylarını afete dönüştürerek pek çok insanın hayatını kaybetmesine yol açacağı vurgulanmıştı.
Benzer çağrılar, sadece meslek örgütleri tarafından değil, ilgili ve sorumlu kamu kurumları tarafından da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yazılı olarak bildirilmiş, hatta 7269 sayılı Afetler Kanunu’na göre, Bakanlar Kurulu Kararı ile ‘Afete Maruz Bölge’ sınırları içinde yer alan yapılar bile, bedeli alınmak suretiyle ‘Yapı Kayıt Belgesi’ düzenlenerek İmar Barışı kapsamına alınmıştır.
İmar affı ile beraber, afete maruz kalabilecek bölgelerde, Hazine’ye ait arazilerde, orman, kıyı, mera alanlarında, milli parklar, kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin özel alanlarda ve dere yataklarında inşa edilmiş her türlü kaçak tesis ve yapılar için Yapı Kayıt Belgesi verilerek, bu yapılar ‘güya’ yasal hale getirilmiştir.”
-NE DEĞİŞTİ?-
İmar Barışı ile beraber getirilen anlayışın, son yasal düzenlemelerle yerini farklı bir uygulamaya bıraktığını dile getiren TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, uyarını ve eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Bütün eleştirilere ve yazılı uyarılara karşın, bir yıl önce çıkardığı ‘imar barışı’yla, riskli alanlarda kaçak olarak inşa edilmiş yapıları ‘para karşılığı affedip yasal hale getiren’ siyasi iktidar, bu defa, Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’da yaptığı değişiklikle, bu alanlardaki yapıları zorla yıkarak kentsel dönüşüme tabi tutacağını açıklamaktadır. Vatandaşın kaçak yapısı ‘önce parası alınarak affedilmiş’, bir yıl sonra ‘binanı yıkarım’ denilerek de vatandaş kıskaca alınarak aldatılmıştır. Aklın ve bilimin yol göstericiliğinden uzak, günlük popülist yaklaşımlarla öngörüsüzce oluşturulan politikalar, bir kez daha duvara toslamıştır.
-SÖZÜN ÖZÜ!-
Hatay’daki ‘imar barışı’ başvurusu yapan on binlerce vatandaşı da yakından ilgilendiren konuda son bir tespitte daha bulunan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, “bir kez daha uyarıyoruz” diyerek, şu mesajı verdi:
“Vatandaşlarımızı, kamu kurum ve kuruluşları ile karşı karşıya getirecek, kamuya olan güvenini sarsarak, mağdur edecek olan uygulamalardan kaçınılması amacıyla, ‘Riskli Alanlar’ içinde kalan yapılara verilen ‘yapı kayıt belgeleri’ derhal iptal edilmeli, vatandaşın parası da iade edilmelidir.”
-Tamer Yazar-