‘Antakya Kaygılı’
Hatay’dan Kilis’e, Gaziantep’ten İstanbul’a, Türkiye’nin birçok şehrine dağılan Suriyeli sığınmacılar için yaklaşan yerel seçimler bağlamında ‘vatandaş yapılıyorlar’ eleştirisini ele alan İrfan O. Hatipoğlu, Antakya’nın bu anlamda ‘kaygılı’ olduğunu söyledi.
Yaklaşan yerel seçimlerde kullanılacak her bir oyun dengelerde yaratacağı değişim adına tartışılmaya devam edilen ‘Suriyelilere vatandaşlık verilmesi’ konusunu ele alan Antakya Tarım Platformu Başkanı İrfan O. Hatipoğlu, “Yerel siyasi dengeyi değiştirmek için her gün yüzlerce Suriyeli sığınmacı ‘Türkiye Yurttaşı’ olması için ilçe nüfus müdürlükleri önüne yığılmakta ve seçmen yapılmaktadır” tespitinde bulundu.
-GETTO YAŞAMLAR-
İrfan O. Hatipoğlu, “Antakya hızla ayrışıyor” başlığında yaptığı değerlendirmede şunları dile getirdi:
“Resmi rakamlara göre, beş yüz (500) bin, sivil toplum örgütlerinin söylemine göre bir (1) milyona yakın sığınmacı kentte yaşmakta. Sınır ilçelerindeki sığınmacılar, yerleşik ilçe nüfusunu çoktan geride bıraktı. Ekonomik, kültürel, günlük yaşama egemenler. Beldeleriyle ilgili kararları sığınmacılar veriyor. Antakya daha farklı… Sığınmacılar, kent içinde gettolar oluşturup ayrıştılar. Birlikte yaşamak için çaba göstermiyorlar. Kısacası Antakya, Suriyeli sığınmacılar aracılığıyla yeniden kurgulanıyor. Binlerce yıllık kadim kültürün yerine Ortadoğu kültürü hızla yerleşiyor.
-SAYI BİLİNMİYOR-
Sürecin son tartışmasında, ‘vatandaşlık’ aldığı iddia edilen sığınmacı sayısı bilinmese de, bu konuda net bir açıklama da yapılmadığına dikkati çeken Hatipoğlu, şöyle devam etti:
“Sivil toplum örgütlerinin saptamalarına göre, bu rakam 60 bin civarında. Bu sayı her gün artıyor. Sığınmacıların yurttaş yapılarak yerel seçimde oy kullanır duruma gelmesi, Antakyalının yerel siyasi tercihini belirtmedeki kritik aşamayı çoktan aştı. Artık Antakyalının tercihi de Suriyeli sığınmacıların elinde…
Antakya kaygılı, ki siyasal iktidarın, sığınmacıları yurttaş/seçmen yapma uygulamasının, kentin yerel yöneticilerinin değişmesiyle sınırlı kalmayacağını biliyor. Artan kaygılarına karşın, aynı kaygıyı; muhalefet partileri genel/yerel yöneticilerinin, yöre milletvekillerinin ve sivil toplum örgütleri yöneticilerinin göstermemesi üzüyor.” -Tamer Yazar-